Kehanet

2.5K 264 90
                                    

Tekrardan uçuruma yaklaştığımızda göz ucuyla aşağıya baktım.

Ne ejderha ne de Aksel ortalıkta görünüyordu.

"Alya lütfen, zorlama." diyen Metehan'a cevap vermeden yürümeye devam ederken arkadan bir ses yükseldi.

"Galiba bu anahtarı istiyorsunuz."

Arkamızı dönünce karşımızdaki adamı inceledim.

Sarışından çok esmerleri sevmeme rağmen karşımdaki bu sarışın adam oldukça yakışıklı olduğu inkar edilemeyecek bir gerçekti.

Acaba kimdi?

"Çok yakışıklı olduğumu biliyorum fakat ikinizin de bakışları sapık gibi." diyen adam ile "Pardon, sadece kim olduğunuzu anlamaya çalışıyordum." dedim.

"Apollon." diye kendini tanıtan adam ile tavrının sebebini anlamıştım.

Kendini beğenmiş ve yakışıklı olduğu hep anlatılırdı.

Müziğin ve sanatın, tıbbın ve hastalıkların, ışığın, dürüstlüğün ve kehanetin tanrısı.

Apollon; mitolojide müziğin, sanatların, Güneş'in, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır.

Aynı zamanda kâhinlik yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilirdi ve bunu çok isterdim.

Çok havalı ve eğlenceli olurdu.

Geleceği görmek, harika bir olay!

Biseksüel yönüyle ağır basan Apollon'un mitolojideki eşi Kassandra olup Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir.

Sarışın ve çok yakışıklı olduğu söylenirdi ve bunun doğru olduğuna eminim.

Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon, Anadolu kökenli bir tanrıydı.

Gümüş yayıyla oku en uzağa Apollon atabilir ve okların tanrısıdır.

Tıbbı insanlara Apollon öğretmiştir, yine hekimliğin tanrısıdır.

Asla yalan söylemez; ışığın ve gerçeğin tanrısıdır.

Kutsal ağacı defne, hayvanları yunus, atmaca, kuğu ve kargadır.

Lakapları okçu, "Likya'lı" ve Latincede yırtıcı kuşlara ilişkin olarak kullanılan, "yırtıcı" anlamına gelen "Vulturus"dur.

Apollon, cam bir anahtarı bana doğru uzatınca teşekkür edip anahtarı aldım.

"Tanrı Zeus, savaş hazırlıkları için Olimpos'ta. Size bu anahtarı vermem için beni görevlendirdi." diyen Apollon'a "Sağ olun." dedim.

"Bir kehanet duymak ister misiniz?" diye soran Apollon ile Metehan'a baktım.

Bana bakıyor olmalı ki kafasını çevirdi ve "Sen bilirsin." dedi.

Apollon'a döndüm ve "Sizi dinliyorum." dedim.

"Gidilecek tanrıların ve korkunç
savaş bölgesine,
Öğrenmek için bazı gerçekleri konuşulacak tanrı Zeus ile,
Gerçekler çarpacak su gibi yüzüne,
Henüz kalbini yitirmemiş bir baba,
Persephone vermişti ilk kez ona bir can,
Şimdi yaralı ikisinin de yüreği."

Anlamayarak Apollon'a baktım ve "Bu da neydi?" diye sordum.

Apollon gülerek "Benden bu kadar. Olimpos'ta görüşürüz." dedi.

Benim duymak istediğim bu değildi.

Öldüğünü biliyordum ama Aksel'den bahsetme ihtimali olan bir kehanet duymak istiyordum.

"Başka bir kehanet daha duymak istiyorum, lütfen." dedim.

Apollon acıyla bana gülümsedi ve "Kehanet değil ama sana bir gerçeği söyleyebilirim ki o öldü, Alya."

Apollon'un dediği kalbime bir hançer gibi sağlanınca gözyaşlarım tekrar gün yüzüne çıktı.

"İnsanlar sevdiklerini hep kaybeder ve sana bir tavsiyem var. Ölümlülerle fazla yakın olma, onları kaybetmek senin canını yakar." dedi Apollon.

"Yani ölümlü değil miyim?" diye sordum.

"Böyle bir şey demedim." diyen Apollon, ortadan kaybolunca derin bir nefes verdim.

Metehan'a baktığımda gözleri dolmuş, yere bakıyordu.

"Son anahtarı da diğerlerinin yanına koyar mısın?" diye sordum.

Metehan kafası ile beni onayladıktan sonra çantayı açtı ve özenle sarılmış anahtarların yanına son anahtarı koydu.

İkimiz de ne yapacağımızı bilmiyorduk.

Aksel her şeyi planlayıp ne yapmamız gerektiğini söylüyordu.

Onu şimdiden çok özlemiştim.

"Şu an Everest Dağı'na gidemeyiz. Yani öyle bir imkanımız yok. İstersen bir yer bulup bugünlük oraya yerleşelim." dedim.

"Mantıklı, gidelim." diyen Metehan yürümeye başladı.

Yürümeye başladığımda gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

Çember Kırılana Dek 2Where stories live. Discover now