Bölüm 97

3.5K 146 26
                                    

- Esra sen delirdin mi?

   Kaşımın tekini yukarı doğru kaldırıp Aydın' ın yüzüne gülümser gibi baktım.

- Hayır gayet ciddiyim ben. Boşanmak istiyorum.

- Ya sen manyak mısın? Hamilesin sen.

- Niye hamile olan boşanamaz diye bir kural mı var? Hakim dilekçeyi kabul mü etmiyor?

    Bu cümleleri de gülerek kurmuştum.
Kararlıydım boşanacaktım.

- Esra yapma bunu bize lütfen.

- Ben sana ne demiştim hatırlıyor musun? Eğer bir gün bana elin kalkarsa biter bu iş dedim. Bak Aydın ben eskiden tahmin edemeyeceğin kadar çok hata yaptım. Dayak yedim affettim. Boynuzlan dım sustum. Çocuğu çıktı sustum ama artık aptal zavallı değilim ben...

    Aydın oturduğum koltuğun önüne eğilmiş bacaklarımı tutuyordu.

- Yapma Esra bir anlık sinirle oldu. Bir daha asla böyle bişey olmayacak lütfen bak lütfen

- Bak ben bu sahneleri eskiden çok yaşadım. Bir anlık hevesle aldatıyorsunuz. Bir anlık sinirle vuruyorsunuz. Bir gecelik ilişkiden çocuk yapıyorsunuz. Sizin herseyiniz bir anlık ama sizin o bir anlık yaptığınız haltlardan benim bütün hayatım mahvoldu. Artık bir anlık bir yıllık yok BİTTİ !!!

      Son kelimeyi söylerken elimi masaya vurarak noktayı koymuştum.

- Seni seviyorum bu doğru Aydın ama artık hiç bir aşk benim ömrümün geri kalanını zehir edemeyecek. Ne benim ne de oğullarımın.

     Ayağa kalkıp salonun kapısında dikilmiş Aydın a elimle dış kapıyı gösteriyordum.

- Artık yalnız kalmak istiyorum. Ben seni bana yoldaş ol diye hayatıma aldım. Yaralar aç diye değil.

      Aydın eğildiği yerden yavaşça kalkıp bana doğru yürümeye başlamıştı. Gözlerinin kızardığı belliydi.

- İyi düşün nolur. Bak hamilesin. Çocuğumuzu babasız büyütme.

    Başımı farklı yöne doğru çevirip gitmesini beklemiştim.
    Kapının kapanma sesiyle yaslandığım kapının önüne oturup kollarımı dizlerimin uzerinde birleştirdim. Başımı kollarıma dayamış hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.

" Allah'ım bana nolur yardım et. Yalvarıyorum sana hayırlı bir yol göster. Çok yorgunum rabbim çok yorgunum yanlışlardan "

      Ne kadar süredir ağlıyordum bilmiyorum. Kendimi o kadar yalnız hissediyordum ki.
     Hayat bana neler çektirmişti? En başta Erdi sonra Abdullah ve Aydın. Sakin kafayla düşündüğüm de Aydın ile neden evlendiğimi bile bilmiyordum. Evet bir sevgi vardı ama biz çok zıttık aslında. Kaan babasında kalıyordu.
Abdullah gitmeden önce yıllık izne çıktığı için birlikte vakit geçirmek istemişlerdi. Aydın da duruyu alıp annesine gitmişti.

     Yatak odasına gidip gardolabin kapigini kenara ittim. Karşısında durmuş kıyafetlere bakıyordum.
Sahi hangisini ben beğenerek almıştım? Çoğu Aydın beğendiği için yada onu temsil ederken giymek içindi.

   Neden peki? Kot pantolon bluz giymek rahatken milyon tane elbisem vardı? Ben böyle rahat değildim ki...

Neden onun için kendimden vazgecmeliydim?

En son ne zaman pijamayla gezmistim evde? Hatırlamıyorum çünkü Aydın sevmezdi pijamayı.

Ben artık sadece Esra olacaktım. Ne Aydın ne de Abdullah için kendimden ödün vermeyecektim artık.

    Dolabın rafın da duran şortumu alıp üzerime geçirdim. Salaş bir bluz giyip mutfağa kahve yapmaya gitmiştim. Oh be dünya varmış...

      Salona geçip elimdeki kahveyi sehpaya bıraktım. Konsolun aynasına yansıyan yüzüme bakıyordum...

   Ah Esra yaş ilerledi iyice... 34 yaşındaydım çokta yaşlı değildim aslında... Karnım da çocukla ne yapacaktım? Henüz 3 ayı doldurmamıştı...

    Aklımdaki saçma sapan düşünceleri kovup telefonu elime aldım. Oğlumu özlemiştim hem de çok...

    Eğleniyor olması hoşuma gitmişti Kaan'ın. Mutluydu. Babasıyla birlikte Balıkesir e tatile gitmişlerdi.

   PC mi açıp gizli dosyaları görünür hale getirdim. Eski fotoğraflara bakıyordum. Abdullah ve ben...

     Düğün günümüz... Tuzlada ki ev... Ankara da askeri uçakla dönüş günü... Kucaklamış sarmaş dolaşız...

   Ne vardı sanki zaman geriye aksa... Kalbi dürüst olsa...

Ben kararımı vermiştim artık... Hiç kimseye beni ezme hakkı vermeyecektim...


İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin