on1y

82 9 64
                                    

"Bundan emin misin?" diye sordum göğsündeki başımı yüzünü görebilmek için haffçe kaldırırken. Gözleri aşağı yöneldi ve benimkileri buldu. Parmaklarım yanağımdaki yara bandını okşarken kaşlarımı havalandırdım.

Gülümsedi. "Uzun zamandır ilk kez bir şeyden eminim." Omzumdaki elleri usulca saçlarıma yerleştiğinde eski pozisyonuma döndüm ve etrafı izlemeye başladım.

Hiç de her gün gittiğim okul gibi değildi. Tahtaları çürümeye yüz tutmuş çardaklar boyanmış, tüllerle süslenmişti. Ağaçların arasına dolanmış ışıklar bir film sahnesindeymişiz gibi hissettiriyordu.

Mutlu bir gece.

Dans eden arkadaşlarımı gördüğümde gülümsemem biraz daha büyümüştü. Her gününü kafasını sıraya gömüp uyuyarak geçiren Hyungwon bile kahkahalar atarak dans ediyordu.

Hanbin kulağıma eğildiğinde dikkatimi oradan çektim. "Dans etmek ister misin?"

"Saat on ikiden sonra bal kabağına falan dönüşmeyeceksin, değil mi?"

Kıkırdadı.

"Alışmak bu kadar mı zor?" diye sorduğunda başımı salladım. Elbette zordu, ağzından cımbızla laf aldığım insanın bu halleri şaşırtıyordu. "İlkbahar valsi," dedi yanaklarımı okşarken. "Sevdiğin için sordum."

"Seviyorum," diye cevapladım kafamı boyun girintisine iyice yerleştirirken. Burnuma dolan erkeksi kokusuyla gözlerimi kapattım. Ona dair her detayın hayranıydım. "Ve şu an en sevdiğim parçayı en sevdiğim insanla dinleme şansına sahibim." Gülümsemişti. Tenime değen teninde hissediyordum.

Gülümsemesini görmek güzeldi ama bu... Çok ayrı güzeldi.

"Hayatımın neredeyse tamamında yalnızdım." Elini benimkilerin arasına almış, sıcaklığından faydalanıyordum. "Büyükannem öldüğünde o kadar küçüktüm ki... Ona dair birkaç cümle dışında bir şey hatırlamıyorum."

Dişlerini alt dudağına geçirdi. "Annen ve baban peki?"

"Bilirsin," dedim gülümseyerek. Dolan gözlerimi saklamanın en faydalı yoluydu bu. "Her şeyin bir bedeli vardır. Benim hayatımın bedeli annemdi." Yutkundum. "Beni doğurmakta ısrar edince hayatta tutamamışlar. Babam annemin ölümüne sebep olduğum için beni istememiş. Geçenlerde başkasıyla evlendiğini duydum."

"Hiç görüşmediniz mi?" Başımı iki yana salladım. Anne-baba olmak o kadar basit bir şey değildi. Sorumluluk gerektirirdi. Beni bırakıp gitmiş birine yapışamazdım.

"Yalnızca annem için üzülüyorum. Sevdiği, bir hayatı paylaşmaya karar verdiği adam bebeğine sahip bile çıkmadı." Oturuşumu düzeltirken gökyüzüne çıkardım bakışlarımı. "Umarım gittiği yerde huzursuz hissetmiyordur."

Hanbin yüzünü güven verici gülümsemesiyle süslerken başımı okşadı. Hissettiğim rahatlamayla gözlerimi kapatıp kendimi ellerine bırakmıştım. Bu kısacık zamanda hayatımda edindiği yer ve bana hissettirdiği tüm duygular inanılmazdı.

"Güçlü birisin." Kollarını bedenimin etrafına sararken fısıldadı. "Hem de çok..."

"Yalnız insanlar güçlü olmak zorundadır, Bin-ah. Başka bir şansım yoktu." Yanağıma düşen bir damla gözyaşını sildim. "Olsaydı eğer, birilerine sığınmayı seçerdim."

Geri çekilip yüzümü elleri arasına aldı. Gözlerinde yıldızların yansımasını görebiliyordum. Çok güzel.

"Artık yalnız değilsin," dedi ve burnuma minik bir buse kondurdu. Hayalet öpücükleri yüzümü severken fısıldıyordu. "Bana sığın, Dia. Senin için orada olacağım." Dudaklarının son durağı dudaklarımdı. Aramızdaki mesafeyi yavaşça kapadı ve nefeslerimizi buluşturdu.

Alt dudağımı beni öldürebilecek yavaşlıkta emerken ellerim saçlarını bulmuştu. Kalbim sıkışıyor gibi hissettikçe saçlarını karıştırıyor, bazen de kendimi kaybedip çekiyordum. Parmakları boynuma değdiğinde nefes almak için geri çekildi.

"Hanbin..."

"Seni seviyorum, Dia." Cümlesini bitirir bitirmez dudağıma bir öpücük daha kondurmuştu. "Seni seviyorum." Bir tane daha... "Seni seviyorum."

Kıkırdayarak geri çekildim. "N'apıyorsun?"

"Seni çok beklettim," dedi gülerek. "Telafi ediyorum." Yüzüne uzandım ve elmacık kemiklerinin üzerini sevdim bir müddet. Gülünce ortaya çıkan yanaklarına bayılıyordum. Dayanamayıp öptüm.

"Ben de seni, Hanbin."

"O zaman yıldızlar şahit olsun!" Yeniden dudaklarıma uzanırken fısıldadı. "Aşkımızı mühürlüyorum."

one and only [kim hanbin (b.i)]Where stories live. Discover now