0.8

105 17 19
                                    

(Soobin'in odası)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Soobin'in odası)

Yeonjun ödev için Soobin'in evine vardığında kendisine Karina kapıyı açmıştı. Evde sadece Soobin ve Karina'nın olduğunu gördüğünde rahatladı. Çok yakın olduğu arkadaşları hariç arkadaşlarının ebeveynleri onu diken üstünde tutuyordu. Yeni tanıştığı insanların üzerinde kötü bir izlenim bırakmak istemiyordu.

Evin içinde çok dolaşmadan Karina onu Soobin'in odasına yönlendirdi.

''Ev biraz dağınık kusura bakma.''

''Önemli değil. Bana toplu göründü.''

Karina önünde durdukları beyaz kapıyı hafifçe tıklatıp kapıyı açtı. Soobin masasında oldukça odaklanmış bir şekilde bir şeyler yazıyordu. Karina boğazını temizleyip konuştu. ''Hey misafirin geldi.''

''Ah, hoş geldin sunbae kapının çaldığını duymamışım.''

Yeonjun önemli değil diyerek başını salladı. İçeriye girdiğinde gözüne çarpan ilk şey odanın oldukça karmaşık durduğuydu. Oda krem ve tonları ağırlıklıydı ve penceresini boydan boya kaplayan bitkileri odaya botanik görüntüsü veriyordu. Odasının her yerinde fırçalar ve tablolar bulmak mümkündü.

''Sunbae, istersen koltuğa otur. Ben ellerimi yıkayıp geliyorum hemen.''

Soobinin üstünde eşofman vardı ve saçları da dağınıktı. Bu hali Yeonjun'a çok sevimli geldi. Okuldaki temiz ve düzenli görüntüsünden oldukça farklı duruyordu.

Yeonjun bir şey demeden Soobin'in gösterdiği koltuğa oturdu. Odaya ilk girdiğinde fark etmemişti ama oturduğu yerden burnuna garip bir koku geliyordu. Hayvan kokusuna benzetti Yeonjun ama daha önce böyle bir koku aldığını da sanmıyordu. Acaba ceset kokusu mu diye düşündü. Saçmalama, fazla polisiye izliyorsun dedi kendi kendine sonrasında. Soobin karıncayı bile incitebilecek birine benzemiyor.

Soobin odaya girdiğinde ''İstersen artık başlayalım sunbae.'' dedi çalışma masasının üstündeki dağınıklığı biraz sağa kaydırdı ve sandalyesinin yanına Yeonjunun da oturması için bir sandalye daha koydu. Kendisi oturduktan sonra yanındaki sandalyeyi pat patlayıp ''Hadi gel otur.'' dedi. Soobin kendi evinde daha konuşkan biri sanırım diye düşündü Yeonjun. Yine sessizce yanına geçtiğinde sanki rolleri değiştirmişler gibi hissediyordu.

Soobin eline kağıt kalemi aldığında ''Öncelikle diyalog için yer ve mekan hazırlamalıyız. Gerçekçi olması için de çaba harcamalıyız. Profesör Kim diyaloğumuz gerçekçi olmazsa puan kırabilir.''

Key'den Profesör Kim diye bahsedilmesi tuhafına gitmişti Yeonjun'un. ''Haklısın.'' demekle yetindi ki diyebileceği pek de bir şey yoktu. 1 yıl boyunca Çince eğitimi almıştı ama Çince yapabildiği tek şey kendini tanıtmaktı. Notları için ve Key'in akıl sağlığı için bu ödevi Soobin'in üstlenmesi iyi olurdu. Yeonjun da elinden geleni yapmak için uğraşacaktı tabii.

The Repeater - YeonbinWhere stories live. Discover now