4|Yeni krallık

4.2K 419 166
                                    

 
İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz <3

    Evlilik kabul edilince Jimin'in eşyaları toplatılmıştı ve at arabalarına yerleştirilmişti, bu gün krallıktan ayrılıyordu ve içi biraz buruktu bu nedenle. Eşyalar hazır olunca hepsi dışarıya çıkmıştı, Jimin ilk anne babasına sarıldıktan sonra sıra Jin ve Hoseok'a gelmişti. Hoseok dolu gözlerini kırpıştırıp cılız sesiyle Jimin'in üzerine atladı. "Minie~"

    Jimin burukça kıkırdayıp ellerini Hoseok'un sırtına yerleştirip sıvazladı. "Ağlama Hobi-ah, her zaman sizi görmeye geleceğim."

  Jin, Hoseok'u kolundan çekip kenara itmişti. "Çekil be! Birazda ben sarılayım Minie'me."

   Jimin kollarını Jin'e sarınca, Jin gizlice onun kulağına fısıldamaya başlamıştı. "Bana bak bu delta sana kötü davranırsa onu etkisiz hale getirip hemen yanımıza geliyorsun."

"Biliyorum Jin-ah sen beni merak etme."

  Kollarını ayırdığında Jin elini alnına koyup oyuncu bir tavırla yakındı. "Ah! Daha dün şu kadarcıktı şimdi büyümüşte evleniyor." sözlerinden sonra bayılmış taklidi yaparak kendini Hoseok'a bıraktı. Jimin onlara son bir bakış atıp arkasına döndü. Jungkook ona gülümseyerek elini uzatınca minik ellerini ileride kocası olacak prensin eline yerleştirdi.

  İkili ata doğru geldiğinde Jungkook minik eli bırakıp vitaya döndü. "Ata binerken yardım etmemi ister misin?"

   Jimin baş sallayınca eğilip iki elini yan yana getirdi, Jimin de bir elini Jungkook'un omzuna koyup diğerini ata koydu. Ağırlığını deltanın eline verdikten sonra diğer bacağını uzatıp hızlıca ata bindi. Onun arkasından Jungkook, uzun bacaklarının avantajını kullanıp tek başına ata binerek Jimin'in arkasına yerleşti.

 
   Jungkook atın ipini tutup Jimin'in de tutmasını sağladıktan sonra vitanın kulağına eğildi. "Sıkı tutun Leyzi (atın adı hüa :')  ) biraz hoyrattır."

  Jimin kulağındaki nefesle küçük bir irkilme yaşasada hemen kendini toparlayıp deltanın dediğini yaptı. At Jungkook'un komutuyla hareket etmeye başlayınca bir anda şaha kalkmıştı. Jimin küçük bir çığlık atınca Jungkook onu belinden tutmuştu. At eski haline dönüp hızla yoluna devam ederken Jungkook yine konuştu. "İyi misin?"

  Jimin belindeki ele odaklanmayı bırakıp deltaya başını döndürdü. "İyiyim teşekkür ederim." Jungkook yandan gördüğü yüze daha fazla odaklanırsa düşeceklerini bildiği için başını önüne döndürdü, ardından aynı işlemi vita da gerçekleştirmişti.

  Uzun bir yolları vardı ve neredeyse üç saat geçmişti hava kararmaya yüz tutmuştu iyice. Jimin'in gözleri ikibirde dalıp duruyordu, fazlasıyla uykusu gelmişti. Delta arada uyuyacak gibi olan bedeni görünce minik bir gülümseme sarmıştı yüzünü, fazla tatlıydı.

  "İstersen göğsüme yaslanıp biraz uyuyabilirsin."

  Jimin kafasını olumsuz anlamda sallayarak iplere daha sıkı tutundu. "Hayır, zaten yakında varırız öyle değil mi?"

"Bir saatlik yolumuz kaldı yaklaşık, sen uyu ben seni kaldırırım."

  Jimin kafa salladı fakat bedenini Jungkook'a yaslamakta biraz kararsızdı. Jungkook onun gel-gitli halini fark edip elini ince bele sararak kendisine yaslanmasını sağladı. Jimin aldığı ferah feromonlarla güzel bir uyku çekeceğini anlamıştı. Hayatında aldığı en güzel koku deltanın feromonları olabilirdi. Gözlerini kapatarak kafasını iyice geniş göğse sürttü. Jungkook da o sırada kafasını biraz daha eğip vitanın güzel kokusunu içine çekiyordu.



Euphoria |Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin