Alpaslan

25.9K 1.1K 173
                                    

Helloooo oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕

Günler geçmişti Falçata ne kadar kızın haline acımıyor gibi dursa da kaç gecedir onun da gözlerine uyku girmiyordu. En sonunda dayanamayıp yataktan kalkmıştı. Anlamıştı Nabi ondan daha inattı ve dediği gibi onun canını almadan bu inat bitmeyecekti. Adam derin bir nefes alıp aşağıya indi zindanın yanına geldiğinde ağlama seslerini duyduğunda hiç düşünmeden kapının kilitlerini bir bir açıp içeriye girdiğinde kızın bedeninin yerde olduğunu gördü.

Cenin pozisyonunda olan bedeni titriyordu, adam kendine lanet etti. İnadından nefret etti. Bir mazlumu bu hale getirdiği için kendinden iğrendi. Onun iyiliğini düşünüp onu korumak isterken aslında ona en çok zarar veren o olmuştu. Ama Falçata da bilmezdi ki sevmeyi, onun hayatının kısa zamanında mutluluk vardı sonrası onun için de yaraydı. O yara almadan sevemezdi. Hızla kızın yanına gittiğinde hafif bedeni kendine doğru çekti, kız sanki daha çok zayıflamıştı. Kendine ağır bir küfür etti. Kızı kucağına aldığı gibi çıkmıştı bu lanet yerden. Hızla odasına çıktığında kızı banyoya götürüp küvete koydu, o güzel saçlarını çekti. Kızın yorgun yüzünü gördüğünde gözlerini sıkı sıkı kapattı, tekrar tekrar kendine lanet etti.

Dudakları kıpırdadığında adı bir türlü çıkmıyordu. Nasıl çıksın ki ona yaptığı zulümle, öfkesinin vicdanın önüne geçmesiyle nasıl söyleseydi adını şimdi. Hak ediyor muydu?

Ama yine de çıktı dudaklarından o isim ama çıkarken tüm pişmanlığı o isimde saklı oldu.

“Nabi.”

Genç kız bir buçuk haftanın verdiği yorgunlukla dudaklarında bir kaç bir şey mırıldandı ama adam bu cümleleri duymamıştı. Falçata kızı yavaşça doğrultup üstündeki elbiseyi çıkarıp kenara atmıştı. Gözleri vücuduna değmemek için özel bir çaba sarf etmişti.

Ama teni bir ay ışığı gibi parlıyordu, adamın gözleri haramı çağırıyordu. O yüzden bir kez deyip gözleri tenine değmişti. Ama o gözler kızın vücudundaki yaralara alışık değildi. Çok önceden olan izlere şaşkınca baktı Falçata. Omuzlarında, göğüslerinde, karnında ve bacaklarında hep derin kesik izleri vardı. Gözleri bu kez sırtına değdiğinde Falçata elini ağzına koyup derin bir şekilde yutkundu. Çünkü kızın sırtı bir muamma gibi buruş buruş olmuştu. Bunlar yanık izleri idi. Nasıl bir işkenceye maruz kalmıştı? Elini ağzından çektiğinde yeşil gözleri dolu dolu olmuştu. Kıza daha fazla dokunamamış banyodan dışarı kendini zor atmıştı. Elini telefonu aldığında direkt numarayı tuşlamıştı. Bir kez çalmayla o telefon açıldığında tek bir cümle edebilmişti dudakları.

“Yukarı gel, Nabi banyoda.”

Cevabı beklemeden direkt telefonu kapatmıştı. Dolabı açıp birkaç bir şey giyindikten sonra kapıdan çıkarken Merve ile karşılaştığında başıyla içeriyi işaret etti.

“İçeride.”

Merve başını sallayıp tam içeriye girecekken Falçata kızın bileğinden tutup durdurmuştu.

“İçeride ne gördüysen unutacaksın!”

Merve adamın ne demek istediğini anlamasa da yine de başını sallamıştı zaten Nabi’ye zarar verecek hiç bir şey yapmazdı.

“Tamam abi.”

Falçata kızın bileğini bıraktığında direkt dışarı çıkmıştı. Her şey üstüne üstüne geliyordu. Kıza yaptığı her şey için köpek gibi pişmandı. Keşke dedi, keşke hiç kızım hayatına girmeyip onu hep uzaktan korusaydım diye düşündü.

Ne oldu da kızın bedeni o hale gelmişti diye düşündü. Geçmişini araştırmak istemiyordu. Ne olursa olsun Falçata’nın mahreme karşı hassasiyeti vardı, sonra derin bir nefes verdi.

FALÇATA  /KARA SEMT(+18)  (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now