Kayıp Şehir

365 26 4
                                    

Merhaba sevgili okurlarım yeni bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz

2 gün sonra

   Sabah erken kalktım çünkü güçlenmem gerekti. Hemen günlük rutinlerimi hallettikten sonra üzerime rastgele spor kıyafetleri geçirdim. Biraz koşu yaptıktan sonra ısınma hareketleriyle devam ettim. Isınma hareketlerini bitirdikten sonra boks torbasına yumruk atmaya başladım. Sonra mekik ve şınav çekip soğuma hareketlerini yaptım. Didem hala uyanmamıştı uykucu işte ne olacak. Aklıma hain bir fikir geldi. Hemen bir bardak su ve biraz da un alıp Didem'in odasına girdim.

Afra: Dideeeem diye bağırdıktan sonra Didem yerinden sıçradı ve ben de ilk suyu boşalttım sonrada unu kafasından aşağı döktüm. Hamur olmuştu her tarafı.

Didem: Afraaa hemen kaç yoksa iyi şeyler olmayacak. Ben de hemen 2 günde öğrendiğim ve baya geliştirdiğim kalkanı yaptım. Didem bundan hayatta geçemez.

Didem: Var ya iyi ki bir öğrettik sana şunu bir daha öğretirsem ben ne olayım. Böyle diyince hemen yalaka moduna geçtim

Afra: Tamam ya alt tarafı hamur oldun. Ben kahkaha atınca iyice sinirlendi.

Didem: Var ya sen bittin kızım ben bunun hesabını sormaz mıyım?

Afra: Bak tamam sonra alırsın ama kahvaltı yapmamız gerek valla kurt gibi açım.

Didem: Emreleri de çağıralım mı?

Afra: Didem sen niye sürekli Emreyle vakit geçiriyorsun yoksaaa

Didem: Ayyy saçmalama Afra

Afra: Kızardın ama Ben gülmeye başlayınca dahada kızardı

Afra: Ayyy kızarmış mı bir de

Didem: Sussana kızım

Afra: Tamam tamam ben gidip enişte olmaya aday olan Emreyi çağırayım

Didem: AFRAAA!!! Ben hemen kaçmaya başladım. Telefonu bulduğum gibi Emre'yi aradım çünkü Didem bana o zaman hiçbir şey yapamaz

Afra: Alo Emre nasılsın iyi misin? Didem beni kovalamayı bıraktı hemen ve odasına gitti büyük ihtimalle süslenecek süslü Pakize

Emre: İyiyim Afra sen nasılsın

Afra: İyiyim ııı şey diyecektim Didem sizi kahvaltıya çağırıyor da

Emre: Tamam geliriz ben Kutay'ada haber vereyim

Afra: Peki tamam bekliyor olacağız

Emre: Görüşürüz

Afra: Görüşürüz. Telefonu kapattım ve Didem'in yanına gittim çünkü ben yemeklerde çok kötüyüm. Çocukların zehirlenmesini istemem

Afra: Didem koş kız yemek hazırlanacak

Didem: Sen hazırlasana

Afra: Zehirlenmek istiyorsan ve müstakbel eniştemi de zehirletmek istiyorsan ben yaparım

Didem: Hiii kız çabuk buraya gel sakın bir şeyleri elleme

Afra: Didem

Didem: Evet

Afra: Ben az önce ne dedim?

Didem: Eğer beni ve müstakbel enişteni zehirletmek işte NEEEE!!! AFRAA KIZIM SEN BİTTİN NE DİYON LAN SEN

Afra: Sakin ol şampiyon şuan bana kızmak yerine yemeği hazırlasan daha iyi sonuç itibariyle müstakbel eniştem gelicek boş masa ile karşılanmaz demi

Didem: Hasbinallah bana bak eğer Emre de gelince aynı şeyi söylersen kötü olur. Ben arkasından gülmeye başladım. Ne yaptığına bakınca kahvaltıyı hazırlıyordu. Sonunda hazır olunca zil çaldı. Tam zamanında valla. Dideme döndüm ve

Afra: İyi enişte zamanında gelirmiş

Didem: Afra!!!

Afra: Tamam ya şakaydı Didem kapıyı açınca ilk Kutay geldi

Didem: Hoş geldin Kutay

Afra: Hoş geldin Kutay

Kutay: Hoş bulduk

Didem: Hoş geldin Emre Ben ne deyip Didem'i kızdırıcam sizce tabi ki

Afra: Hoş geldin en ahhh Didem dirseğini karnıma geçirmişti ııı yani hoş geldin Emre

Emre: Hoş bulduk Onlar içeri girince Didem beni azarlamaya başladı ama ben sadece gülüyordum ve bu Didem'i daha da sinirlendirmeye yetiyordu . Didem bana daha fazla katlanamayacağını anlayınca içeri geçti. Ben de geçtim

Afra: Eeee aç mısınız

Emre: Hem de nasıl

Afra: Hadi gelin mutfağa geçelim hem hepsini Didem hazırladı demi Didem

Didem: Evet Birz güldüm ve ben de mutfağa geçtim. Hepimiz karnımızı doyurduktan sonra konuşmaya başladık.

Emre: Eline sağlık Didem çok güzel olmuş

Didem: Afiyet olsun Bir dakika bir dakika Didem şuan kızarıyor bildiğiniz. Böyle bir şeye utanılır mı ya sjsjssjsj

Afra: Bu gün ders programları değişecek unutmayın

Kutay: Aynen

Emre: Eee ne yapalım

Afra: Bilmem ben buraları bilmiyorum

Emre: O zaman size buraları gezdirelim. Hem Didem de unutmuştur buraları demi

Didem: Aynen benim küçükken en sevdiğim ve yalnız kaldığımda içimi döktüğüm yere gidelim

Afra: Adı ne

Didem: Ben oraya kayıp şehir diyorum.

Emre: O zaman sen bize tarif et biz de sizi götürelim

Didem: olur

Afra: Çok fazla oyalanamayız ders-

Didem: Ayy anladık Afra tamam

Afra: Ben hatırlatayım da

Kutay: Neyse hadi çıkalım Gereken eşyaları aldıktan sonra arabaya bindik ve Didemin tarif ettiği yere geldik gerçekten de çok güzel

Afra: Vay anasını

Didem: Demi çok seviyorum burayı. Hepimiz bir yere gittik ben de uçurum kenarına oturdum ve düşünmeye başladım. Niyeyse aklım aileme gitti keşke hayatta olsalardı. Bir sürü şey yapardık. En azından ben öyle düşünüyorum. Yanımda bir hareketlilik hissedince oraya baktım. Kutay'dı

Kutay: Eee kara kara ne düşünüyorsun

Afra: Hiiiç öyle aklıma ailem geldi. Bunu deyince Kutay'ın yüz ifadesi değişti sanki bir şeyi saklar gibi. Beni ilgilendirmeyeceğini düşündüm ve kafamı çevirdim. Beni bu güzelim düşüncelerden alıkoyan Didem'in çığlığıydı. O tarafa baktığımda ağzımdan tek kelime çıktı

Afra: Olamaz

 Kısa olmuş olabilir ama heyecanlı bir yerde kesmek istedim bu kez 

Element Krallığının Son UmuduWhere stories live. Discover now