45. Bölüm

2.6K 252 55
                                    

Hayırlı Ramazanlar! 

Nereden şu kaynanayı soktuysam asla kadınla ilgili bir şey yazamıyorum. Kısa bir bölümle geldim. Bana ilham verecek birkaç kelime dahi olsa yorumda bulunursanız çok sevinirim. 

Keyifli Okumalar!

*** Sertap Erener - Farzet***

Yemekte ne yediğimi hatırlamıyordum. Doğuhan'ın annesi bir şeyi beğenmeyecek veya laf söyleyecek diye her an tetikte bekledim ama hiçbir şey söylemedi. Sessizliği beni daha çok korkutmaya başlamıştı. Konuşsa içindeki zehri aktırdı belki ama onu da yapmıyordu. Fazla sakin bir şekilde yemeğini yiyor belki de bana edeceği lafları kafasında kuruyordu. İçim içimi yemişti ama başka bir şey yiyememiştim. Sorunsuz, az muhabbetli bir yemeğin ardından salona geçtiğimizde Burcuyla beraber çayları ve tatlıları getirirken kızımın Doğuhan babasının kucağında babaannesiyle tanışmak üzere olduğunu gördüm. Kızım babaannesi geldiğinden beri zaten bakışlarıyla onu tanımaya çalışıyordu. Acaba kızımla nasıl konuşacak diye göz ucuyla bakarken hızlıca çayları servis ettikten sonra köşeye geçip oturdum. Ellerimi kucağımda birleştirip adeta pusuda bekledim. Artık dudaklarımdan yanağımın içini kemirmeye geçmiştim. Endişeden iç organlarımı kemirmeye geçmeme az kalmıştı. Bu söylemim kesinlikle bir mübalağa değildi.

"Bu benim annem, Zehra sultan, babaannen." dedi Doğuhan annesini, kızıma tanıtırken, anne "Şirin, torunun." dediği anda soluğum kesildi. Odada neredeyse çıt çıkmıyordu. Odadaki sessizlik mutlakta kaynamakta olan suyun sesini duyabileceğim kadar derindi.

Zehra anne, kızımın yüzündeki gülümsemeye hafif tebessüm ederek baktı. "Maşallah ne tatlı, ne güzelsin sen öyle!" dediğinde kızım "Aaaaa ama benim bi babaannem..." diye bıcır bıcır konuşmaya başladığında oturduğum yerden hızla kalkıp kızımı Doğuhan'ın kucağından almaya koştum. "Hadi Şirincim bizim uyku saatimiz geldi, annecim. Bak sonra sabahları kalkamıyorsun."

"Ama anne, Zehra babaannemle tanışıyoyum." dedi sitem etti kızım. Bir kere lafımı ikiletmese... Şirin neyse ki ona attığım bakışla ne demek istediğimi anlıyordu. Akıllı kızım benim, arada sırada da olsa bakışlarım onun için tehlike çanları çaldırıyordu. "Hof tamam... Siz kalacak mısınız bizimle?" diye sordu kızım babaannesine.

Ben araya girmeden Zehra anne konuştu. "Evet, bir süre sizinle kalacağım." dedi, hafif tebessümle.

"İkinci babaannem oldu, oleyy!" dedi Şirin.

Keşke şurada yer yarılsaydı da içine girseydim dercesine yere bakarken kızımı misafirlere iyi geceler dedikten sonra odasına çıkarttım. Ona da kızamıyordum. Hata bendeydi uyarmam gerekiyordu. Odasına çıktığında üstünü değişmesine yardım ettim. Çabucak yatması için saçlarını tararken "Ah anne kafam, saçım anne!" dediğini duyana kadar kafamdaki düşüncelerle öylesine meşguldü ki saçını tararken canını yaktığımın farkında bile değildim. Buklelerinin arasından başını öptüm. "Özür dilerim anneciğim, dalmışım."

"Uf acımıştı, şimdi biraz geçti!" dedi yanaklarını doldurup dudaklarını düzerek.

"Anne," dedi kızım, bunun ardından bir soru gelecekti.

"Hı, söyle bitanem!"

"Anne şimdi benim iki babam iki babaannem mi oldu?"

"Evet anneciğim öyle oldu ama bunu herkes için de söylemene gerek yok." dedim.

"Neden, kötü bir şey mi?" dediğinde şaşırmıştım. Saçlarını taramayı bitirip onu kendime doğru çevirdim. Çipil çipil meraklı gözlerine bakıp derin bir iç geçirdim. "Hayır, kötü bir şey değil ama bu onları üzülebilirler."

Doğunun Aşık Kadını - Ruh-i Revanım -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin