Barış Sağlandı

272 25 4
                                    


Büyücüler, vampirler, kurtlar, cadılar gelmeye başlamıştı. Herkes birileri ile savaşıyordu. Benim üstüme doğru gelen bütün herkes ile savaşıyordum. Sağıma kurt soluma vampir geldi. Onlara meydan okurcasına tek kaşımı kaldırdım. İkisi de aynı anda bana saldırmaya başladı. İlk hamle kurttan geldi ve ben onu bloke ettim. Aynı hızla vampirde saldırdı ve onu da engelledim. Artık ikisi de sinirlenmeye başlayınca ikisi de aynı anda üzerime doğru koşmaya bayladı. 

Hemen aklıma gelen planı yapmaya başladım. Kanadımın çıkması için kendimi zorluyordum ama olmuyordu. Etrafa baktığımda bizden çoğu kişinin ya bayıldığını gördüm yada ölmek üzere olduğunu. İçim bir anda onları iyileştirme hissiyle doğdu ve bir kanat beyaz bir kanat siyah olarak çıktı. 

Hemen uçmaya çalıştım. İlk yalpalasam da uçmayı başardım. Vampir ve kurt şaşkınlıktan orada kalmış hareket edememişlerdi. Ruhları bedenden ayrılmayanları iyileştirmeye başladım ve yaralı onların yaralarını iyileştirmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü benden korkuyorlardı. Bir anda havaya yükseldim. Emre, Kutay, Esma teyzem ve Toprak kralı hariç herkes şaşırmış bir şekilde bana bakıyorlardı.  Artık bu savaşa son vermem gerek yoksa çok kişi kaybedeceğiz.

Afra: Eğer savaş bitmez ise benden kor-           Bir anda kalbimin sıkıştığını hissettim, yutkunamaz oldum. Didem yerde yatıyordu. Kalbim artık o kadar hızlı atıyordu ki onu kaybetmek korkusu kalbimi dahada hızlandırdı. Didem'in yattığı yere geldiğimde bir şey oldu. Yerdeki ölü gibi yatan hariç herkes yok olmaya başladı. Didem'e baktığımda bedeni yerdeydi ama hala ruhu oradaydı. Bir kaç kişi hariç hepsinin ruhu bedenindeydi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve bu beni bitiriyordu. Beyaz kanattaki tüyü aldım ve Didem'in kalbine yerleştirdim. Aynı şekilde hepsine yaptım ve kendimi kontrol edemediğim şekilde bir şeyler söylüyordum. Her sözde şimşekler çakıyordu. Sözüm bittiğinde herkesi tekrar görmeye başladım. Hepsi bana hortlak görmüş gibi bakıyordu. Bir anda karşımda ayna belirdi. Aynadaki yansımaya baktım ama bu ben olamazdım. Üzerim bembeyaz kanatlarımın ikisi de beyaz ve başımda yine bir taç vardı. Hala anlamlandıramıyorken Didem bir anda kalktı.

Afra: Didem iyi misin?        Diğer kişiler de kalkmaya başlamıştı. Ayağa kalktım ve düşmanlarımıza döndüm.

Afra: Eğer barışı imzalarsanız hayatta kalmanıza izin veririm.

Cadı: Nereden bilelim ize zarar vermeyeceğinizi?

Afra: Asıl sizin bize tekrar saldırmayacağınız ne malum.

Cadı: O zaman anlaşmayı yapalım. Herkes ne istediğini yazsın.

Afra: Kabul  o zaman herkes ne istediğini yazsın. Bizden element kralları ve okulumuz müdürü yazacak.

Cadı: O zaman bizden de her birimiz başkanı ve okulların başkanı yazacak. 

Afra: O zaman bizim seçtiğimiz  orada, sizin seçtikleriniz ise o tarafta karar versinler.

Cadı: Kabul.       Bizim tarafa döndüm ve elimle gideceğimiz yeri işaret ettim. Dediğim kişiler yerlerine geçip konuşmaya başladılar. Biraz bekledikten sonra her iki taraf bitirince tekrar ortada buluştuk. Ben bizimkini, az önceki cadı ise kendilerinkini aldı. 

Cadı: Sen mi başlayacaksın ben mi?

Afra: Sırayla bir madde sen bir madde ben.

Cadı: Kabul ben başlıyorum o zaman. 1. madde herkes eşit olacak, yani güç ayrımı yapmayacaksınız. Tabii ki de varisler ayrı olacak.         Bizim tarafa döndüm ve

Afra: Kabul mü?         Herkesten onaylayan sesler alınca ben başladım.

Afra: Bizdeki 1. madde herhangi bir kavgada herkes aynı cezayı alacak, ayrım yapılmayacak.   karşı taraftan onay alınca maddenin yanına tik işareti attım. böyle böyle bütün maddeleri okuduk. Birde bunu size söylemem gerek aynı okulda eğitim göreceğiz tam bir kabus. Her şey bittiğinde yaralı olanları iyileştirdim. Sıra etrafı düzenlemekte. Herkes burayı nasıl toplayacağını düşünürken. Kendimi zor da olsa hava elementini kullanarak yukarı doğru çıktım. Zorlanmamın sebebini az çok anlamıştırsınız diye düşünüyorum. Çok fazla güç kaybettim yüksek ihtimalle bu yapacağım şeyde de güç kaybedip aşağı düşeceğim. Herkes bana bakıyordu, ne yapacağımı merak ediyorlardı.

Afra: Size emrediyorum burayı herkesin ortak isteklerine göre düzenle, hiç kimse bu yer için kavga etmesin, burası bir barış yeri olsun.

-Kraliçemiz ne isterse o olur          ve ilk önce vücudum parladı daha sonra vücudumdan çıkan ışık her yeri kapladı. Ben nasıl olduğuna bakamadan bayıldım ve hızla inmeye başladım. Göremiyordum ama hissediyordum. Birisi beni yakalayınca bu kokunun tanıdık geldiğini far kettim. Biraz daha bekleyince bunun Kutay olduğunu anladım. Sesler vardı ama uğultu şeklinde duyuyordum. Kendimi daha fazla zorlamamak adına uykunun kollarına teslim ettim kendimi. 

Anonim

Afrayı ilk gördüğüm günden beri unutamıyorum. Gizli gizli izlemeye çalışıyorum çünkü Afraya fark ettirmeden takip etmek çok zor. Onu daha yakından incelemek tanışmak isterdim ama biz kavgalıydık taki savaş gününe kadar. Afra yine yaptı yapacağını ve orta yolunu buldu. Savaş zamanı üstündeki o kıyafet ona o kadar çok yakışmıştı ki anlatamam. Her yaptığı harekette daha da mest oluyordum. Ah Afra ah beni ne hallere düşürdün bir bilsen. Artık benim olman için önümde engel yok. Artık hayatının bir parçası olabilir tabiiki de önce plan yapmalıyım. Kutay ve Emre'nin aşık olduğum kadının yanında olmalarını istemiyorum. 

Element Krallığının Son UmuduWhere stories live. Discover now