12/Final

3.1K 263 45
                                    

Sizi bekletmemin sebebi ise zihinsel olarak büyük bir boşlukta olmam. Bu durum nasıl aktarılır bilmiyorum ama 2 aydır ortalıkta maldan farksız geziyorum ama beynimin içinde hiçbir düşünce yokken. 2 aydır yaşamıyor gibi hissediyorum, sanki uyanalı birkaç saat olmuş gibi o yüzden wattpad fln hep unuttum.

Üstteki paragrafı 2 ay önce yazdım siz anlayın artık nasıl bı boşlukta olduğumu neyse ama artık iyiyim :)




!M!

  Jungkook yeni ısırdığı mührü kendi mührüne sürtüyordu mırıldanarak. Bu ilk başta ikisinin de canını yaksada artık güzel bir hisse sebebiyet vermişti. Jimin ellerini eşinin basının iki yanına sabitleyerek kendine bakmasını sağladı. Gülümseyerek dudaklarına minik minik öpücükler kondurdu. Bu ikisini de gülmesine neden olmuştu. Jungkook yerinden dogrulup tişörtünü başından çıkartmıştı. Jimin ise onu bayık bakışlarla süzüyordu. Jungkook eşinin bu haline sırtımıştı. Bu sefer eşinin tişörtüne uzanıp çıkartmıştı. Doğrulmuş iki beden yenidem dip dibe gelmişlerdi. Elindeki tişörtü bi kenara fırlatıp dudaklarını tekrardan birleştirdi.

 
Dudakları birbirleri üzerinde üstünlük kurmaya çalışıyordu. İkisi de aceleleri varmış gibi hırçınlardı. Jimin eşinin dudağını ısırıp kendine doğru çekiştirmişti. Bu diğerinin inlemesine sebebiyet vermişti.  Jungkook, Jimin'i yatağa çok da yumuşak olmayacak şekilde ittirip eşofmanına yönelmişti. Eşofmanını baksırıyla beraber çıkartıp tişörtün yanına yolladı. Buğday tenin kasıklarını minik minik öpünce Jimin'in elleri Jungkook'un saçını bulmuştu. O bölgeye yaklaştıkça saçındaki tutuşu sıkılaşıyordu. Jungkook kasığına birkaç morluk bıraktıktan sonra doğrulup yatağın yanındaki komodinin çekmecesinden bir yağ çıkartmıştı.

  Jimin'in o ana yaklaştıkça nefes alış-verişleri hızlanıyordu. Jungkook yağın kapağını açıp üç parmağına yaymıştı. "Şimdi seni genişletmem gerekiyor bebeğim. Arkanı dönebilir misin?" demişti parmaklarını yağlarken. Jimin başıyla onaylayıp arkasına dönüp bacaklarını kendine doğru çekmişti. Jungkook da yatakta emekleyerek Jimin'e yaklaşmıştı. Kalça lobunu yağsız eliyle tutup ayırmıştı. İlk işaret parmağını sokmuştu ve bu Jimin'i zorlamamıştı sadece garip hissettiriyordu. Sonradan yanına diğer iki parmakta eklenmişti ve bu az da olsa acı vericiydi. Alışması zaman alacak gibiydi. Jungkook eğilip kalçasını öpmüştü. "Hazır hissediyor musun?"

"Evet, sanırım. Biraz canım yanıyor."
"Merak etme olabildiğince yavaş olacağım." demişti Jungkook güven veren bir sesle. Jimin ona herkesten çok güveniyordu. Jungkook elini Jimin'in içinden çıkartıp parmağında kalan yağları yatağa sürmüştü. Elini kendi eşofmanına atıp baksırıyla beraber bir çırpıda çıkarmıştı. Penisine de yağ sürdükten sonra Jimin'i sırtüstü döndürmüştü. Kocasının terden alnına yapışmış saçları eliyle arkaya itip alnına uzun bir öpücük kondurmuştu. Penisini Jimin'in girişine dayamıştı ardından. Yavaşça içine girmeye başladığında Jimin'in yüz ifadesi  hızlıca değişmişti. "Jungkook! Çıkar şunu acıyor!"

