Şanlı bir asker... Cesur bir kadın... Mükemmel bir anne...
Yıllarca pes etmeden , cesurca her sorunu göğsünü gere gere aşmış ve TÜRK ORDUSUNA hizmet etmek için dişini tırnağına takmış , her şeye rağmen kendine bir düzen kurmuş bir KADIN. En önemlisi...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
9.Bölüm *Seni seviyorum...*
"O oldu mu öyle güzelim?" Diyen Cihangir ile göz devirdim. Yemek yapmayı bilmemek benim problemim değildi. Sonuçta ben elinde silahla ve yanında iki erkekle büyüyen biriydim. Yemek yapmaktan ne anlardım?
Abim ve Cihangir yapardı eskiden de yemekleri zaten. Yalnız olduğumda da ya karargahta ya da dışarıdan yerdim.
"Cihangir ne bileyim ben nasıl olacak al sen yap çok biliyorsan!" Diyerek elimdeki tahta kaşığı Cihangir'e fırlattım.
Cihangir'in kafasına çarpıp yere düşen kaşık ile Melisa oturduğu yerde kahkahaya boğulmuş Cihangir ise bu neydi der gibi bana bakıyordu.
"Ben gidiyorum. Melisa'ya bakar ol bir saate gelirim. Anneciğim sen de bu Cihangir'e bakar ol bir sakatlık çıkarmasın." Deyip kapıya yürüdüğümde Cihangir hızla önüme geçti.
"Nereye?"
"Eve gidip üstümü değiştireceğim ve Melisa'ya da kıyafet almam lazım. Kızın üstünü ne hale getirdin!" Diyerek sinirle konuştuğumda hemen lafımı kesti.
"Gerek yok hayatım ben söylerim kapıdaki adamlara , alır getirirler."
"Ne alacağımı bilemez onlar." Dediğimde sıkıntıyla nefes verdi.
"Tamam ama gecelik de al yanına. Bugün burada kalın."
"Cihangir hayır."
"Ya lütfen Miray..."
"Anne lütfen..." Diyerek ona katılan Melisa ile artık oturup ağlamak istiyordum.
"Hayatım hadi..."
"Anne hadi... Söz veriyorum bir hafta dayımın saçını çekmeyeceğim." Dediğinde omuz silktim.
"Ay dayından bana ne? İstersen döv yani." Dediğimde ikisi de bana şokla baktı.
"O zaman söz veriyorum bir hafta sırf insanları bunaltmak için soru sormayacağım."
"Bana da sormayacaksın ama." Dediğimde hemen kafasıyla onayladı.
"Tamam senin teklifin onaylandı , Cihangir sen ne teklif ediyorsun?"
"Ben de... Eğer tamam dersen sana istediğin zaman sarılacağım."
"Ne yani eğer bunu kabul etmezsem sarılmak istediğimde hayır mı diyeceksin?" Diye tek kaşını kaldırarak sorduğumda telaşlandı.
"Yok öyle değil. Şey... Heh tamam dersen bunları yapan kişiye birlikte ceza vereceğiz." Dediğinde kafamı salladım.
"Tamamdır ben eşya alıp geliyorum. İkinize de gram güvenmiyorum o yüzden sizi Allah'a emanet ediyorum. Melisa sen yine Cihangir'den daha aklı başındasın bakar ol da evi yakmasın." Diyerek oradan ayrılmıştım.
