1-Bir adım ileri, iki adım geri

192 18 10
                                    



Sal bütün canavarlarını üzerime,
Sakın ardına koyma elinden geleni,
Hiçbir fırtına dokunamaz zihnime!

Viyana, 1833, Ekim

Planın ilk kuralı fazla göze batmamaktı ancak merdivendeki bitmek bilmez kavisli basamaklardan inerken beni izleyen gözlere bakılırsa bu saatten sonra en iyi saklanma yerinin gözler önü olduğuna güvenmek zorundaydım. Bu düşünceyle başımı yeniden iyice dikleştirip omuzlarımı gerdim. Hayatımda ilk kez aynı anda bu kadar çok insanın ilgisine maruz kalıyordum. Üzerimde hissettiğim onlarca bakışın hakkımda ne tür yargılara vardığını merak ettim.

Gerildiğimi fark eden Ingrid hala, nazik tonlaması ve kısık sesiyle konuştu. "Gerilme canım, bu halinle tabii ki dikkat çekeceksin. Herkesin seni ilk kez gördüğünü unutma."

Sessizce nefes verdim ve rahatlamaya çalıştım. Sanırım haksız sayılmazdı. Boynumdaki değerli taşlar ve üzerimdeki göz alıcı elbiseyle ben bile kendimi tanımada zorluk çekmiştim. Kıyafetleri ayarlayan halam gerçekten zevkli bir kadındı. Bu sabah giyeceklerimi heyecanla bana gösterirken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ağzından çıkan her kelime nazik ve şefkatliydi.

     "Hep böyle güzel bir kızım olmasını ve onu balolara hazırlayabilmeyi umut ederdim. Bu elbise sana çok yakışacak, güzel Haisley."

    Bir anda hayatına girdiğimden beri bana nazik olmak dışında hiçbir şey yapmamış, benim için elinden geleni ardına koymamıştı.

Baloya gelmeden önce beni hazırlamak üzere odama gelen yaşlı ancak maharetli kadın yüzüme ne olduğunu çözemediğim tonla şey sürerken bile bu cümle aklımda dolanıyordu. Sonunda ise oldukça yetenekli olan yaşlı kadın beni kendimin bile zor tanıyacağı birine dönüştürdüğünde her şey aklımdan uçup gitmişti. Yüzüme ve dudaklarıma renk gelmiş, gözlerimin elası hiç olmadığı kadar canlı bir renge bürünmüştü.

Bu halimin dikkat çekmemesi gerçekten ilginç olurdu. Bunu hesap etmek aklımın ucundan dahi geçmemişti ve bu yüzden şehrin tam kalbinde doğmuş görgülü bir soylu gibi hareket etmem hayati önem taşıyordu.

Hiç kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak sakince yürümeye devam ettim. Biz salona ayak basınca kadife eldivenlerin içindeki ellerimin terlemesine sebep olan gözlerin çoğu bizden sonra takdim edilen kişilere döndü. Fakat buna rağmen omuzlarımda bana bakan insanların yükünü hissediyor gibiydim. Buna kısa sürede alışmayı dileyerek halamın adımlarına ayak uydurdum.

Balodaki ilk bir saatim bir dolu insanla tanışıp yüzümdeki en gerçekçi gülümsememle olabildiğince iyi bir etki bırakmaya çalışarak geçti. İnsanlar nazik, sohbetler yüzeyseldi. Halam insanlarla nasıl konuşulacağını iyi biliyordu, ağzından tek bir gereksiz kelime çıkmadan herkesle sohbet edebiliyor, ben tökezleyecek gibi olduğum zaman diyaloğu ustalıkla şekillendirerek konuyu değiştirmeyi başarıyordu. Tıpkı şu an olduğu gibi.

"Çok sevdiğim bir hikaye olsa da yıllardır nerede olduğunu size sevgili kızım kendisi anlatsa daha uygun olur." Bana merakla bakan gözlere bir gülümseme sunarak tereddütsüz lafa girdim.

İnsanlara kim olduğuma dair gerçeği açıklayamazdım, bunu halam gayet iyi biliyordu. Eğer yanında kalacak ve bu şehirde yaşayacaksam hikayemi güzelce örtbas etmeliydik. Söyleyeceğim yalanlara bir yenisi daha eklenmişti. Dert değildi. Halamla kararlaştırdığımız denizaşırı ülkelerde aldığım eğitimi ve bundan dolayı yıllardır vatanımdan uzak olma hikayemi ezbere anlatırken tereddüt etmedim.

Ancak gözlerim beni merakla dinleyen insanlarda değil, salonun dört bir köşesinde, bu gece buraya gelmiş olmamın asıl sebebini arıyordu.

İlk adım, Adrian Gruber'ı bul. Tek istediğim onu basit bir piyon olarak kullanmak olsa da, amacım için anahtar niteliğinde olan bu adamı ne olursa olsun bulmalı ve onda unutulmaz bir ilk izlenim bırakmalıydım. Genç kızların etrafında pervane olmasına alışmış bir adamı etkilemek elbette kolay değildi ancak ben de ilk bakışta çözebileceği kadar basit biri değildim. Bu konuda kendime güvenim tamdı, Adrian Gruber neye uğradığını anlayamadan tüm istediğimi bana sağlamış olacaktı.

Bağdat'ın Ötesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now