6. Bölüm-"SOĞUK TEMAS"

12.6K 594 1.3K
                                    

Selam! Nasılsınız canlarım?

Satır arası yorumlarınızı her daim merak ve heyecanla bekliyorum. İhmal etmeyin.

Keyifli okumalar dilerim...

&

6. Bölüm-"Soğuk Temas"

●●●

Yiğit~

Sigaramı dudaklarımın arasına yerleştirip yaktıktan sonra içime dolan dumanla aklıma Eylül geldi. Gözlerimi kapatarak alnımı kaşıdım. Fevzi onu konuşturamazdı biliyordum ama o konuşmadıkça sinirlerimi kontrol etmek zorlaşıyordu. Ona zarar vermek istemiyordum. Fevzi biraz başını ağrıtsa yeterdi benim için, en azından ben sakinleşene kadar.

Telefonum çaldığında sigarayı dudaklarımın arasından çekip cevapladım. "Söyle Kerem?"

"Şu kız konuştu mu?" diye sordu Kerem keyifsiz bir şekilde.

"Konuşmadı." derken Çağrı yüzünden keyfim iyice bozulmuştu.

"Ne zaman konuşacak?"

"Nereden bileyim Kerem. Alnında yazmıyor ya!"

"Çağrı sabahtan beri araya araya kafamı sikti! Git ona söyle o zaman. Tekrar aradığımda konuşmuş olsun yoksa gelir ben konuştururum, diyor."

Sinirle boynumu omzuma yatırıp alt dudağımı dişledim. "Kim kimi konuşturuyor lan? Haddini bilsin!" dedim büyük bir sabırla.

"Valla kim neyi biliyor bilmem. Çağrı beni aradığında ona ne diyeceğimi söyle."

"Çağrıyı da seni de aynı çuvalda sikerim! Kızla burada partilemiyoruz herhalde, konuşmuyor onunla uğraşıyorum."

"Neyin inadıdır bu?"

Kerem kendi kendine söylenirken telefonu kapattım. Çağrı benimle konuşmazdı, bu yüzden Kerem'i aracı yapmıştı. Kerem'le uğraşmak benim sabrımı en çok sınayan şeylerden birisiydi. Oflayarak balkon demirlerine yaslandım ve başımı arkaya yatırarak gökyüzüne baktım. Sonra yeniden sigaramdan bir nefes çektim.

Eylül artık konuşmalıydı yoksa onu etkisiz hâle getirmem gerekecekti. Bana duyguları hakkında, o gece hakkında ve Emre konusunda yalan söylemişti. En azından bir ihtimaldi ve ben bu ihtimale inanmak istemiyordum. Dün Çağrı'nın Kerem'e gönderdiği fotoğrafı görmüştüm. Eylül ve Erdem aynı karedeydi. Bir baba kız gibi... Onu bize Erdem'in göndermediğinden emin olmalıydım ama inat etmişti keçi! Bu inadı beni bir tek düşünceye itiyordu: Eylül bizim düşmanımız. Ya bana Erdem'le olayını açık seçil anlatacaktı ya da ortaklık teklifimi kabul edip gözümün önünde olacaktı ki onun varlığı bize sorun oluşturmasın.

Çağrı'ya kalsa döve döve konuşturulmalı, konuşmuyorsa öldürülmeliydi ama... İstemiyordum. Böyle olsun istemiyordum.

Eyüp yanıma geldiğinde sigaramı söndürdüm. Bana ufak bir baş hareketiyle selam vererek hızlıca lafa girdi.

"Abi sen, 'Adamları incele, şüphe uyandıran birisi var mı bak.' dedin ya, ben iki gündür kimseden şüphelenmedim. Böyle olmayacak."

O adam ya bulunacak ya da bulunacaktı. Ve benim bu sefer acelem vardı. "Eyüp," dedim sertçe. "Bekle, ben sana yapman gerekeni söyleyeceğim."

Benim sözlerime bir karşılık vermeden başını salladığında içeriye ilerledim ve Eylül'ün olduğu odaya yöneldim. Şimdiye kadar evi başımıza yıkması gerekiyordu. Belkide sessizliği silah olarak kullanmayı seçmişti. Zaten tanıdığım kadarıyla da öyle her şeyden korkacak bir kadın değildi.

ESARET Where stories live. Discover now