Bölüm 16

17.6K 414 7
                                    

Merhaba. Medya da ki Abdullah'ın Esra'ya hediye ettiği araba. Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Hepinize teşekkür ederim.


Üzerimde ki kasvet gittikçe artıyordu tam karşımda oturmuş sürekli yenge diyip duruyordu Bilal. Abdullah gerildiğimi anlamış olacaktı ki Bilal'e;

- Biz artık kalkalım açız. dedi.

Bilal yine o saçma sapan gülümsemesini yüzüne takıp bana '' Görüşürüz yenge. '' dedi.Dilimin ucuna '' Görüşmeyelim '' demek gelse de kelimeyi geri yutup bende samimiyetsiz bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Elimi uzatarak,

- Görüşürüz. dedim.

Arabaya bindiğimiz de Abdullah yüzüme bakıyordu, benden bir açıklama beklediğini biliyordum ama çok sinirliydim susmak daha iyi olacaktı.

- Esra konuşmak ister misin?

Peki o halde kendisi kaşınmıştı. Cevap vermeye başlayacaktı o halde sorularıma.

- Bu Bilal Aysun'un kardeşi mi?

Abdullah kahkahayı patlatmıştı.

- Hayır tabii ki. Bu babamın amcasının oğlu. Onun kardeşini yanıma ortak diye alır mıyım ben?

Elimi tuttuğunda içime su serpilmişti. Yemek yiyeceğimiz restoranta geldiğimiz de deniz manzaralı lüks bir yerdi. Aslında hiç sevmezdim böyle yerleri ama Abdullah istediği için hayır diyememiştim. Bize ayrılan masaya oturduğumuz da menüye bakıp ne yiyeceğimi düşünüyordum. Kalamar yiyecektim beyaz şarap ile birlikte. Abdullah ise somon ve şarap söylemişti. Hafif çalan müzik eşliğin de sohbet ediyorduk. O gittiğinde ne yapacaktım ben?

- Benim eve taşınırsın. Diğer tuttuğumuz evi iptal ettim en uygunu benim ev. Şubeyi de değiştirdiğinde rahat olur senin için akşam üstü de benim şirkete uğrarsın. Beğendiğin araba var mı galeriden?

Aslında vardı. Her zaman spor arabaları severdi. Kapıda duran kırmızı 20 14 model BMW 1.16 hoşuna gitmişti ama bunu söylemek görgüsüzlük gibi hissedip '' Yok '' dedi. .

- Emin misin yavrum. dedi Abdullah. Anlamıştı yüzünün ifadesinden

- Evet aslında var. Şu kırmızı olan BMW var ya. Onu beğendim.

- Tamam yarın söylerim sabah getirsinler. İşe onunla git gel. Hatta şimdi arayayım biri bizim evin kapısına bıraksın.

Telefonunu eline alıp birini aradığında adresi ve arabayı kapıya getirmesini söyleyip kapattığında gülümsüyordu.

- İşte bu kadar güzelim. Sen yeter ki iste.

Ne kadar tuhaf bir durumdu. Kuma olmayı ya da metres olmayı kendi isteğimle kabul etmiştim. Belkide yanlış düşünüyordum bilmiyorum. Metres olmam için onun karısıyla görüşmesi, bir arada olması gerekirdi. Kafam karışmıştı. Şarap kadehini elime aldığım da Abdullah'ın çalan telefonunun ekranında ki ismi görüp geri bıraktım. '' Zehra Yengem ''. Aysun'un annesiydi arayan. Abdullah telefonu açıp kulağına götürdüğünde

- Efendim yenge.

- Evet.

- Ne hastanesi? Hangi hastanedesiniz?

- Tamam geliyoruz şimdi.

- Evet Esra'yı da getiriyorum yenge. Görüşürüz.

Kimin hastane de olduğunu merak etmiştim ama gittiğimiz de orada Aysun'un da olacağına emindim.

İKİNCİ KADIN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin