2|Tanışma

4.8K 521 379
                                    


 

İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz.

  İki krallıkta, yemek odasına geçmiş yemeklerini yiyordu. Bu sırada da ittifak anlaşmaları ile ilgili konuşmalar geçiyordu fakat Jungkook hiçbirine kulak asmıyordu, onun gözü bir tek karşısında oturan vitadaydı. Yemeğe diğer kraliyet ailesi üyeleri de katılmıştı. Adının Jin olduğunu öğrendiği omega ve Hoseok denilen omega katılmıştı. Jin, Jimin'in kuzeniydi fakat Hoseok bir soylu değildi. Ancak kral ve kraliçe Hoseok'u kendi oğulları gibi sever, Jimin'den ayrı tutmazlardı.

Jungkook'un yanında da bir tek Yoongi vardı, diğer arkadaşlarının işleri olduğu için yanlarında gelememişlerdi. Taehyung'un da bir prens olarak burada bulunması gerekiyordu fakat o kızgınlık döneminde olduğu için yanlarında bulunamıyordu, bir aksilik çıkması iki krallık içinde kötü olurdu.

 
Krallar konuşmalarının geri kalanında, sonunda el sıkışmışlardı. Bunu kutlamak için masadaki herkes kadehini kaldırmıştı. "Şerefe!"kral Park'ın sesinden sonra Jungkook ve Jimin'in gözleri kesişmişti. Jungkook vücudundan bir elektrik dalgasının geçtiğini hissetmişti, içindeki delta ciddi bir şekilde çırpınıyordu. Jimin kadehini biraz daha yukarı kaldırıp kafasını aşağı eğerek bir selam vermişti gülümseyerek. Jungkook da ona aynı şekilde karşılık verince ikili birbirine bakarak şaraplarını dudaklarına göndermişlerdi.

  Soğuk şarap vücutlarına yavaşça işlerken, Jimin'in gözü deltanın adem elmasında takılı kalmıştı, öyle fazla dalmıştı ki şarabın dudağının kenarından aktığını sonradan fark edip irkilmişti. Peçeteye uzanıp dudağını silerken Jungkook derince yutkunmuştu. Vitanın dudakları fazlasıyla dikkat çekiciydi, parlak ve pembelerdi oldukça da kalınlardı. O an o güzel dudakların kendi dudaklarına nasıl uyacağını düşünmeden edememişti. İlk görüşte aşka her zaman inanırdı, galiba o ilk görüşte aşık olmuştu...

  Hiçbir zaman kimseye karşı böyle duygular hissetmemişti fakat vita onun kalbini tek bakışta tekletiyordu. O sırada Jungkook'un, Jimin'e olan bakışlarını gören kraliçe Park gizlice sırıtıp diğer kraliyet üyelerine karşın konuştu. "Anlaşmalar da kurulduğuna göre gençler daha fazla sıkılmasın. Jimin prens Jeon'u krallıkta gezdirir misin?"

  Jimin annesine 'ne yapıyorsun?' dercesine bir bakış atıp istifini bozmadan konuştu. "O-olur, yani prens Jungkook da isterse tabi."

Jungkook fırsattan istifade ayaklanıp gülümsedi. "Evet isterim, burayı merak ediyorum." dedi heyecanla. Kraliçe Park gizlice sırıtıp yemeğine geri döndü. İkili yavaşça yemek salonundan çıkarken sessizlik aralarında hüküm sürüyordu. Jimin krallıklarında en çok sevdiği küçük köprülü gölete doğru ilerliyordu, Jungkook da onu takip ediyordu.

  Sessizliğe daha fazla dayanamayan Jungkook boğazını temizleyip vita ile yan yana geldi. "Neler yapmaktan hoşlanırsınız?"

Jimin ilk defa bir yabancı ile bu kadar yakın duruyordu bu kendini biraz garip hissettirmişti fakat kötü anlamda bir gariplik hissetme değildi bu. "Yılanlarla ilgilenmeyi çok severim, aslında bütün hayvanlarla ilgilenmeyi severim. Bildiğim kadarıyla sizi özel hayvanlarınız ejderhalar."

Delta güzel çehreyi izlerken kafa salladı. "Doğru, ejderhalar bizim için çok değerlidir."

Jimin gülümseyerek deltaya döndü, Jungkook'un kalbi her seferinde çok hızlı atıyordu. "Biliyor musunuz hayatımda hiç ejderha görmedim."

Jungkook bunu anlayabiliyordu, vita hep gözlerden sakınılmıştı. Kendisini birileri bu kadar sakınsa bunalacağını düşünüyordu fakat vitanın sakınılması hoşuna gitmişti, vitayı gören sayılı insanlardandı sonuçta. Ve bu güzel prens onun kalbini çoktan çalmıştı. "İsterseniz bir gün sizi krallığımda ağırlamak isterim prensim."

Euphoria |Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin