*11

35 0 0
                                    

   "Abla biraz benimle ilgilenebilir misin acaba? Ölüyordum ben ölüyordum, sen hala dön telefonunla ilgilen." diyen Enes'e öfkeyle baktım. "Öldün mü peki? Ölmedin ama bu saniyeler itibariyle ölmek üzeresin Enes." dedim, ölü gibi Enes'in odasında benim için serdiğimiz yer yatağının üzerinde yatarken. Günlerdir canımdan bezdirmişti. Bugün nöbet değişim günüydü. Ablam izin alacaktı birkaç günlük ve ben bu cezadan kurtulacaktım. Normal bir insanın geçirdiği hastalık dönemini geçirmezdi bu huysuz çocuk! Her hastalığında ilgi ister, eşek gibi kendine hizmet edilsin isterdi. İsteği bitmez, derdi bitmez, çenesi hiç bitmezdi. "Nilü sana hiç yakıştıramadım. İnsan hasta yatağındaki kardeşine böyle mi davranır? İnsan canım kardeşim, güzel kardeşim der bir istediğini iki etmez ama sen car car homurdanıyorsun. Ne istiyorum sanki senden? İlgilen benimle diyorum." dediğinde gözlerimi devirmeden edemedim. 

  "Benim gerizekalı kardeşim! Benim salak kardeşim! Benden salonu da mutfağı da yukarı taşımamı bile istedin. O da yetmedi, Nilü bana ejder nefesi almazsan ölecekmişim dedin. Ben ne yaptım? Harika bir abla olarak gittim, aradım, taradım, buldum ve sana getirip yedirdim. Nankör köpek seni!" dediğimde gözlerini kocaman açmış, ellerini teslim olur gibi kaldırmıştı. "İçinde ne çok şey biriktirmişsin." dedikten sonra titrek bir nefes çekip tekrardan konuştu. "Ah be Nilü şu koca ömrüne benimle alakalı ne dert, ne keder biriktirmişsin! Alındım, gücendim." dediğinde gülerek uzandığım yerden kalktım ve onun beklemediği bir anda az önce kafamı yasladığım yastığı ellerimin arasına aldım. Büyük bir hızla Enes'in yanına ulaşıp yastığı yüzüne gömdüm. "Geber artık! Geber de kurtulayım." diyip sıkı sıkı bastırdım. Eğer odanın kapısı açılmasa ve annem olaya el atmasaydı, haber bültenlerinde ablanın kardeşe yaşattığı vahşet, bir ölü ve bir kaçak haber yazısı altında bütün Türkiye'de trendlere girecektik. Lakin canım anam, dert anası anam gelip olaya el koymuştu.

   Sadece bana çektirmediğinden olsa gerek annem arkamı tutmuş, beni odadan dışarı atmıştı. Anne ben bir çöp değilim ama yine de sen bilirsin. Ah dostlar, vah dostlar diyerek başlardım eğer hayatımı kaleme alsaydım. İşte bu ailede dışlanan, hor görülen o kişi benim derdim sonrasında ise evden kaçışımı anlatırdım. İşte tam da öyle bir andaydık. Koşar adımlarla odama ulaşmış, cebimden çıkardığım telefonun ekranını açmıştım. Grup araması yaptığım sırada üzerimdeki hırkayı hızlıca çıkarıp yere attım. Ardından teker teker üzerimdeki kıyafetlerden arınıp açılan çağrımla birlikte yatağımın üzerine attım bedenimi. "Kısa ve öz konuşacağım. Evden kaçıyorum, beni gelip alın ve hemen AÇAD (Acı Çekiyorum A Dostlar) gününü başlatmalıyız. Başlatmazsak ölürmüşüm." dedikten sonra onlara söz hakkı tanımadan telefonu kapattım. Kapatmadan hemen önce Sena'nın cümlelerini daha en başından bölmüştüm. "Ben hazırlanıyorum, hemen hazır olun." dedikten sonra aramayı sonlandırmıştım. 

   Üzerime tiril tiril, çok sevdiğim yazlık elbiselerimden birini geçirip örülü saçlarımı açtım. Belirginleşen çillerim ve güneşli günlerden yanaklarıma kalan kırmızılık sayesinde yüzüme renk gelsin diye uğraşmayacağım için tekrar tekrar şükredip hızlıca çantamı alıp odamdan çıktım. Merdivenleri ikişerli üçerli aşıp hızlıca sandaletlerimi ayağıma geçirdim. Arkama bakma gereği bile duymadan bağırarak evden çıktığıma dair haber verdim. "Nilü kaçar!" diyip kapı kolundaki parmaklarıma güç vererek kapıyı açtım ve hızlıca kendimi dışarı attım. Kapıyı ardımdan kapatırken derince bir nefes verdim. Kulağıma gülüşen bir ses dolarken arkama bakma isteği ile doldum. Gözlerimi çevirdiğim an bahçede oturan kadınlar dikkatimi çekti. 

  Validemin biricik ahiretliği, benim de müstakbel kaynanam ve mahalledeki dedikoducu kadınların sesiydi. Salondaki balkon kapısından elinde tepsiyle çıkan Aysel abla gözlerimin önüne düştüğü sırada gülümsemem yüzüme yayıldı. Beni fark etmiş olacak ki elindeki tepsiyi yanındaki diğer kızlara verip bahçe kapısına ulaştı. Ben de caddenin ortasına doğru ilerlediğimde gülümseyerek konuşmaya başladı. "Ağırlaştırılmış müebbet hapsin sona ermiş bakıyorum da." dediğinde üzerimdeki ince askılı elbisenin yakasını hafifçe tutup silktim. "Hiç hatırlatma Aysel abla ya! Bütün ev ahalisinin anasını ağlattı deyim yerindeyse." dediğimde halime gülerek dudaklarını ısırıp konuştu. 

Bağrıma Gömülü Benlik *yeniOù les histoires vivent. Découvrez maintenant