11

97 11 0
                                    

-San'dan-

Yurttan çıkmış ve hızlı adımlarla koşarak parka ilerlemiştim. Yurttan bu yana arkamdan koşan birisi vardı ve ben Seonghwa'nın olması için dua etmiştim.

Salıncağın birisine oturdum ve gözlerimi kapatarak yavaşça sallanmaya başladım. Arkamdan ittirildiğimde ve beni sallayan kişiyi hissettiğimde huzurla gülümsemiştim. Salıncağın hızı artarken oluşan rüzgarın etkisiyle savrulan saçlarım çokça hoşuma gidiyordu.

Bir süre daha bu şekilde huzurla eğlenirken aklıma dank eden şey ile ayaklarımı yere koyup durdum.

Kafam istemeden öne eğilirken acı bir gülümseme sundum yerdeki kumlara.

"Wooyoung...yanımda ki salıncağa binsene."

"San-"

"Sadece lütfen istediğimi yap."

Salıncak sesini duyduğumda yanağımdaki yaşları fark etmiştim. Hızlıca göz yaşlarımı sildim.

"Şimdi elimi tut ve beraber sallanalım."

Sağ tarafıma dönerek elimi uzattım. Bana samimiyet dolu iç ısıtan gülümsemesi ile baktığını gördüğümde istemeden bile olsa kocaman gülümsedim. Hem de gerçek bir gülümsemeydi.

Elimi sıkıca tuttuğunda ikimiz birden sallanmaya başlamıştık.

-Wooyoung'dan-

En az bir saat sallandıktan sonra kaydıraklarda çocuklar gibi arka arka kaymıştık.

Sanki çocukluk yıllarımızdaymışız gibi hiçbir derdimiz yokmuş gibiydi. Halimizden de memnunduk.

"Saklanbaç oynayalım."

San'ın istediği oyuna kıkırdadım ve hemen en yakınımdaki ağaca yüzümü dayadım.

"Bir...iki...üç...."

Bir kaç adım sesinden sonra gülümsemiştim.

"On."

Saymayı bitirdiğimde hemen aramaya başlamıştım.

Bir kaç ağaca ve kaydırakların olduğu yere bakmama rağmen bulamamıştım. 15 dakika geçmişti ve ben ümidimi kaybetmeye başlamıştım ki arkadan birisi gözlerimi kapatmıştı.

Ellerimle gözümün üzerindeki elleri tuttum ve arkamı döndüm.

"San...Neredeydin?"

"Nerede olduğumu boşver ve benimle gel."

Merakla, önümde koşuşturan bedeni takip ettim. Parkın en iç ve karanlık kısmına geldiğimizde biraz ürpersemde ilerlemeye devam ettim.

"Nereye gidiyoruz..."

"Dur şimdi."

Hâla hiçbir soruma cevap vermemesine rağmen sessizce bekledim.

Ellerimi tuttuğunda gözlerim kocaman açılmıştı.

"Wooyoung bana olan hislerinin farkındayım."

San'ın güzel dudaklarından çıkan o kelimeler ile gözlerim dolmuştu.

Hayır hayır...o kadar güzel olaylardan sonra reddedilmek istemiyorum.

"Ve ben düşündüm ki sana şans verebilirim."

"Ne?"

L.T.  >>  WooSanHwaSangWhere stories live. Discover now