36

1.1K 111 161
                                    

Sehun, düşüncesinin bile ağır olduğu şeyleri bizzat yaşıyordu. Öyle güçsüz, öyle düşünceli ve öyle savunmasızdı ki bu durumda kim el uzatırsa ona düşünmeden koşmak elinde değildi. Çünkü yalnızdı. Koskoca yeryüzünde Sehun yapayalnızdı.

Aklı ve kalbi birbirine iyice karışırken hiçbir şey yapamıyordu. Tek yaptığı şey Chanyeol'ün başına söylenilenler gibi bir iş geldiğine inanmamak, onu suçlamak ve ondan nefret etmekti. Belki içten nefret etmiyordu, ona karşı sağlam dökülse hallolacaktı ama cidden dolmuştu Sehun. Chanyeol'ün evlilik hayatları boyunca sürdürdüğü bu sorumsuzluğun cezasını çeken taraf yine ve yine Sehun'du, Sehun'a göre.

Ama dün olan olayların üstüne artık bir durulması, oturup düşünmesi gerekmişti. Özellikle Luhan'dan o sözleri duyduktan sonra. Ailesi veya diğer arkadaşları değilde Luhan öyle konuştuysa cidden bir oturmalı, düşünmeliydi.

Ben ne yapıyorum ya?

Sehun, aslında yeteri kadar oğlunu düşünmüyordu. Oğlunu düşünen adam öfkesine, nefretine ve kinine kapılıp diğer babasını özleyen, bebek diliyle durmadan onun fotoğraflarına bakarak bir şeyler söyleyen ve geceleri onun için ağlayan oğlu için bir şeyler yapardı.

Bu konuda haksızsam özgürce belirtebilirsiniz. Ama bana göre iyi bir baba her şeyden evvel çocuğunun iyiliğini düşünmeli, öfkesini sonraya saklamalı.

Sehun'un kafasına dank eden olayda bu olmuştu.

Evet, Sehun baştan sona kadar haklıydı ve kocasına ne kadar kızsa o kadar o kadar azdı. Ama ciddi ciddi kaybolan bir adamın arkasından rahat bir şekilde hayatını sürdürebiliyorsa buna ne deniyor?

Her şeyden önce Chanyeol sorumsuzda olsa Yuchan'ın babası, eğer Chanyeol'ü aramaya kalkarsa bunu onun için yapmalı.

Herkes tarafından yalnız bırakıldığı için artık sorunun kendisinde olduğunu bile düşünür hâldeydi. Çıkmazda ve çıkılmazdaydı. Öfkesinin peşine böyle düştüğü için kendinden çok utanmaya başlamıştı aniden. Sebebi Luhan'ın silkelemesi de olsa, bu olması gerekendi belki de.

Ama Taehyung ile vakit geçirip, kafasını dağıttığı için pişman olmayacaktı. Ve bunu yapmaya devam edecekti, çünkü artık hayatında kendisine değer verip, mutluluğunu isteyen insanlara yer verecekti.

Özellikle de Taehyung'a; bir dostu olarak.

Yapamazdı. Ona umut vermemek için çırpınıyordu ama Taehyung bir şekilde en ufak sıcak bir olayı aksi algılamaktan da öte duramıyordu. Sırf aralarında aşk yaşanmasını istemediği, Taehyung'u üzmemek istediği içinde ondan uzak kalmayacaktı. Kalmak istemiyordu. Nasılsa Taehyung ona söz vermişti; kendisini bekleyecekti. Umutsuz bir bekleyişti ve Sehun bu coşkulu inanca hayran kalmıştı.

Ama doğrusunu söylemek gerekirse Taehyung bu çabayla giderse Sehun'u kendisine çekebilirdi, Sehun bunu içten içe bilse bile kabullenmek istemiyordu. Daha üzerinden atamadığı bir evliliği, kendisi kendi soyadını kullansa da kimliğinde onun soyadı yazan bir kocası vardı. Evli olduğu sürece durumları ne olursa olsun Chanyeol'e ihanet etmeyecek, ona bu kötülüğü yapmayacaktı Sehun. Kendisini bu raddeye getirmiş olan olduğu hâlde yapmayacak, her bir tehlikeli çağrıda kendine ve hislerine sahip çıkacaktı.

Beklemenin ne kadar iğrenç bir his olduğunu Chanyeol'den öğrenmişti ve yaşamaktan nefret ettiği şeyi değer verdiği Taehyung'a yaşatmak istemiyordu. Sehun kısa ve öz bir şekilde tüm sorunlarının içerisinde boğuluyordu böyle.

Oğlunun yüzüne her baktığında Chanyeol'ü görüyordu ama bir kez olsun içtenlikle kalkıp onu aramak, aratmak istememişti.

Ama artık kılını oynatmak zorundaydı, bunu zoraki değil aklı başına geldiği için yapacaktı. Luhan'ın ölü veya diri sözüne de alınmıştı, belki de Chanyeol bir yerde öldüyse bile öldüğüne inanmak istemiyordu. Bu Sehun'u, Chanyeol'ün onu yaşarken yaraladığından daha büyük yaralardı. Ve ömrünün sonuna kadar ondan nefret etmek zorunda kalırdı; oğlunu babasız bıraktığı için.

O yüzden tüm gün düşünmüş, gecenin bir yarısı da kalkıp kucağındaki bebeğiyle polis merkezine sürmüştü arabasını. Chanyeol en azından bunu hak ediyordu, belki de tek hak ettiği buydu.

Ağlamamak istiyordu artık, Chanyeol ismi aklına geldiği zaman ne üzülmek, ne ağlamak ne de öfkelenmek istiyordu. Öyle bir bunalımdaydı ki bundan çıkışının olmadığını hissediyor, kendine durmadan eziyet ediyordu.

Taehyung'la geçirip kafasını dağıttığı o yalnızca 1 saat çoktan burnundan gelmişti bile.

Taehyung'un ablasıyla vakit geçirmekten hoşlanmayan Yuchan babasının kucağına geldiğinden beri bir ayrı huysuzdu bugün. O yüzden Sehun karakolda oğlunun çığlık atarak ağlamaması için içinden dua ediyor, ciddi ciddi tanrısına yakarıyordu. Çünkü gece uykusuna henüz yatırılmamış olması ayrı tehlikeliydi, tıpkı Sehun gibi ağlamaya başlıyordu en ufak harekete, sese.

Polis memuruna ne diyeceğini bilmiyordu, kapıdan girerken içinden bunun provasını defalarca yapmıştı ama çok garipti. Hayatında hiç karakola gelmediği için bunu bir hayli garipsemişti. Buraya kocası için kayıp ilanı vermeye gelmiş olması ayrı kırıcıydı.

Ve sonunda zor da olsa ilanı vermiş, 8. gününü doldurduğu için acil arama emri çıkartmıştı. Bunu çok konuşan ve kendisini suçlayan ailesi ile Chanyeol'ün ailesi, ayrıca çok bilmiş kalp kıran arkadaşları yapmamışken onun yapması ayrı bir bombaydı. Ve evet, olması gerekendi.

Bitmişti.

Geriye kalan tek şey oturup haber gelmesini beklemekti; iyi veya kötü.

Bu arada beklediği başına gelmişti Sehun'un. Karakol çıkışında geldiğini duyan gazeteciler etraflarını sardığı anda kalabalıktan korkan minik Yuchan çığlık atarak ağlamaya başlamış ve Sehun'un sinirlerinin daha da bozulmasını sağlamıştı. Kaba bir şekilde önlerinden çekilmelerini söyleyen Sehun'un tek odağı ağlayan oğluydu, kimseye hiçbir bilgiyi aktarmayacaktı. Özellikle de değerli oğlunu ağlatan insanlara.

"Kocanızın sekreteriyle kaçtığı söyleniyor doğru mu?"

"Bay Park'ın intihar ettiği duyumlarına ne diyeceksiniz?"

"Park Chanyeol için kayıp ilanı mı vermeye geldiniz, öyle bir duyum aldık?"

"Bay Park, lütfen birkaç dakikanızı bize ayırın."

Gibi gibi...

-

taehyung
aman tanrım
sehun, iyi misin?

sehun
n'oldu haberlere mi çıktım?

taehyung
keşke sadece haber olsa... her yerde olaysın anlık
karakolda ne işin vardı?
cidden kayıp ilanı mı verdin?

sehun
evet
bunu yapmam gerektiğini hissettim
herkesin konuştuğu ama yapmaya tenezzül etmediğini yaptım, utanırlar belki

taehyung
bu cömertliği yapmanı beklememiştim...
şaşırttın beni

sehun
neden şaşırttım?
ona öfkeli olduğum için mi?

taehyung
evet, çok ani oldu

sehun
bazıları aklımı başıma getirdi diyelim

taehyung
huh, barışmak için mi?

sehun
bulunması için çabalamam gibi
seninle takılmamı bile yanlış anlayıp yargıladılar bir ton

taehyung
ve benimle takılmak sana pişman hissetirdi, doğru muyum?

sehun
hayır derdim sen değilsin, bundan pişman olmam
bilmiyorum... her şey karmaşık
chanyeol umarım kaçmıştır

taehyung
sekreteriyle kaçtığı söyleniyor

sehun
kovduğum sekreteri? :d
neyse neyse, yuchan'ı yeni uyuttum zaten
başım çok feci ağrıyor
yatayım ben de

taehyung
iyi uykular, tatlı rüyalar
hiçbir şeyin seni rüyanda üzmesine izin verme
:)

sehun
sana da tatlı rüyalar taehyung
ve iyi ki varsın

Busy and Father | ChanHunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin