-xii. i'm going to keep you ever close

749 80 38
                                    

dEUS - keep you close

minik not: bu bölümde önceki bölümde yaşanan şeyler jimin'in ağzından anlatılıyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

minik not: bu bölümde önceki bölümde yaşanan şeyler jimin'in ağzından anlatılıyor

"Jimin! Uyan artık, geç kalacaksın..."

"Beş dakika daha." diye mırıldandım. Yalnızca beş dakikaya daha sahip olursam her şey yoluna girecekti-

"Taehyung'un resitaline gecikmek istiyorsun anlaşılan."

Gözlerim yavaşça açıldı, odamın kapısına yaslanmış beni izleyen anneme baktım. Kısık gözlerime ve hoşnutsuz surat ifademe bakınca güldü. "Bana bunun çok önemli olduğunu ve ne olursa olsun seni uyandırmam gerektiğini söyleyen sendin Jiminnie."

Sahiden öyle söylemiştim.

Gözlerimi ovuşturup yatağımdan kalktım, başım çatlarcasına ağrıyordu ve bütün vücudum tutulmuş gibiydi. Annem yanıma yaklaşıp dağılan saçlarımı parmaklarıyla taradı ve uyku sersemi olmamdan faydalanarak yanaklarımı çekiştirdi.

"Yapma şunu." diye mızmızlandım.

"Çok yumuşak gözüküyorlar hayatım, elimde olan bir şey değil."

Başımı salladım ve ayağa kalkıp banyoya yürümeye çalıştım. Ne yaptığımın farkında değildim, uykudan uyanma sürecim genellikle biraz sancılı olurdu ve ayılmam uzun sürerdi. Bu yüzden biraz soğuk su iyi gelebilirdi. Banyomun kapısını açıp ışığını yaktım, pek güneş almadığından gündüzleri bile nefret ettiğim sarı ampülü kullanmak zorunda kalırdım. Annem birçok kez ışığı değiştirmeyi teklif etse de bu teklifini reddetmiştim. Felaket kötü bir lamba olmasına rağmen bana eski günlerimi, her şeyin çok daha kolay olduğu çocukluk zamanlarımı hatırlatıyordu. Lambayı sevmiyordum ama bu hissi seviyordum.

Kaçırdığım bir şeyler olduğu hissi üzerime çöreklenince kaşlarımı çatıp ellerimi lavabonun iki yanına yasladım. Aynadaki yansımam yastık savaşına kurban gitmiş on beş yaşındaki bir ergen gibi gözüküyordu. Kaşlarım daha çok çatıldı, küçük bir çocuk gibi gözükmekten nefret ediyordum. Musluğu açıp öfkeyle suyu yüzüme çarptım, yüzümü kurularken gözlerim aynanın önünde duran küpeye takıldı, Taehyung'un küpesiydi. Küpenin burada ne aradığını düşünürken parlak taşı dikkatlice inceledim ve küpeyi Taehyung'un kulağından çekiştirip parlaklarımın arasına hapsettiğim anı işte o zaman hatırladım.

Kucağına tırmanıp onu öptüğüm anı zihnimde tekrar tekrar yaşadım, yumuşak dudaklarının nasıl hissettirdiğini hatırlamak nefesimi kesti. Mideme yumruk yemiş gibi iki büklüm oldum.

Ne halt yemiştim?

Küpeyi aceleyle yerine bırakıp odama döndüm, kapalı perdeme kaçamak bir bakış atıp stresle yatağımın üzerine oturdum. Acaba hatırlıyor muydu? Hatırlıyorsa ne yapacaktı? Daha da önemlisi ona olan hislerimin boyutunun farkına varmış mıydı? Yatağımda oturup bunları düşünmek işkence gibi geliyordu bu yüzden ayağa kalktım, odanın içinde bir ileri bir geri yürümeye başladım sonra tekrar oturdum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Stres dolu bir topu karnımın orta yerinde patlamışlar ve bütün stres vücuduma yayılıyormuş gibi hissediyordum. Bir anda olabilecek en kötü senaryolar zihnimde belirmeye başladı, Taehyung ile arkadaşlığımızın sonsuza dek bittiği senaryolar.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 09, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

we are not (just) friendsWhere stories live. Discover now