17. Bölüm / Trendyol Reklamı

561 46 18
                                    

Medyadaki videoyu izledikten sonra başlamanızı öneririm. Keyifli okumalar.

Irmak saçları serpilerek yere düşmüştü. Elimle Irmak'ı dürttüm. Zar zor nefes alıyordu. Yere yayılmış saçlarının ardındaki kayısıya baktım. Sanırım çekirdeği boğazına takılmıştı.

Sırtına tüm gücümle vurdum ama hiçbir etkisi olmadı. Kafasını kaldırıp baktığımda yüzü mosmordu. Gerçekten ölüyor. Sırtından kucaklayıp kafasını yere eğdim göğüs kafesinin altından sarılarak sıkıp sıkıp bıraktım. Hala bir şey olduğu yoktu. Kucağıma alıp yatağa yüzüstü yatırdım. İşaret parmağımı ağzına soktum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bir yandan da sırtına vurdum. Bir bok olduğu yoktu.

Telefonu açıp YouTube ta boğazına bir şey kaçan insana ne yapmak gerek diye arattım. Sırasıymış gibi trendyol reklamı çıktı. Kız yanımda ölürken ben burada reklam izliyorum. Sabır Ya Rabbim sabır. Elimde telefon kucağımda Irmak reklamı izledim. Videoya geçince videodaki adam ne yaptıysa aynısını yaptım.

Çekirdek çıktı.

Ama sanırım Irmak ölü. Gözleri kapalı yatıyordu. Nabızını yokladım atmıyordu. Çekirdeği çıkardım ama onu kurtaramadım. O öldü. İstemsizce gözlerim dolmuştu.

Çok fazla zaman geçiremedik Irmak... Zaten zoraki bir evlilikti. Yine de çok iyi bir insandın. Bu dünya da çok mutlu olamadın. Baban seni beni evlendirerek çok üzdü. Ben de seni çok üzdüm. Umarım öteki dünyada mutlu mesut yaşarsın Irmak. Mekanın cennet olsun. Allah tahsilatını affetsin.

Ellerimi açıp bir fatiha üç ihlas okudum. Sonra da sağ gözümden akan tek damla yaşı sildim. Artık Irmak yoktu. Ölmüştü. Çok garip bir his. Oysa daha on dakika önce bana yatakta yemek yenmez diye kızıyordu. Neyse artık yatakta yemek yiyebilirim. .d

Boş gözlerle Irmak'a bakarken hafifçe öksürdü.

Hala ölmemiş!

Ölmemiş olabilirdi ama çok zor nefes aldığı ortadaydı. Hemen suni teneffüs yaptım. Barış piçi sağolsun o gün sahilde biraz öğrenmiştim suni teneffüs yapmayı.

Rengi biraz normale dönmüştü. Gözleri de yavaş yavaş açılıyordu. Hemen bir bardak su koydum. Sırtının arkasına yastık koydum sonra da suyu yavaşça içirdim.

"İyi misin Irmak?"

Hafifçe kafasını salladı. Saçı yüzüne geliyordu. Bileğindeki tokayı alıp saçlarını topladım. Sonra tuvalet masasının üzerindeki kolonyayı alıp koklattım belki bir işe yarar diye. O sırada Irmak kendine iyice gelmişti. Ama hala bitkindi. Irmak'ın yanına gittim ve:

"İki dakika beni bekle. Kayısı falan yemeye de kalkma. Hemen geleceğim. Tamam mı?" dedim.

Kafasını salladı. Hemen koşarak aşağı indim. Salona geçip oyun oynayan Bora ve Burak'a:

"Bu gece sakın beni çağırmayın. Kusura da bakmayın yanınıza hiç gelemem. Irmak ölümden döndü. Onunla ilgilenmeliyim. Biriniz de tavuksuyu çorbası yapsın. Çabuk. Kız dibimde bir öldü bir dirildi. Zaten aç. Çorba yapın." dedim.

Bir şey demelerine izin vermeden mutfağa gittim. Meyve suyu aldım. Vişne suyu sevdiğini biliyordum ama bence çekirdek boğazını acıttığı için şimdi vişne suyu içerse daha çok acırdı. Kayısı suyu alıp yukarı çıktım.

Daha demin kız kayısı kayısı yüzünden ölüyordu ama ben ona kayısılı meyve suyu götürüyorum. Ne kadar ironik.

Odaya girdiğimde Irmak yavaş yavaş nefes alıp veriyordu. Gittim yanıja yavaşça yatağa oturdum. Kayısı suyunu bardağa doldurup verdim. İçmek istemedi ama zorla içirdim. Sonra televizyonu açtım. Hangi filmi izler diye düşünürken otelde Star Kötü Güçlere Karşı yı izlediği aklıma geldi. Youtube a girip bir bölümünü açtım. Yine aynı reklam çıktı karşımıza. Reklam oynarken İçimden reklama küfürler yağdırdım. Filmi açıldığında yanına gidip oturdum.

TOPÇU Where stories live. Discover now