2.BÖLÜM: "Temizlik"

3.1K 168 7
                                    

Merhabalar, efenim.

Sizlerle ikinci bölüme teşrif etmekte bulunuyoruz. Nasıl olduğunuzu soruyorum. İyi veya kötü cevapları aşağıda yorumlarda bekler vaziyetteyim.

Bir de geliş tarihinizi istiyorum. Satır arası yorumlarınızı beklediğimi ben söylemeden anladığınızı var sayarak sizleri bölüme şutluyorum. 🌺🌸

Keyifli okumalar, canlarım!

🍁

Hayatları boyunca sevilen insanlar çok azdır. Bu yüzden daima birileri tarafından sevilmeyi başarabilmek meşakatli bir iş. İyi bir insan olmak gerek. Böyle olmalıydınız ki birileri siz ölseniz dahi sizi sevebilmeliydi. Hira, sevgisi birikmiş bir kızdı. On dokuz yıllık hayatında biriktirdiği sevgisini paylaşacak pek birileri yoktu. Sadece çevresinde olan insanlara bahşederdi yumuşak sevgisini. Bazıları her ne kadar haketmese de, genç kız yine de sevmekten alıkoyamazdı kendini.

Hira, bu yüzden belki de dibine kadar sevilmeyi en çok hakeden insan olabilirdi. Fakat ne yazık ki henüz onu ölümüne sevecek ve bunu çekinmeden gösterecek biri girmemişti hayatına. Belki de hiç girmeyecekti.

Genç kız, derin düşünceleriyle adımlamaya devam etti. Yönü dün gittiği arkadaşının eviyken kafasında arkadaşına babasıyla konuştuktan saatler sonra yarın geleceklerini haber eden görücüleri nasıl anlatacağını tartıyordu. Şüphesiz müjde, şaşıracaktı. Fakat baskın gelen duygusunun heycan olacağınıda biliyordu genç kız. Dalgın bakışlarla arkadaşının evine geldiğinde, müjdeyi evin arka kısmında elinde odunlarla çıkarken gördü. Siyah saçlarının üzerine yazma bağlayan müjde, dikkatle kıymıklı odunları taşımaya çalışıyor, dün akşam
biraz yağan karın buzlaşması yüzünden yavaş yavaş yürüyordu.

Hira, "Günaydın." Diye seslendi tatlı görünümlü kıza. Akabinde bahçe kapısını açarak içeri girdi. Müjde, hirayı gördüğünde yüzüne hızla yerleşen güzel gülümsemesiyle, "Günaydın!" Diye şakıdı.

Hira, arkadaşının enerjisine usulca gülümseyerek yanına ilerledi. Karşı karşıya geldiğinde yumuşak sesiyle, "Ver biraz." Diyerek müjdenin kucağındaki odunlari işaret etti. Hira, itiraz etmeyen arkadaşından odunların yarısını aldığında, bir şey demeden eve yürüdüler. Hava bugün geçen günlere nazaran daha soğuktu ve müjdenin kansızlığı nedeniyle bedeni normal insanlardan bir tık daha üşürdü. Çoğu zaman üzerine kalın kalın kıyafetler geçirir, buzdan farksız ayacıklarına üst üste birkaç çorap ve patik geçirirdi. Allahtan ayakları küçükte çok çorap giydiğinde boyutu normal kızların ayaklarına benziyordu yoksa müjde ayakları büyük görünür diye hayatta o kadar çorabı giymezdi.

Tek katlı eve geçtiklerinde, müjdenin annesini sobayı karıştırken buldular. Ayakkabılarını çıkardıklarında selma hanım kızını ve hirayı gördü. Yüzüne yerleşen samimi gülümsemesiyle, "Hoşgeldin kızım." Dedi hiraya itafen.

Hira, aynı gülümsemeyle başını sallayarak, "Hoşbuldum, Hatice teyze." Dediğinde, müjde içinde köz bulunan sobaya ilerledi. Peşi sıra hira geldiğinde dikkatle odunları sobaya attı müjde. Kendi tutuğu odunları sobaya atmayı bitirdiğinde hiraya kolundaki odunları sobanın yanındaki orta boylu kovaya atmasını söyledi. Genç kız denileni yaptığında, bir kaç dakika sonra onlar müjdenin odasına, hatice hanım mutfağa geçti. Hira, sessiz sakin müjdenin yatağına oturduğunda, müjde kapıyı kapatarak genç kızın yanına ilerledi. O da yatağa oturduğunda hirayla bakışıyordu.

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin