4. Bölüm

3.4K 231 98
                                    

Keyifli okumalar ♡

Öğret bana nasıl unutulur düşünmek.

Romeo And Juliet, William Shakespeare

Aradan geçen bir hafta sonunda Gürbüz Asya'yı bir kez bile görmeye gitmemişti. Asya'nın söylediği o sözler gerçekleri bir bir önüne sermiş aptalca davrandığını anlamasını sağlamıştı.

Asya onu aldatmıştı.

Bu gerçeği sürekli kendine hatırlatırken bir hafta içinde boşanma davası açmak için de hiçbir şey yapmamıştı.

Her şeyi sindirmesi gerekiyordu önce. Kafasını toparlamalıydı. Yoksa çoktan açacaktı davayı.

"Hocam şu soruya bakar mısınız?"

Düşünceleri arasından bir öğrencisi sayesinde sıyrılırken sürekli Asya'yı düşünmek canını sıkmaya başlamıştı.

Evde, okulda her yerde sürekli aklında Asya vardı ve bu biraz daha devam ederse çıldırması an meselesiydi.

Bir yanı sürekli yanına gitmesi gerektiğini, şimdilik gururunu görmezden gelip son olan olaylar sonucunda Asya'ya destek olmasını söylüyordu ama bir yanı da kabul edemiyordu kendine yapılanları.

Gururu yeterince kırılmıştı zaten. Hem Asya kendini teselli edecek başka kollar bulmuştur diyen mantığı kalbini ezip geçiyordu. Kalbi de bu durumda sessiz kalıyordu.

"Bakalım."

Daha fazla düşünmek istemeyip ayağa kalkarak öğrencisinin sorduğu soruya baktı.

Yapması gereken şeyi söyleyip gerisini kendisine bırakırken zilin çalması ile sınıftan çıktı. Öğretmenler odasına çıkıp çantasını toplarken arkadaşı Serkan'ın kendine onaylamazca bakmasını umursamayıp okuldan ayrıldı.

Asya ile olanları üstün körü anlatmıştı ve arkadaşının dediği tek şey 'aptal' olduğuydu. Olayı tam olarak sorgulamamasına kızarken günlerdir kendisinden uzaktı.

Kimse Gürbüz'ü anlamıyordu ve bu sinirlerini bozmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu.

Yine düşünceleri arasında boğulmaya başladığını hissederken hemen arabasına binip ailesinin evine sürmeye başladı.

Asya ile olan evlerinde bir gün kalmıştı ve o da sadece eşyalarını toparlamak içindi. O evi evlendiklerinde babası Asya'ya hediye etmişti ve Gürbüz'ün de geri almaya niyeti yoktu.

Asya evlerine gitmiş miydi bilmiyordu.

Ama gitmediğine emindi. Çünkü eğer gitseydi güvenlik görevlisi olan Salih arayıp haber verirdi.

Arabayı durdurduğunda çantasını alıp arabadan indi. Evin önünde gelip zile basarken kısa sürede kapının açılması ile kendisine tebessüm eden annesine küçük bir tebessümle karşılık verip eve girerek banyoya yöneldi.

Önce ellerini yıkarken yemeğe çağıran annesine kısaca aç olmadığını söyleyip odasına girdi.

Bu bir haftada kilo da kaybetmeye başlamıştı. Nedense bir anda iştahı kesilmişti ve ne kadar itiraf edemese de Asya'nın yemeklerini özlemişti. Onunla geçirdiği zamanları. Onu...

"Oğlum."

Kapısının tıklatılması ile yattığı yataktan doğrulup oturur pozisyona geldi.

"Gel anne." dediğinde Yaprak elindeki evraklar ile içeri girerek oğluna uzatırken Gürbüz'ün tepkisini kaçırmamak amacıyla dikkat kesildi.

LİLYUM - TAMAMLANDI -Where stories live. Discover now