Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Irene annesinin onu zorla gönderdiği 'blind date' 'teydi. Burada zorla tutuluyormuş gibi hissediyordu. Aslında birnevi öyle de denebilirdi. Annesinin diğer ayarladığı adamlar gibi bu adamı da ekerse dilinden bin yıl geçse de kurtulamazdı. Saatine baktı buluşma saatlerine iki dakika kalmıştı. Irene kimseyi bekletmekten hoşlanmazdı bu sebeple de her zaman buluşacakları saatten daha erken buluşma yerinde olurdu. Kendisi bekletmeyi sevmediği gibi bekletilmekten de nefret ederdi.
Buluşacağı adam tam olarak 120 saniye sonra Irene'nin önünde belirdi. Irene düşüncelerine daldığı için restorantın önünde duran arabayı fark etmemişti.
''Bekletmedim umarım.'' adam arabasının anahtarını Vale'ye verirken bir yandan da Irene ile konuşmuştu.
Irene kafasını iki yana salladı ''Hayır beklemedim.'' Irene adamın dakikliğine artı puan vermişti. Belki de çok da ön yargılı olmamalıyım diye düşündü.
Restorana girmişlerdi. Her ikisi de ceketlerini içerideki garsona verdikten sonra adamın rezerve ettiği masaya doğru yürümeye başladılar. Daha doğrusu Irene öyle düşünüyordu çünkü adam garsonlarla bir şeyler konuştuktan sonra garsonlardan biri onlara eşlik ederek masalarına yönlendirdi.
''Adınız nedir?'' diye sordu Irene adama çünkü yan yana oldukları beş dakika boyunca tek kelime etmemişti. Bu sessizlik Irene'i rahatsız etmişti.
''Donghae'' dedi adam kibarca. ''Kusura bakmayın ailem bana adınızı söylediği için sizin de benim adımı bildiğinizi düşünmüştüm. Sormayarak kabalık ettim. Çok özür dilerim''
''Hayır hayır kabalık etmediniz asıl siz kusura bakmayın'' dedi Irene mahcup bir şekilde. Aslında annesi Donghae hakkında ona bir şeyler söylemeye çalışmıştı ama Irene annesini dinlememişti. Adamın kibarlığı karşısında kendisini kötü hissetmişti.
Nihayet masalarına vardıklarında Donghae önce Irene'nin sandalyesini çekip oturmasına yardımcı oldu daha sonra da kendisi oturdu.
''Senin hakkında ailemden çok şey dinledim. Seninle yüzyüze tanışma fırsatım olduğu için çok mutluyum.''
