DG - 4

38K 1.7K 21
                                    

Lara , Akın'a korku dolu gözlerle baktı. Hoş, burada Alex onu bulamazdı ve başına gelecek bundan daha kötü bir şey yoktu ama ani olan her hareket onu korkutuyordu. Akında şey vardı... İnsanı ürpertiyordu. Aslında korku doğru bir kelime değildi. Hata yaptığına dair endişe duymana sebep oluyordu. Öyle bir ses tonu vardı ki asla itiraz edemiyordunuz. Bir kadın olarak etkilenmenin dışında, gözlemlediği kadarıyla, herkes için geçerli bir durumdu. Kadın ya da erkek. Yeni tanıdığı ya da ailesinden biri. Fark etmiyordu. Ve bakışı... Öfkeden laciverte dönen gözleri insanın boğazında bir yumru oluşturuyordu. Ne güzel gözleri vardı bu adamın böyle? Hele saçları... 3 numara bir erkeğe bu kadar mı yakışırdı! Konudan sapıyorsun, Lara...

Lara düşüncelerinde Akın ile boğuşurken adam onu kolundan tutmuş ve çıktığı odaya geri sokmuştu. Ne olduğunu bile anlayamamıştı. Alık alık baktığına emindi. Toparlanması lazımdı ancak Akın da hiç yardımcı olmuyordu. Akın ise ona hiç aldırmadan yatağın üzerine bıraktığı notu aldı ve sesli okudu. Büyük ve sıcak olan ellerinden birini hala üzerinde hissedebiliyordu. Dün o eller kendi elini tutmuştu ve şimdi o eller büyük bir özenle yazdığı notunu buruşturuyordu.

"Bir de not bırakmışsın. Yeşilçam filmi gibi. Gerçekten gidebileceğini mi düşündün? Diyelim evden çıktın sitenin güvenliğinden çıkamazdın çünkü onları tembihledim." Akın kesinlikle aptal değildi. Önlemlerini hep önceden alırdı. Bu küçük kızın da kaçacağını tahmin ettiğinden önlemlerini almıştı. Dün gece sitedeki bir arkadaşında kalmıştı. Başkasının evinde rahat uyuyamadığından erkenden yol almıştı. Zaten hep erken kalkar ve güne sporunu yaparak başlardı. Bu vücut yan gelip yatmakla olmamıştı.

"B-ben..." diye başladı Lara ama konuşamadı. Devamı bir türlü gelmedi. Ne diyecekti ki! Kahretsin.

"Sen ne? Şimdi bana neler olduğunu anlatıyorsun. En başından, düğün gününden itibaren." Yatağın ucuna oturup kızın şaşkın yüzüne bir süre baktı. Çok mu şaşırılacak bir şey söylemişti? Basit, düz bir insan olarak kıza yardım etmişti ve buna devam ediyordu, bunda şaşılacak ne vardı?

"Birilerine derdimi anlatmak istesem televizyon programlarına çıkardım." Lara bu sarışın kadının programlarına bir ara denk gelmişti. Evde Türk kanallarını çeken uydudan vardı. Babası daima haberleri izler, internetten gazeteleri okurdu. Ülkesinden hiç kopmamıştı.

"Dilinde pabuç kadar. Amma çok şey biliyorsun, Müge Anlı'yı bile... Ama lafı çevirme. Kimden kaçıyordun? İstemediğin şeyler mi yapıyorlar sana bu yüzden mi ailem yok dedin?" Töre meselesi olacağını sanmıyordu kızın kökeni bu işle alakasızdı zaten. Yunanistan gibi yerlerde töre ne arasındı? Annesinin izlediği diziler Akın'ın da beynini yıkamış olmalıydı.

"Hayır. Ailem gerçekten yok. Yani var da öldüler. Ben... Sadece evlenmekten korktum ve son anda vazgeçtim." Aklına gelen ilk yalanı söyleyivermişti. Ne yapabilirdi ki? Akın'ı bu işe bulaştırmak istemiyordu. O iyi niyetli biriydi. Başına bela açmanın anlamı yoktu. Ne kadar az şey bilirse o kadar güvendeydi. Akın tek kaşını kaldırdı ve ayağa kalktı. Kıza doğru ilerledi ve neredeyse dibine girdi.

"Oradan aptal mı görünüyorum? Bir de bu açıdan bak." diyerek biraz eğildi ve gözlerini onun gözlerine sabitledi. Lara nefes bile alamadı. Bu adam neyin peşindeydi?

"Bana pek de aptalmışsın gibi görünmedi." dedi tereddütle. Akın gerileyip elini saçlarının içine geçirdi. Evet, gayet karizmatik bir hareketti.

"Allah'ım sen aklımı koru." diye mırıldandı. Bu kız gerçekten sabrını sınıyordu.

"İşi epey zor desene. Çok çabuk sinirleniyorsun." dedi Lara. Alaycı sesine rağmen bir yanı kızacağından korksa da Akın'ın gülümsemesiyle rahatladı. Gülmek ona bu kadar yakışırken bu adam niye somurtuyordu ki sanki?

Damatsız Gelin (Damat Serisi 1)Where stories live. Discover now