bölüm bir: güven

14.1K 1.3K 3.3K
                                    

- - -

1| Kime güvendiğine dikkat etmelisin

Mercedes-Benz'in sürgülü kapısı kulak tırmalayıcı bir sesle açıldığında bulunduğumuz otoparkın içinde yankılanan topuk sesleri de kulağımda çınlıyordu. Her zamanki gibiydi. Her zamanki gibi birçok koruma, neredeyse boş olan otoparkın belirli kısımlarına dağılmış, burada olduğumun bilinmemesi adına alınan güvenlik önemlerini en üst seviyede tutmak adına göreve hazır hale gelmişti. Sanki tek güvenceleri o pahalı takımlarının altında sakladıkları silahları değilmiş gibi keskin gözleri korumacı bir tavırla etrafta geziniyordu.

Tanıdık bir sima kulağındaki şeffaf kulaklığa parmağının ucunu bastırırken gözlerini kısarak takım elbisesinin ceketini düzeltti. Filmli camı aramızdan çekmek adına yarım bırakılan kapıyı tamamen açtığında "Hoş geldiniz efendim." diyordu. "Sayın başkan sizi odasında bekliyor, buyurun lütfen."

Onun bir beta olduğunu biliyordum. Yaydığı enerji, üzerindeki sönük koku ve gözleri. Yakından bakıldığında bir beta olduğu o kadar kolay anlaşılıyordu ki uzaktan bakınca gösterdiği farklılığa şaşırıyordum. Vücudu başta olmak üzere tıpkı bir alfa gibiydi. Kendinden emin ve dik duruşuyla ne zaman buraya gelsem yakın korumalığımı yapma görevini üstelenen asıl isim oluyordu. Olabiliyordu. Sırf bu yüzden bile diğerlerinden daha çok yetki sahibi olduğunu anlamak o kadar da zor değildi.

Derin bir nefes aldım. Araçtan çıkarken çantamı alma gereği görmeden telefonumu arka cebime koymakla yetindim ve "Araba hazır dursun." diye mırıldandım. "İşimin uzun süreceğini sanmıyorum, sonrasında yetişmem gereken bir yer var." Şoförü buradan göremiyordum ama biraz ileride duran kısa boylu melez hızla başını sallayarak beni onayladı ve aldığı emirle hareketlendi. İlerlemeye başlamadan önce gözlerimi ondan çekmeden betaya "Neden burada olduğumu biliyor musun?" diye mırıldandım. Sesim beklediğimden daha net çıktı. "Daha önce beni böyle habersiz çağırdığı olmamıştı."

Ki hemen hemen her seferinde, hiç değilse önceki günden bana haber verir ve gelecek olası bir araç için hazır olmamı isterdi. Bu sabah öyle olmamıştı. Bu sabah her şey aniydi. Okula gitmek için kendi arabama ilerlemek istediğimde sitenin otoparkında beni bekleyen bu arabaydı. Bu aracı tanıyordum. Çok iyi tanıyordum. Bir başkası için olmayacağını da adım kadar iyi biliyordum.

Ve bu hiç hoşuma gitmemişti.

Yakın koruma otoparkın Mavi Saray'a açılan kapısına beni yönlendirmek için adımlarken "Maalesef efendim." diyerek kibarca yanıtladı. "Bize herhangi bir bilgi verilmedi. Sayın başkan sadece bunun önemli ve acil bir görüşme olduğu hususunda uyardı."

"Anladım." Başımı çevirdim. Otoparkın Mavi Saray'ın bodrum katına açılan sürgülü kapısından geçerken hemen önümüze serilmiş kırmızı halıya ve koridorun uzandığı açıklıktan yukarı tırmanan merdivene baktım. Etrafa aşina olduğum kadar attığım her adımda bana selam veren, önümde saygıyla eğilen çalışanlara da aşinaydım. Bu yüzden ana merdiven yerine beni götürdükleri arka çıkışa ulaşana kadar ufak bir tebessüm kondurdum dudaklarıma. Rahat görünmek zor değildi ama burayı sevdiğim pek söylenemezdi. Özellikle de böyle alelacele buraya getirilmek sinir bozucu ve boğucu hissettiriyordu. Merdivenleri çıkmak her zamankinden daha zahmetli ve uzaktı gözüme.

Neden burada olduğumu bilmediğim günlerde geriliyordum.

Sonunda ikinci kata ulaştığımızda başımı yana yatırıp boş koridora ve her bir merdivenin başına dikilmiş ikili korumalara baktım. Boynumdan bir çıtırtı geldiğinde sinirle soluyor ve kemiklerimdeki ağrı için bir çözüm bulmam gerektiğini düşünüyordum.

sillage : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin