11

2.8K 171 47
                                    

Büyük ihtimal sizler mışıl mışıl uyurken Bunny bu satırları yazıyor. Bu kitabın böyle bir bölüme ihtiyacı olduğunu düşündüm ve ansızın buradayım, kitap genel olarak text ve Yeol'ün sorumsuzluğunu içeriyor ama bilirsiniz ki kurallar yıkılmak için vardır. Tek ricam düşüncelerinizi yazmanız, Park Family'i mutlu görmek her zaman nasip olmaz bakın size söylüyorum. :d

Umarım tatlı rüyalar görüyorsunuzdur, güzel geceler! 😻

Ve iyi okumalar!

-

Başlangıç notu: Yuchan 9 aylık.

Yüzümdeki kontrolsüz gülümseme büyürken bacaklarımı kendime çektim. Bebeğim önüne dizdiği oyuncaklarına bakarak bebek diliyle bir şeyler konuşuyor, yeni yeni öğrendiği el çırpma hareketini tekrarlayarak kahkahalar atıyordu. Ne konuşmaya çalıştığını merak etmiştim, özellikle de oyuncaklarıyla.

Birkaç saniye sonra emekleme pozisyonu alan Yuchan, artık ilgisini çekmeyen oyuncaklarını es geçerek bana ilerlemeye başladığında kollarımı açıp hızlı hızlı emekleyerek kucağıma tırmanmasını bekledim.

"Babaya mı geldin sen? Hım?" sesimi inceltmem hoşuna gittiğinden kocaman güldü ve minik elleriyle tişörtümü tutarak kucağımda ayağa kalkmaya çalıştı. Oğlum yeni yeni şeyler öğreniyordu ve bu gerçekten çok güzeldi. Cevap olarak aldığım agu bugulara karşılık olarak ellerimle minik oğlumun sırtına destek verdim ve dudaklarımı boynuna bastırdım.

Anında kahkaha atıp elleriyle saçlarıma asılması birkaç saniyesini alırken, ben de kıkırdıyor ve onu öpücüklere boğmaya devam ediyordum. Oturduğum halıda geriye yatarken benimle beraber düşen bebeğimin elleri saçlarımdan yüzüme indi ve minicik parmaklarından biri gözüme girdiğinde sahte bir şekilde "ah!" nidası döküldü dudaklarımdan.

"Babanın gözünü çıkardın Yuchan, uf oldu." dudaklarımı büzdüm ve evet, tahmin ettiğiniz üzere bir öpücük bekledim. Ancak aldığım yanıt hiçbir şey anlamadığı hâlde atılan kahkahalar olmuştu.

Yuchan'ın minik elleri benim dolgun yanaklarımı sıkarken, yüzü ifadesizdi. Bir şeye odaklandığında genel moduydu ciddileşmek, inceleme göreviyle oldukça meşguldü beyefendi.

"Birileri hasta olmak istiyor sanırım?" duyduğum tanıdık ses başımı kaldırıp kapıya bakmamı sağladığında, oğlumun minik ellerinin yüzümden çekilmesini sağlamıştı. O anda Yuchan sızlanarak huysuz bir şekilde kucağımdan inmek istediğinde ona karşı çıkmadım, aksine inmesine yardım ettim.

"Birileri erken geldi."

"İşlerim erken bitti, ayrıca sizi çok özledim." Chanyeol gözlerini henüz kendisini fark etmeyen oğlumuzun üstünde tutarken mırıldandı. Zaten birkaç saniye sonra Yuchan babasının ayakkabılarını görüp merakla başını kaldırmış ve tanıdık yüzü gördükten sonra keyifli bir şekilde az önce ilgilendiği oyuncağı kenara atıp, diğer babasına doğru hızla emeklemeye başlamıştı. Yuchan ayaklarının dibine gelince Chanyeol hızla eğildi ve oğlumuzu kucağına alıp, yanaklarından uzunca öptü.

"Benim oğlumun keyfi yerinde miymiş bakalım?"

Yuchan gülerek ellerini Chanyeol'ün yanaklarına koyup, yüzünü onunkine bastırdığı anda yüzüme taktığım duygulu bir gülümseme eşliğinde sessizce onları izliyordum. Bu hâllerine bayılıyordum, Yuchan Chanyeol'e ayrı düşkündü. Bu beni bazen kıskandırsa bile onların arasındaki bağ beni mutlu ediyordu. Sonuçta Chanyeol ona veya bana çok zaman ayırabilen bir adam değildi.

"Aç mısın?" diye sordum Yuchan'ın oyuncaklarını kutusuna doldururken.

"Evet sevgilim, dışarıda yemeye ne dersin? Hem Yuchan'ın da hoşuna gider farklı bir yerde yemek." yediği klasik mamayı farklı bir mekanda yiyecek olması hoşuna gider miydi pek emin değildim aslında.

"Yuchan yabancı ortamlarda çok huysuz oluyor, yemeğimizi bize zehir edecek bunu biliyorsun değil mi hayatım?" dedim kutuyu kenara koyup, onlara ilerlerken. Chanyeol Yuchan'ın başını öperken, gözlerini kapattı ve kokusunu uzunca içine çekti. Ardından diplerine kadar giren bana baktı ve boşta kalan kolunu belime dolayıp, dudaklarımızı birleştirdi. Minik bir hoş geldin öpücüğü niteliğinde alt dudağını hafifçe ezdim dişlerimin arasında, ardından tatlı bir şıpırtı eşliğinde ayrıldı dudaklarımız. "Evde yiyelim." dedim gözlerine bakarak. "Yuchan'ı erken uyuturum." imalı bakışlarımı anında anlamıştı.

"Yuchan'ı erken doyuralım." dedi beni onaylarken. O sırada babalarının üstü kapalı bir şekilde birbirlerine baygın bakışlar atarak yaptığı müstechen konuşmadan bihaber olan Yuchan, tombul yanağını babasının omzuna yaslamıştı. "Sonra da ben seni doyururum."

"Evet." dedim oğlumuzu kucağıma alırken. "Ben şimdi oğlumuzu doyurup, uyutacağım."

"O sırada da ben seni doyurmak için yatak odamızda bekleyeceğim."

Busy and Father | ChanHunWhere stories live. Discover now