Jungkook eşini sakinleştirmek için güzel sözler sarf ederken içine yavaş yavaş işliyordu. Jimin ağlayacak raddeye gelmişti. Herkes ona acıtacağını söylemişti ama kimse ona bu kadar acıtacağını söylemişti. Jungkook tamamen girdiğinde bir süre beklemişti. Jimin ise ona söyleniyordu. "Hani canımı acıtmayacaktın, birdaha sana güvenmeyeceğim!" Jungkook asla böyle bir şey söylememişti fakat eşinin canı yandığı için saçmaladığını bildiği için susmuştu. "Özür dilerim, özür dilerim benim hatam."

Jimin dolu gözlerini tavana dikip başka şeyler düşünmeye çalışıyordu. Birkaç dakika sonra acı geçmiş ve ardından Jungkook hareket etmeye başlamıştı. Jimin zevkle inlediğinde Jungkook da kendini serbest bırakmıştı. Aslında o ilk başından beri zevk alıyordu fakat Jimin'in canı yandığı için büyük ihtimalle inleseydi canına okurdu. O yüzden bu anı beklemişti. Jungkook başını geriye attığında Jimin ortaya çıkan adem elmasına açlıkla bakıyordu. Jungkook, Jimin'in içinde bir noktaya vurduğunda alttaki bedenden yüksek sesli bir çığlık kopmuştu. "Bi- birdaha yap lütfen." Jungkook prostatı bulduğunu fark edince hızlanıp bütün vuruşlarını oraya yapmaya başlamıştı. Jimin'in inlemeleri ile Jungkook'un nefes alışverişleri birbirine karışmıştı. İkisi de sona geldiğini hissediyordu. Jungkook elini kocasının erkekliğine atıp aşağı yukarı çekiştirmeye başlamıştı. Jimin iki yönden aldığı zevkle bilincini yitirmemek için kendini zorluyordu. Başka alemlere uçmuş gibi hissediyordu. En sonunda yanardağ gibi Jungkook'un göğsüne akıtmıştı menisini. Kasılmasıyla beraber Jungkook da zevk akan sesiyle beraber Jimin'in içine gelmişti. Canını acıtmayacak şekilde üzerine uzanmıştı.

   İkili sarmaş dolaş bir şekilde nefeslerini düzenlemeye çalışıyordu. Bir süre sessizlik sürerken Jungkook bunu bozmuştu. "Bu arada ben sana canını acıtmayacağım dememiştim." demişti çocuksu bir ciddiyetle. Jimin omzuna vurmuştu hemen. "Ne fark eder o an canımın acısıyla söyledim işte ne yapayım." Jungkook onun bu tatlı haline gülüp burnunu ısırmıştı. Jimin de Jungkook'un yanağını ısırıp emmişti. Jungkook burnunu buruşturup Jimin'in üzerinden kalkıp diğerini de un çuvalı taşır gibi sırtına atmıştı. "Haydi duş alalım bebeğim."

Jimin gözünün dibindeki sıkı kalçayı avuçlayıp vurmuştu. "Çok romantiksin Kook." Jungkook da Jimin'in kalçasına şaplak atmıştı ardından. "Tabii ki de, kocanı daha tanımamışsın." İkili gülerek banyoya girmişti.

  O gece tamamen bir bütün olup evliliklerini ve aşklarını mühürlemişlerdi ve bu mühür onlarla mezara kadar gelecekti.
























Yee bitti allahın cezası fic seni yazana kadar götüm çıktı çok çıldırttın beni


Kısa ama final geldi mi geldi şükürler olsun

Diğer ficlerime beklerim ve merak etmeyin bu fic gibi aylarca bölüm bekletmeyeceğimm

Mutlu sonsuzluk...

Euphoria |Jikook Where stories live. Discover now