5|Lavanta

3.8K 398 157
                                    


Bölüm şarkısı; Look What Yo Made Me Do

İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3


Jimin sabah kalktığında Jungkook'u göremeyince biraz afallamıştı, beraber uyanmayı bekliyordu açıkçası. Kafasını kaldırdığında saati görmesiyle hemen yerinden fırlamıştı, deltanın bu saatte yanında olmaması normaldi, saat neredeyse öğlene geliyordu. Hızlıca banyoya koşturup işlerini hallettikten sonra üstüne dün dolabına yerleştirilen kıyafetlerden birini giyip saçlarını hızlıca düzeltmişti.

Odalarından çıktıktan sonra dün deltanın anlattığı kadarıyla yemek odasına doğru ilerlemişti, yolda ilerlerken Jungkook'un fotoğraflarını incelemeyi de aksatmamıştı. Görkemli kapının önüne geldiğinde muhafızlar onun için kapıyı açmıştı. Masadaki tüm gözler kendini bulunca biraz rahatsız hissetmişti fakat belli etmeyip kralla kraliçenin önünde saygı ile eğildi. "Geç kaldığım için mazur görün kralım ve kraliçem."

Kraliçe gence bakıp en içten gülümsemesini sunmuştu. "Ah, hayır tatlım sıkıntı değil bizde yeni oturduk zaten. Ve lütfen saygı eklerini kaldır, bize anne ve baba diyebilirsin, biz saygısızlık olarak algılamayız."

"Teşekkür ederim." Jungkook annesinin bu davranışını içten içe takdir ederken Jimin onu hemen kabullendikleri için mutlu olmuştu, hepsi ona çok iyi davranıyordu burada ve fazlasıyla gururu okşanıyordu. Jimin tabağına yiyebileceği kadar şey doldurup yemeye başlamıştı. Jungkook da o sırafa kendi yemeğini yerken vitanın tabağının çok az dolu olduğunu görünce kaşlarını çatmıştı. O yemek kendi karnının yarısını bile doldurmazdı. Vitanın önündeki tabağı çekip yemekler doldurmaya başlayınca Jimin şaşırarak ona dönmüştü. Kolunu tutup onu nazikçe durdurmaya çalışmıştı. "Hey, cidden gerek yok, o kadarını yiyebileceğimi sanmıyorum."

Jungkook doluluğundan iyice emin olduğu tabağı yine vitanın önüne koyup gülümseyerek ona döndü. "Yemek zorundasın, o minicik yemekle nasıl doyuyorsun?"

  

  Sona doğru hayıflanan sesiyle konuşunca Jimin dudaklarını düz bir çizgi haline getirmişti. "Bilmiyorum benim için yeterli açıkcası."

   Jungkook kafasını sallayarak çubuğuyla Jimin'in tabağından bir yemeği seçerken "Neden minicik olduğun ortaya çıktı." dedi vitanın ağzına seçtiği yemeği uzatırken. Jimin ilk şaşırsada ağzını aralayıp ona uzatılan yemekleri kabul etmişti. "Ben minik değilim, siz çok iri yapılısınız."

  Jungkook sırıtıp vitasına yemek yedirmeye devam ederken Taehyung karşıdan ikilinin haline gülmüştü. "Oo, şimdiden aşk kuşu olmuşsunuz."

  Jimin utanıp yüzünü çevirirken Jungkook kaşlarını çatıp Taehyung'a kaş göz yaptı. "Önüne dön sen."

"Tamam be, ne dedik sanki." dedi Taehyung yemeğine geri dönerken. Jungkook yine vitaya dönüp yüzüne ona bakarken her zaman yerleştirdiği gibi minik bir gülümseme yerleştirdi. "Sen onu takma, biraz patavatsızdır."


"Hayır, önemli değil."

   

    Yemekleri bitmeye yüz tutmuşken Jimin'in karnı patlayacak raddeye gelmişti resmen. Masadan kalkarken kral konuşma açmıştı. "Taehyung ve Jungkook, bugün sınır askerlerini görmeye gitmemiz gerekiyor, onlarla konuştuktan sonra eksik ekipmanlar için Yoongi'nin yanına gideceğiz."

   Taehyung, uzun bir süre sonra Yoongi'yi göreceği için mutluydu, arkadaşını kızgınlık döneminden dolayı görememişti ve onu fazlasıyla özlemişti, bu yüzden mutlulukla onaylanmıştı kralı. Jungkook da başını sallayarak babasını onayladı o sırada. "Pekala baba."

Euphoria |Jikook Where stories live. Discover now