18. Bölüm

2.5K 39 8
                                    

İyi okumalar.
Yorumlarınızı bekliyorumm.

Evin kapısından içeri girdiğimizde annemde bende biraz da olsa tedirgindik.

- Evet. Gelelim bugünkü rezilliğe. Hanginiz ceza yemek ister? Size iki seçenek sunacağım ve sizde ortak karar ile birini seçeceksiniz. Aynısını seçmezseniz iki seçeneği de uygularım. Seçeneklerden ilki karıcım seni 2 gece bodrumda aç ve susuz bırakmak, ikincisi ise oğlum senin dünkü cezanın 2 katını çekmen. Hangisini seçiyorsunuz benim güzel ailem?

Babam olacak adamın sunduğu seçeneklerin insanlık içeren hiçbir tarafı yoktu. Annemin bir tokat bile yemesini istemiyordum. Canım yanacaktı biliyorum fakat yine de annem için değerdi. Annem de kendisini öne atmaya çalışacaktı. Zaten bu yüzden o da bizden tek bir cevap istiyordu. İkimizden birinin diğerinin cezasını onaylamasını istiyordu.

- Tamam ben razıyım 2 gece bodrumda kalmaya. Oğlumu rahat bırak lütfen Kazım.
- Karıcım bakalım oğlun seninle aynı fikirde mi?
- Anne hayır. Oraya gitmeyeceksin. İkimizinde cevabı bu baba. Ben cezamı çekerim.
- Oğlum ne olur yapma.

Annem hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Onun bu şekilde ağlaması beni mahvediyordu. Ama ne olursa olsun onu gönderemezdim. Annem karanlıktan korkardı. O pislik adam da bu yüzden bodruma kapatmayı seçenek olarak sunmuştu.

- Anne eğer bodruma gitmeyi kabul edersen yüzümü göremezsin.

Blöf yapıyordum fakat ciddi bir şekilde bakıp annemin inanmasını sağladım.

- T-tamam ikimiz de Karan'ın cezasını çekmesini seçiyoruz.

Cümlesini tamamladıktan sonra ağlamaları hiç kesilmedi. Babam yanıma gelerek kolunu omzuma attı ve kendine çekti.

- Canım oğluma bak sen. Fedakar Karan. Bakalım bir daha bu fedakarlığa cesaret edebilecek misin?

Adamlarını çağırarak beni aşağıya indirdiler ve ellerimi zincirlerle bağladılar.

Adamlarını çağırarak beni aşağıya indirdiler ve ellerimi zincirlerle bağladılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babam elinde kemerle geldiğinde yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. Kemeri adamlardan birine verdi. Bir baba nasıl çocuğunun ve karısının bu halinden mutlu olurdu ki. Eğer baba olmak buysa ben hayatım boyunca baba olmak istemiyordum.

- Evet oğlum. Düşündüm de 2 kat yerine sana dünkü cezanın 3 katını vereceğim. Ama yanlış anlama sadece senin iyiliğin için. Bir daha gerekli gereksiz anneni savunmazsın belki.
- Baba zaten yeterince ağır bu ceza. Ayrıca şirkete nasıl gideceğim bu ağrılarla.
- O kadarı beni ilgilendirmiyor oğlum. Ama eğer yarın sabah şirkette olmazsan diğer seçeneği yapacağımdan emin olabilirsin.
- Yapmayacağını söylemiştin. Nasıl bir adamsın sen? Bir insan nasıl bunlardan zevk alır? Senden nefret ediyorum. RUH HASTASI HERİF!
- BAŞLAYIN!!

Elinde kemer olan adam vurmaya başlamıştı. Artık 25 ten sonra saymayı bırakmıştım. Kollarım bedenimi taşımıyordu artık. Sırtımdan çok fazla kan akıyordu. Dünkü geçmemiş yaralarımın üstüne bunlar eklenince artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Dişlerimi sıkarak cezanın bitmesini bekledim. En son kemer darbesini de aldıktan sonra ayaklarım bile artık tutmuyordu.

- Ne oldu Karan Bey? Sesin çıkmıyor.
- Yeter artık yeter.

Kısık sesle söylediğim cümleyi duymuş muydu bilmiyordum ama artık gözümü açacak halim kalmamıştı.

- Bilal, mumu getirin. 

