9|Dans

3.3K 376 106
                                    


Buraya bölümü iki gün önce bitirip yayımlamayı unutan bir yazar bırakıyorum :'(

İyi okumalaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz <333

   İkili kol kola kırmızı halıda ilerlerken davetlilere selam vermeyi de unutmuyorlardı. En sonunda çiçeklerle ve güzel taşlarla bezenmiş, papazın olduğu alana geldiklerinde tam karşılarına geçip saygıyla eğilmişlerdi. Aynı işlemi papaz da uygulayıp ikiliye gülümsemişti. Davetlilerde alkış töreni bittiği için yavaş yavaş yerlerine oturuyorlardı. "Tanrı'nın huzurunda bugün burada bulunmaktayız. İki genç prens evlenmek üzere huzurlarınızda bulunuyor." papazın sözlerinden sonra alkış sesleri koca alanı doldururken vita ve delta yüz kasları ağrıyana kadar gülümsüyordu.

Papaz alkış sesleri bitince sözlerine devam etmişti aynı huzurla. "Düğün törenine geçmeden önce evlilik yeminlerini ve mühürlerini resmileştirelim. Siz prens Jimin, prens Jungkook'u hastalıkta ve sağlıkta, hüznünüzde ve mutluluğunuzda ölüm sizi ayırıncaya dek eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Jimin heyecanla etrafına bakmıştı. Arkadaşları fazla heyecanlı gözüküyordu, hatta Jin'in abartılı tepkilerine heyecanlı olmasa karnı ağrıyana kadar kahkaha atabilirdi. Gözü sonra anne ve babasına takıldı onlara küçük bir gülümseme verip Jungkook'a baktı, o da kendisi gibi fazla heyecanlı gözüküyordu, fark ettirmemeye çalışsa da Jimin, deltanın ikide bir terleyen ellerini pantolonuna sürdüğünü görüyordu. Kendini hazır hissedince papaza dönüp kafasını aşağı-yukarı sallamıştı. "Ediyorum." ve yine alkış sesleri doldurmuştu her yeri. Papaz bu sefer aynı soruyu deltaya sormak üzere ona dönmüştü. "Siz prens Jungkook, prens Jimin'i hastalıkta ve sağlıkta, hüznünüzde ve mutluluğunuzda ölüm sizi ayırıncaya dek eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Jungkook kocaman gülümseyerek bekletmeden papazı cevaplamıştı. "Evet, ediyorum."

"Bende sizi eş ilan ediyorum. Tanrı sizi kutsasın." alkış sesleri yeniden yayıldığında Jungkook eğilip Jimin'in alnına kısa ama hissedilir bir öpücük bırakmıştı. Jimin de aynı işlemi ona uygulamıştı fakat bu sefer Jungkook kafasını biraz eğmek zorunda kalmıştı. Bu görüntü herkese fazla tatlı görünmüştü.

Kemanlar çalmaya başladığında Jungkook, Jimin'i çoğu çiftin dans ettiği pistin ortasına çekiştirmişti. Vita ellerini deltanın omuzlarına yerleştirirken, delta diğerinin kıvrımlı beline sarmıştı iri ellerini. Yavaş yavaş ritme göre bedenlerini hareket ettirmeye başladıklarında Jungkook, Jimin'in kulağına eğilmişti. "Takım elbise giyeceğinizi sanıyordum."

Jimin takımının yırtıldığını hatırlayınca sinirli bir nefes verip deltaya her şeyi açıklamaya karar vermişti. "Açıkçası size söylemem gerekenler var. Buraya geldiğimden beri bir cariyeniz ilgimi fazlaca çekmeye başladı," Jungkook'un yüz ifadesi gerginleşince Jimin, kurduğu cümlenin yanlış anlaşıldığını fark edip devam etmişti. "Yani öyle değil. Jiwon denilen kızı arkadaşıyla konuşurken duydum ve sizinle ilgili konuştuğunu fark edince kulak misafiri oldum. Kendini size aşık etmeye çalışacağını, benim bir engel olduğumu söylüyordu."

Jungkook bir süre sessizce düşünürken sonradan aklına bir şey gelmiş gibi vitaya bakmıştı. "O kızı hatırladım. Dur bir dakika, o çorba-"

"Evet, zehirliydi. Bunu fark ettiğim için ona içirtmek istedim. Takım elbisemi de parçalara ayırmıştı üstüne de saçma sapan bir not bırakmıştı. Bu elbiseyi da altına koymuştu. Biliyor musunuz, ikinizin düğününde bunu giyeceği yazıyordu." Jimin sinir ve alay karışımı bir şekilde gülmüştü. Jungkook sinirle hırlamıştı. "Ona haddini bildireceğim. Ne hakla seni zehirlemeye kalkar!"

Euphoria |Jikook Where stories live. Discover now