5🥀

39.1K 1.5K 465
                                    


" Sensin, "dediğinde ne dediğini idrak edememiş buz mavisi gözlerine şaşkınlıkla bakakalmıştım.

Dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrılırken ben sadece onu izlemekle yetinmiştim.

" Alya seninle konuşmamız gerekiyor ki bir daha kaçmak gibi bir teşebbüste bulunmayasın." Sesi sert değildi ama uyarıcıydı. Bir süre yüzüne baktıktan sonra gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı ondan çektim.

"Alya ben konuşurken yüzüme bak," dedi. Ama sesinden tahammülsüzlük akıyordu. Tekrar yüzüne baktığımda gözleri hariç yüzünün her bir karışına bakmaya kararlıydım. Gözleri beni içine çekerken orada boğulacağımı hissediyordum.

"Gözlerime bak!"

"Neden ısrarla gözlerine bakmamı istiyorsun? Ayrıca sen kimsin? Ve neden buradasın?" Arka arkaya sorularımı sıraladığımda histerik bir kahkaha attı. Kahkahası bile tüylerimi diken diken etmeye yetmişti.

"Ben kim miyim? Sence kim olabilirim?" diye sordu, yalancı bir merakla yüzüme bakıyordu.

"Diego patronun 51 yaşında olduğunu söyledi. Sen o değilsin," dedim kısık bir sesle. Bir anda ayağa kalktı. Parmakları burun kemerini sıkıyordu. Gözlerini yumup sık sık nefes almaya başladığında neye sinirlendiğini bilmediğim bir şey yüzünden sakinleşmeye çalıştığını anladım.

Oturduğum koltukta geriye sinip onu izledim. Bu adamı tanımıyordum sinirlenince ne yapacağını bilmiyordum. Belki sinirini benden çıkaradabilirdi. Senin şu şom ağzını ne yapacağız ya?

Buz mavisi gözleri beni bulduğunda rüyamda gördüğüm o öfkeli gözlerle karşılaştım. Ben ne yaptım da bana böyle bakıyordu şimdi. Kaçmaya çalıştığın için olabilir belki. Öyle olsa yukarıda verirdi cezamı.

İki büyük adımla yanıma gelip bileğimden tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı. Daha ne olduğunu bile anlamadan beni sürükleyerek merdivenlere yöneldi. Hani konuşacaktık ne oldu birden bire? Cezanı yukarıda vermeye gidiyor.

Kıyafetlerimin olduğu odanın önünden geçerek koridorun en sonunda sağda bulunan kapıya yöneldi. Odanın kapısını açıp beni hızla içeriye çekti. Bu oda benim uyuduğum odaya göre daha büyüktü. Ben daha odanın içine bakamadan beni yatağa adeta fırlattı. Parmağımdaki yara tekrar kanamaya başladığında kanlar gri yatak çarşafına damlıyordu.

Öfkeli gözlerle bana doğru yürümeye başladığında yatakta geriye doğru kaçmaya başladım. Sırtım yatak başlığıyla buluştuğunda o da dizlerinin üzerinde yatakta duruyordu. Karnıma doğru çektiğim bacaklarımı iki eliyle kavrayıp bedenimi kendine çekti.

Kalbim yaşadığım korkuyla deli gibi çarparken onun gözlerine baktığımda hissettiğim tek şey huzurdu. Bu yaşadığım şeyin mantıklı bir açıklaması olamazdı. Bir insandan korkarken aynı zamanda onda huzuru bulmak çok saçmaydı. Belki de... Belkisi yok. Ben burada tutsaktım. Beni bu tutsaklığa mahkum bırakanlardan nefret etmem gerekiyordu.

Belimden tutup beni doğrulttuğunda burun buruna gelmiştik gözleri kısa bir süreliğine dudaklarıma kaydı. Yutkunup aynı öfkeyle gözlerimin içine baktı.

Saçlarımı eline dolayıp hızla geriye çektiğinde ağzımdan acı dolu bir çığlık çıktı. Saç diplerimde hissettiğim acı her geçen saniye artarken ellerimle onu itmeye çalışıyor bırakması için bağırıyordum.

Soğuk dudakları boynuma değdiğinde kafasını ittirmeye çalıştım. Sıkıntılı bir nefes verip saçlarımı daha hızlı çekerek beni yatağa bıraktı.

La Mia Donna +18 İtalyan "l.ll. Seri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin