25

74 6 4
                                    

Aşkı memnu yazio gibi hissediom iyyy gittikce boku cikio gibi bunun da... neys napim basladik bi ise sonu gelsin.

-Seonghwa'dan-

"Yeosang artık ağlamayı keser misin?"

"Hayır."

Burnunu çekerek bana verdiği cevap ile sıkıntılı bir nefes verdim dışarıya.

"Bu bir soru değil, ricaydı."

"Banane ben ağlamak istiyorum."

"Bebek misin sen?"

Tekrar uzamaya yüz tutmuş saçlarına daldırdım ince ve uzun, kemikli parmaklarımı.

"Evet şuan öyleyim."

Verdiği cevapla gülmüştüm. Dizlerim üzerindeki başı hareketlendiğinde başımı eğerek ona baktım. Bana baktığını gördüğümde içten bir şekilde gülümsemiştim.

"Ne oldu, niye bakıyorsun?"

"Hiç, sadece bakmak istedim."

"Hmm inanmadım ama inanmış gibi yapayım bari."

"Ya hyung!"

Güzel kaşları çatıldığında gülmüştüm.

"Yapma şunu, benim gibi erken yaşlanırsın bak."

"Sen yaşlı değilsin ki hyung?"

"Bak işte, kendinle çelişiyorsun. Hem yaşlı değilsin diyorsun hem de hyung diyorsun."

"E ama o zaman terbiyesizlik olmaz mı?"

"Senin için geçerli olmaz o."

"Hmmmm."

Gülerek yüzüne gelen bir kaç saç telini geriye ittirdim.

"Alan memnun satan memnun işte."

Yeosang dediklerim üzerine gözleri kısılana dek güldü.

"Hyung o ne öyle ya, durumumuzla alakası bile yok."

"Var bir kere. Sen anlamını bilmiyorsundur."

Çocuk gibi ben de ona karşılık verdiğimde gülmeye devam etti ve dizlerimden kalktı. Bu birazcık üzmüştü ama bacaklarımı iki yana açıp, araya uzandıktan sonra yüzünü karnıma gömdüğünde içim hoş olmuştu.

Kim bilir dışarıdan nasıl gözüküyorduk.

"Hmm doğru, sen yaşlı olduğun için anlamını çoook iyi biliyorsundur HYUNG."

Hyung derken vurgulamak için biraz yüksek sesle söylemiş ve beni güldürmüştü.

"Demek bana yaşlı diyorsun he!"

Ani bir atakla kollarından tutup kucağıma oturttuktan sonra saçlarını karıştırarak bozdum.

O bana aşağıdan sinirle bakarken ben sinir bozucu gülümsememi suratıma takınmıştım bile. Sonradan o da gülümsediğinde saçlarını düzelttim. Ben saçını düzeltirken bana olan bakışları hoşuma gitmişti. Bugün ne de çok şey hoşuma gidiyordu yine onun hakkında...

Başımı biraz eğerek yüz yüze gelmemizi sağladım.

"Seonghwa."

Sadece ismimi söylemesi ile duraksamıştım. SADECE ISMIMI SOYLEDI VE BENIM KALBIM MARATONA CIKTI? Delirmişim iyice tümden...

"Yeosang."

Yüzunde minik bir gülümseme ile bana sarıldığında kalbimi sesini duyacak korkusu ile dudaklarımı dişledim ama yine de sarılışına karşılık vermiştim. Bir ksç dakika sonra başını geriye çektiğinde kıkır kıkır gülmeye başladı. Tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda daha çok gülmüştü.

"Bana hayransında benden mi saklıyorsun?"

Dediği ile dudaklarımı dişledim. Ne diyeceğimi, ne dediğimi gram anlamadan ağzımdan çıkan şeylerle ikimiz de şaşkınca birbirimize bakmıştık.

"Belki de seviyorumdur?"

L.T.  >>  WooSanHwaSangOnde histórias criam vida. Descubra agora