Keyifli okumalar ♡
⛓
Herkesin bir yarası var. Gece kadar karanlık, okyanus kadar derin.
Suç ve Ceza, Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
⛓
Evdeki huzursuz sessizlik çığ gibi büyürken Asya artık tükenmiş yaşları ile ayağa kalktı. Salondan çıkıp odasına girerken üzerindeki pijama takımını çıkarıp hazırlanmaya başladı.Bir kurulu oyuncak gibi hareket ederken saatler önce yaşadığı şeyler bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu.
Yine ve yine hayatı alt üst olmuştu.
Sürekli mutsuzluğa mahkum gibi mutlu olmak haramdı genç kadına. Sanki hayatı boyunca mutsuz yaşamak zorundaymış gibiydi. Yaşama amacı buymuş gibi.
Çabalıyordu. Bedenine açılan yaraları kapatmaya çalışıyor ve bir daha açılmamaları için uğraşıyordu ama bugün tekrardan o yaralar daha derinden açılmıştı.
Bedeni artık paramparçaydı ve bu sefer nasıl toparlanacağını bilemiyordu.
Elini neye atsa avucunda kalacakmış gibi hissediyordu. Yürümeyi bırakın nefes alması bile acı veriyordu artık kendisine.
Saatler önce Gürbüz'ün itiraflarından sonra transa girmiş gibi hiçbir şey söyleyememişti. Bu yaşadıklarının hepsi Gürbüz'ün kendisini sevmemesi yüzünden olmuştu. Şimdi sevdiğini söylüyorken bu yaşadığı her şeyi görmezden mi gelmeliydi? Gürbüz ellerini öpüp af dilerken bunları mı düşünüyordu diye düşünmekten çıldıracaktı genç kadın.
Onca acıyı sadece bir kaç ay sonra duyacağı aşk cümleleri için çekmesi ne kadar adildi?
Şimdi Gürbüz'ü affetse artık eskisi gibi devam edemezdi ki genç kadın. Fark ediyordu ki aşk her şeyin çözümü değildi. Sadakat, güven olmadan aşk saçma bir duygudan başka hiçbir şey değildi artık gözünde ve Gürbüz kendisine bir kez güvenmediyse yine güvenemezdi.
Asya ağzını açıp da tek kelime etmediğinden Gürbüz tekrar geleceğini söylerek gittiğinin üstünden saatler geçmişti.
Sonbahara girdiklerinden hava yağmurluyken Asya dolabından aldığı gömleğini ve pantolonunu giyerek saçlarını dağınık bir topuz yaptı.
Pantolonu ile aynı renkte olan ceketini de alarak salona geçti ve telefonunun nerde olduğuna bakarken dalgınlıkla dün çantasını otelde unuttuğunu hatırlamıyordu.
Çalan kapı ile telefonu için harcadığı çaba son bulurken kapıyı açmak için salondan çıktı. Kapıyı açtığı anda karşısında gördüğü kişi ile başta kaşları çatılsa da elinde salladığı çantası bakış açısına girince çatılan kaşları eski haline dönerek kendisine tebessüm eden arkadaşına döndü.
YOU ARE READING
LİLYUM - TAMAMLANDI -
RomanceHalbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir? | Sabahattin Ali. ~~ Dayanamıyordu. Artık yaşadığı şeylere dayanacak gücü kalmamıştı. Ruhu bedenini yavaş yavaş terk ediyordu ve ar...