moon please, this place will be alone

1K 132 40
                                    

"oh? ne yazıyorsun öyle?" y/n, söz verdiği gibi tam saatinde tsukishima ile piknik alanında buluşmaya gelmişti

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

"oh? ne yazıyorsun öyle?" y/n, söz verdiği gibi tam saatinde tsukishima ile piknik alanında buluşmaya gelmişti. bahar sayesinde çiçekler açmış, etrafta büyüleyici bir görüntü oluşturmuştu. y/n, arkadaşının elindeki deftere bir şeyler yazdığını gördü.

"hiç, ne ara geldin sen?" tsukishima defterine dalıp saate bakmayı unutmuştu, hızlıca defterini kapatmaya çalıştı.

"ne demek ne ara geldin? bu saatte buluşmamız gerekiyordu zaten." saati kontrol etti. arkadaşı haklıydı. o hep tam zamanında gelirken tsukishima biraz daha erkenden yola çıkardı. bu yüzden yan yana yaşasalar da buluşmalara asla beraber gitmiyorlardı.

"ne yazdığını söylemeyecek misin?"

"hayır." tsukishima defteri diğer eline almış, uzanmaya çalışan kızdan uzakta tutuyordu. tam ulaşacaktı ki tsukishima boy farkının avantajı ve çevikliğiyle ayağa kalktı ve defteri daha da yukarıda tutmaya başladı. "pasta getirdin mi?"

"getirdiysem bakmama izin verecek misin?"

"hayır." tsukishima hızlıca çantasını alıp defteri içine koydu. "pasta yiyeceğim."

y/n gözlerini devirdi. kendisinin tsukki'den bir şey saklamasına izin yoktu ama onun sürekli gizli bir şeyler yapması gerekiyordu.

pastayı, plastik iki tabak ve çatalı çantasından çıkardı. örtüsünü yere serdikten sonra birkaç dilim kesip tabağı arkadaşına uzattı.

ikisi de büyük ağaca yaslanmış pastalarını yiyordu. y/n yerdeki çiçekleri gördü.

"taç yapalım tsukki!" tsukishima, son dilim pastasını da bitirip y/n'in işaret ettiği yere baktı. bir sürü uzun çiçek vardı.

"nasıl yapılır bilmiyorum."

"sana öğretirim, toplamama yardım et." çöpleri attıktan sonra ikisi de yere oturup çiçek toplamaya başladılar. y/n çiçekleri ustaca birleştirirken tsukishima öylece izliyordu.

"bu yamaguchi için, umarım eve kadar dayanır." hızlıca bir tanesini bitirdi ve tsukishimaya gösterdi. arkadaşının nasıl yaptığı hakkında bir fikri yoktu.

"böyle yapman gerek." y/n yavaşça çiçekleri nasıl birleştirmesi gerektiğini gösterdi ve aynısını yapmaya çalışan tsukki'yi izledi. kız kendininkini çoktan bitirmiş, kafasına takmıştı. ara sıra takılan tsukishima'ya yardım ediyordu.

"y/n, devam ettiremedim." kız tacı elinden aldı ve yarım bıraktığı kısımı tamamlayıp arkadaşına taktı. önündeki görüntü karşısında güldü, sarı saçlarıyla çok uyumlu duruyordu.

tsukishima utandı, nasıl göründüğüne bakmak için telefonunu çıkardı. "hm."

"tatlı oldun tsukki." y/n telefonu aniden elinden alıp hızlıca arkadaşının birkaç fotoğrafını çekti. gülmeye devam ediyordu. tsukishima telefonu elinden sinirle aldı fakat o da gülüyordu.

o ikisinin tacı tüm gün hareket etmekten parçalanmıştı ama yamaguchi'ninki hala biraz sağlamdı. eve giderken tacı ona bıraktılar ve orada biraz vakit geçirdiler.

tsukishima, eve gittiği gibi çantasındaki defteri çıkardı. arkadaşına göstermek isterdi fakat bu onun için fazla utanç verici olurdu. çoğu sayfası onunla doluydu.

fark ettirmeden cebinde topladığı çiçekleri çıkardı ve sayfanın arasına yerleştirdi. bir gün defteri gösterebilirse çiçekleri ona verecekti.

moon ; tsukishima keiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant