sarayın dışında

160 20 7
                                    

Dino yüzünde hissettiği ince şeyle tatlı uykusundan uyanmamak için mırıldandı. O kadar yorgun hissediyordu ki kendini. Sanki tüm gece uyumamış gibiydi.

Yüzünde hissettiği gıdıklanma giderek artınca istemsizce gözlerini aralaması gerekti. Rahat yatağında gözlerini aralarınca yanında uzanmış parmağını yüzünde gezdiren Kral Dokyeom'u gördü.

Tanrım!

Gördüğü görüntünün rüya değil de gerçek olduğunu idrak ettiğinde kocaman açıldı gözleri. Aceleyle kalkmak istedi ancak Kral Dokyeom'un koluyla kalktığı yere geri gömüldü.

"Kralından izin almadan nereye gidiyorsun?"

Dino yüzünün dibindeki yüzden gelen nefesin ona çarpması tüm bedenini tir tir titretiyordu. Bu bir felaketti. Kral Dokyeom onunla uğraşmaktan, onun böyle kıvranmasından zevk alıyordu. Karşısındaki prensin varlığı bile onu delirtmeye yeterken onun da kendi için delirdiğini görmek zevkten çıldırmasına sebep oluyordu.

"Bu... Bu çok yanlış."

Dino titreyen sesine rağmen konuşabildiğine şaşırıyordu. Göğsünün üzerinde onun sabit durması için duran kralın elini üstünden çekti.
Kalbinin hızını hisseden ve tir tir titremesine sebep olan bir diğer etkeni üzerinden çekince aceleyle kalktı. Yarı çıplak bedeni kaliteli kumaşların altından çekildiği an ortaya çıktı. Dün geceden sonra aklını yitirmek üzereydi.

"Siz kralsınız, bu şey size sadece felaket getirir."

Yerde duran etnik kıyafetlerini aceleyle aldı. İpeklerin arasında yarı çıplak ve endişesizce yatan adamı görmek tansiyonunu düşürüyor, ateşi çıkıyordu.

"Olmaması gereken bir şeydi, olmamış gibi davranmamız ikimiz içinde en iyisi."

Bu sözlere karşı az önce sakince yatan Kral Dokyeom'un aniden sinirli hale bürünmesi onu ürküttü.

"Gerçekten istediğin bu mu?"

Prens Dino bu sefer karşısında bakışlarından korkuyordu. Kendini böyle uçuruma atıyor olmak yeterince canını sıkıyorken Kral Dokyeom'un her şeyi onun üzerine yıkıyor olması omuzlarında tüm dünyayı hissetmesine sebep oluyordu.

Korkuyordu. Hayatında hiç böyle bir zor seçime kalmıyordu. Çıldırıyordu. Böyle bir uçurumu seçip her şeyin üzerine kalmasına izin veremezdi. Her anını diken üstünde bir aşk yaşamak istiemiyordu. Her an ölümü bekleyerek yaşadığı bir hayattan sonra böyle bir şey istemiyordu. Zoruna da gitse, tercihi bu olmasa da, sonuçlarından korksa da söylemesi gerektiği şeyi biliyordu.

"Gerçekten, istediğim bu."

Kral Dokyeom aldığı cevaptan hoşnut olmadığı belli eden ifadesiyle yatağından kalktı. Altındaki içliği dışında çıplak bedeni bunu beklercesine kumaşların altından çıktığı gibi parlamaya başladı. Tanrım bu adam o haliyle yaklaşması kalbini yavaşlatıyor, her adımda onu ölüme yaklaştırıyordu. İstemsiz olarak çığlık attı.
"Dur!"
Kral Dokyeom sinirinin altındaki sinsi sırıtışıyla durdu. Onun halinin farkındaydı. Dino aceleyle eline aldığı kıyafetleri geçirdi. Elleri titriyordu. Bir yandan söyleyeceklerini kafasında toparlıyordu.

"Siz ömrümüzü krallığınıza adayacak ve güzel bir evlilik yapacaksınız. Şimdiye kadar tüm hazırlıklarınız bunun içindi ve bunları bir hiç uğruna harcamanızı istemiyorum."

Kral Dokyeom'u başarıyla sinirlendirmişti ki üzerine yürüdü.

"Her şey senin için bir hiç mi! Bu kadar kolay mı?"

Kayıp Krallık | SeokchanWhere stories live. Discover now