5.Bölüm

4.4K 84 21
                                    

İYİ OKUMALAR DİLERİM.

Hatırlatma :

Bir sürü sorularla baş başa kalmışken Sinem' i kahve getirmesi için arayacaktım ki kapı çalınmadan birden Caner içeriye girdi ve ayağı takılıp yere düştü. Ben şok içinde ona bakarken o düşmüş olmasını es geçip hemen ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

- Ela Hanım mahvolduk !!!!
- Ne oluyor Caner ?
- Ay Ela Hanımcım neler olmuyor ki
- Caner kovulmak istemiyorsan dizlerini dövmeyi bırak ve bana ne olduğunu anlat.
- Anlatıyorum hemen Ela Hanımcım.
- Karan Bey' in şirketler zincirinde önemli söz hakkına sahip Mehmet Han Bey ile yakın bir ilişkisi varmış ve o da bizim Karan Beylerin şirketiyle iş yapmalarını yoksa bizim şirketi piyasadan sileceğini söylemiş. Karan Bey' den hoşlanmadığınızı biliyorum fakat sanırım onlarla iş yapmak zorundayız.
- Ben hiçbir şeye mecbur kalmam Caner. Bu işi çözeceğim. Mehmet Bey ile bana yarına bir görüşme ayarla. Açık alanda oturup konuşabileceğimiz bir yer hazırla. Masanın renginin mavi tonlarda olmasına özen göster.
- Peki ayarlarım Ela Hanım. Ama mavi rengin nedenini anlamadım.
- Mavi renk insanın en rahat olduğu renklerden birisidir. Benim de o adamı ikna etmem için yardımcı olabilecek etmenlerden birisi olabilir. En küçük detaylar bile iş hayatında fazlasıyla önem taşır Caner. Bunu sakın unutma aklına kazı tamam mı?
- Tamamdır Ela Hanım. İzninizle.

Deyip odamdan çıktı ve bende masamın başına geçerek telefonumu çıkardım. Babamın adamlarından biri olan Eşref' i aradım. Aynı zamanda benim yakın arkadaşlarımdan birisiydi. Fakat anne babamın ölümünden sonra kendimi herkesten çektiğim gibi onunla da iletişimimi azaltmıştım.

- -Ela ?
- -Eşref merhaba. Seninle konuşmam gereken bir konu var. Şirkete gelebilir misin?
- -Geliyorum güzelim yarım saate oradayım.
- -Eşref !! Konuşmalarını düzeltmen gerektiğini kaç kere söyleyeceğim.
- -Tamam be kızım. Bir şey demiyorum. Görüşürüz şirkette.

Bir şey demeden telefonu kapattım ve kendime bir çay söyledim. Şirketin manzarası harika olduğundan koltuğumu cam kenarına çekip çayımı yudumladım.

Yarım saatin nasıl geçtiğini anlayamadan kapım çalındı. Eşref gelmişti.

- -Güzellik nasılsın?

Konuşma şekline hafif gülüp gözlerimi devirdim.

- -Hiç akıllanmayacaksın değil mi Eşref?
- -Hayır tabiki de
Diyerek güldü ve bana sarılıp saçlarımı okşadı. Uzun zamandan sonra teyzem dışında biri saçımı okşuyordu. Her seferinde annemin ve babamın saçlarımı okşamasını özlüyorum. Bu özlemimin hiçbir zaman dinmeyeceği gerçeğini kabullendim.

- -Eşref direkt konuya girmek istiyorum.
- -Bir kahve söylersen bana her dediğini yaparım.
Gülümseyip şirket telefonunu elime aldım.
- -Sinem bize 2 az şekerli Türk kahvesi getirebilir misin?
- -Hemen getiriyorum Ela Hanım.

Birkaç dakika içinde kahvelerimiz geldiğinde Sinem' in odadan çıkmasını bekledim ve çıkınca konuşmaya başladım.

Birkaç dakika içinde kahvelerimiz geldiğinde Sinem' in odadan çıkmasını bekledim ve çıkınca konuşmaya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

- -Eşref senden istediğim 2 adamı araştırmanı istiyorum. Fakat birisinin dosyası bu akşam elime geçmeli. Diğeri için 2-3 gün süren var. Bu süreler içinde ne kadar kapsamlı bir araştırma yapabilirsen benim için o kadar yarar sağlar.
- İsimlerini ver bakalım kimmiş bu adamlar.
- Mehmet Han ve Karan Kurtoğlu
- Mehmet Han mı ? O adamı avucumun içi gibi bilirim Ela. Babanla da yakın arkadaştılar. Fakat sonrasında Kazım Kurtoğlu o adamı kendi tarafına çekmeyi başardı ve o adamı babana karşı kullandı. Babanın kasasında Mehmet ile ilgili bilgiler zaten yer alıyordur. O bilgileri dikkatlice okursan işine yarayacaktır. Peki Karan Kurtoğlu neden?
- Benimle iş yapmak istiyormuş ve o adamın oğlu olduğunu biliyorsun. İkisine de güvenmem ve onları yerle bir etmek istiyorum ama ne yapacağımı tam olarak planlayamıyorum.
- O adamla ilgili bilgiler istediğin zamana elinde olur. Falat ne kadar bilgi toplayabilirim bilmiyorum.
- Teşekkür ederim Eşref.
- Her zaman yanındayım güzellik. Ama artık gitmem gerek yine iletişimde oluruz.
Diyerek ayaklandı. Bende yanına gidip sarıldım. Onu yolcu ettikten sonra eve doğru yola koyuldum.

Eve geldiğimde teyzem evde değildi. Arayıp konuştuğumda bir arkadaşıyla görüştüğünü ve bu gece onunla kalacağını söyledi. Eve fast food tarzı bir şeyler söyleyip babamın çalışma odasına çıktım.

Kasaya doğru ilerlediğimde babamın kasasını ilk defa açacağımı fark ettim. Fakat şifresini biliyordum. İnsanoğlu işte belki şifresini bilmesem türlü maceralara girmeye çalışıp kasayı açıp karıştıracağım. Ama şifreyi bildiğim için hiç bakma gereksiniminde bulunmamıştım.

Kasanın üzerinde duran aile fotoğrafımızı görünce gözlerim yeniden doldu. Fotoğrafımızı okşayıp tekrardan kasanın üzerine bıraktım ve kasaya doğru eğildim. Babam şifreyi 04041994 olarak yapmıştı. Babamın annemi ilk gördüğü ve ilk aşık olduğu gün. Birbirlerine o kadar aşıklarmış ki kimseyi dinlemeden 6-7 ay içerisinde evlenmişler. 1997 senesinde de ben doğmuşum. Keşke bizim küçük ailemize kimse dokunmasaydı, keşke benim kolumu kanadımı bu şeklide kırmasaydı hayat. Tüm bunları düşünürken ağladığımı yeni fark etmiştim.

Kasanın şifresini girdim ve kasayı açtım. Kasanın içinde birkaç para destesi ve dosyalar vardı. Paraları es geçip dosyaları elime aldım ve kasayı kapatıp babamın çalışma masasındaki koltuğuna oturdum.

Dosyaların içindeki isimlerin çocuğu tanımasam da Mehmet Han ile ilgili bir dosya bulamamıştım. Evimi dağıttıkları gün geldi aklıma. Acaba gelenler almış olabilirler mi diye fakat hemen bu fikri sildim kafamdan. Çünkü babam bu gibi durumlar için telefonumuza bir uygulama yükletmişti. Kasanın şife haricinde açılması durumunda tüm aile bireylerine mesaj geliyordu. Şifreyi de benim dışımda bilen olmadığından bu fikri kafamdan sildim. Peki dosya neredeydi? Eşref dosyanın burada olduğundan emindi ama ben nasıl olur da bulamazdım.

Elimdeki dosyaları kasaya geri koyarken kırmızı kadife zemininin üzerinde çok küçük bir noktaya elim takıldı ve birden kasanın arka tarafında ufak bir yer açıldı. O yere baktığımda içinde bir dosya gördüm ve sanki dünyaları fethetmişim gibi mutlu oldum. Hemen dosyayı alıp geri yerime oturdum ve dosyayı açarak en üstteki isim yerini fısıltıyla okudum.

- -Mehmet Han.
Aşağıdaki bilgilerin hepsini okudum ve Mehmet denen adamın benim yaşımda bir kızı olduğunu ve karısını aldattığını öğrendim. İş hayatındaki başarıları da yazıyordu fakat benim umrumda olmadı çünkü insanların zaafları başarıları değil yaptıkları hatalar veya çok sevdikleri kimselerdir.

Ben tüm bunları düşünürken kapı çaldı. Teyzemin anahtarını unuttuğunu düşündüm ve dosyayı yerine koyarak odadan çıktım. Kapıyı açtığımda karşımda duran kişiyle şaşırdım ve sinirlendim.

- -Selam güzelim.

Oy ve yorum atmayı lütfen es geçmeyin arkadaşlar. Sizleri seviyorum.

İNTİKAM  +18Where stories live. Discover now