Mum ile ne yapacaktı bilmiyordum ama canımın çok yanacağı belliydi. Adamlardan Bilal denen adam elinde mumla geldi ve mumu babama verdi. Babam bana yaklaştıkça tedirginliğim artıyordu. Sırtımda derin bir acı hissettiğimde bağırmaya başladım. Pislik adam yaramın olduğu yeri mumla yakmıştı. Tüm sırtımı olmasa da avuç içi kadar bölgeyi yakmıştı. Diğer izler geçerdi bir şekilde fakat bu yanık izi kalacaktı biliyordum. Bağırarak ağlıyordum. Acım o kadar çoktu ki acıdan ağlamaya başlamıştım.

- Artık bazı şeyleri öğrenmişsindir diye düşünüyorum canım oğlum.
- İyi bir baba olduğumdan yarın şirkete gelmene gerek yok. Diğer gün gelip uyumadan çarşambaya kadar çalışırsın.

Adamları bileklerimi zincirlerden kurtardığında yere düştüm ve ağlamaya devam ettim. 24 yaşında babasından dayak yiyen işkence gören bir zavallıydım. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ben bir şey yapsam bile beni annemle tehdit edecekti. Biliyordum. O adam annemi gözünü kırpmadan öldürürdü. Bu yüzden elim kolum bağlıydı. Adamlar beni o şekilde bırakıp çıktılar. Onlar çıkarken ayak sesleri duydum fakat acıdan kafamı dahi kaldıramıyordum.

- Oğlumm. Ne hale getirmiş senii

Annem ağlayarak yüzümü kaldırmaya çalışıyordu. Belki de ölüp ölmediğimi kontrol ediyordu.

- Anne beni odama götürür müsün?
- Götürürüm tabi oğlum. Bekle hemen birini çağırayım yardım etsin.
- Babam sence izin verir mi buna anne?

O da bana hak verince yavaş yavaş bana destek olarak ayağa kaldırdı beni. Odama gidene kadar çok canım yandı. Yatağa yüz üstü uzanıp gözlerimi kapattım. Acımın biraz da olsa dinmesini bekledim. Biraz sonra annem elinde ilaçlar ve kremlerle geldi. Annem kremleri sürerken usul usul ağlıyordu. Eli yanık olan bölgeme gelince ağzından kaçan hıçkırığa mani olamadı.

- Yavrum hadi biraz doğrul ilaçlarını iç. Acını alır biraz. Sonra uyursun istediğin kadar.

Kendimi zorlayarak yatakta oturur pozisyona geçtim. Davette birkaç insanın yanında kolundan tutup çektim diye yaşatmıştı bu acıları. Şimdi nasıl cesaret edebilirdim ki ondan kurtulma çabalarıma? Bana zarar vermese bile annemi yaşatmazdı. Annemin yaşamaması demek benim ölüm haberim demekti. Annemin elindeki ilaçları içtim. Yutkunurken bile canım yanıyordu.

-Aaah oğlum. Hepsi benim suçum. Özür dilerim yavrum. En baştan kabul etmemeliydim. Ne hale getirmiş seni.

Annemin ağlayarak söylediği cümlelere karşı ona sarıldım. Gözümden yaşlar düşüyordu fakat yine de annemin yanında biraz daha güçlü durmaya çalıştım.

- Annem, yapma lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Annem, yapma lütfen. Ben bunlara bile zor dayandım. Sen gitsen sana neler yapardı o adam? Yapma lütfen üzülme. Birkaç güne geçer yaralarım. Sen sararsın yaralarımı anne sevgisiyle. Olmaz mı?
- Olmaz olur mu oğlum? Olur tabi. Tüm yaralarını tek tek merhemleyip iyileştireceğim.

Geçmiş sahnelerimiz şu anlık bitti. Bu sahneleri Karan'ın ailesini ve geçmişini tanımak için yazdım. Ayrıca Ela'yı ilk gördüğü sahneye de değindim. Karan'ın geçmişi biraz karanlık gördüğünüz üzere. Neden babasına karşı gelmiyor soruları kafanızda dolanabilir diye bu sorunun cevaplarını aralarda yazdığım sahnelerle anlatabildiğimi düşünüyorum. Bir sonraki bölümde hatırlatmalar yapılacaktır. Unuttum diye endişelenmeyin. Yazarınız sizin için hatırlatmayı koydu.

İNTİKAM  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin