i'll tell you a secret

1K 105 145
                                    

Louis gözlerini açtığında şafak yeni söküyordu. Görüşünün netleşmesi adına birkaç defa gözlerini kırpıştırdı ve yatağın karşısında giyinmekte olan çocuğa baktı. Basket şortunu üzerine geçiren yeşil gözlü çocuk, tişörtünü de giydikten sonra Louis'nin uyandığını anca fark etmişti.

"Uyandırdım mı? Özür dilerim bebeğim."

Louis ona gülümseyip, başını iki yana salladı.

"Hayır, aslına bakarsan bu saatlerde uyanıyorum."

Harry tek kaşını kaldırdı ve yatağa geri dönüp sevgilisini kolları arasına aldı.

"Öyle mi?" Diye sordu çocuğu öpmeden önce. Mavi gözlü oğlanın dudaklarına ıslak bir öpücük kondurup, geri çekildi.

"Ortak noktalarımız fazlalaşmaya başlıyor." Louis yanakları kızarırken, yeniden gülümsedi. İçinde büyük bir coşkuyla uyanmıştı, gözlerinin içi gülüyordu, ve kendini oldukça iyi hissediyordu. Dün geçirdiği tıkınırcasına yeme krizi aklına bile gelmiyordu. Aklı tamamen Harry ile meşguldü.

"Off ya, keşke gitmek zorunda olmasam. Seninle şöyle uzansak biraz daha. Ama antrenmanı asarsam koç beni keser." Harry, Louis'nin saçlarına öpücükler kondururken konuştu. Louis konuşmadan önce alt dudağını ısırdı.

"Keşke, ama takım senin için çok önemli, bunu kaçıramazsın." Diye mırıldandı.

Harry kafasını Louis'nin saçlarından kaldırıp, yeşillerini mavilerle buluşturdu.

"Sen daha önemlisin."

Louis daha da kızardığını hissederken, çekinerek Harry'e yaklaştı ve bu sefer dudaklarını birleştiren kişi o oldu. Harry de itiraz etmeden ona eşlik etti.

"İstersen okula seninle erken gelebilirim. Yapacak pek bir işim yok." Ayrıldıklarında, Louis önerisini sundu. Harry bir süre düşündükten sonra, başını iki yana salladı.

"Aaron ile karşılaşmanı istemiyorum. Onunla bugün konuşacağım zaten, yaptığı saçmalığın hesabını sormak zorundayım. Ancak senin bundan etkilenmeni istemiyorum." Louis, Harry söyleyene kadar Aaron konusunu unutmuştu. Endişeyle dudaklarını kemirmeye başladığında, Harry güven vermek için eliyle çocuğun kırmızı yanağını okşayarak, alnını çocuğun alnına dayadı.

"Şşş, endişelenecek bir şey yok. Sadece konuşacağım zaten."

Louis yavaşça kafasını salladı. İster istemez korkuyordu, hem Harry Aaron'ın onun ilk aşkı olduğunu bilmiyordu bile. Ne tepki verir onu da bilmiyordu.

"Tamam..." Diye mırıldandı. Harry onun alnını öpüp, zor da olsa kendini yataktan dışarı attı.

"Seni özleyeceğim." Sevgilisine bakarak konuştuğunda, Louis artık tamamen bir domatesi andırıyordu. Harry onun bu haline gülmeden edemedi.

"Sadece birkaç saat ayrı kalacağız." Louis gözlerini kaçırarak konuştu. Aşırı utanıyordu canım! Dün geceki cesareti uçuvermişti.

"Birkaç saat de olsa ayrı kalıyoruz sonuçta."

Louis de yorganı üzerinden atıp, ayağa kalktı. Fakat son anda çıplak olduğunu fark etti, ve fark etmesiyle hızla yorganın altına girmesi bir oldu. Harry ona kahkahalarla gülmeye başladığında, utançla kafasını yastığa gömdü.

"Louis, sevgilim, daha dün gece seni tamamen gördüm, biliyorsun değil mi?" Kahkahaları arasından zar zor konuştu kıvırcık olan.

"Olabilir, gülme!" Louis kafası hala yastığa gömülüyken konuştu.

the flower boy and the wildflower | larry (mpreg)Where stories live. Discover now