Sürpriz

2.1K 242 70
                                    

Ceren, İrem ve Melisa masamıza oturduklarında "Beni çok özlediniz galiba." dedim.

"En son delirip okuldan gitmiştin." diyen Melisa ile gülümsedim.

"Sadece biraz uzaklaşmam gerekiyormuş. Sevgilim ve en yakın arkadaşım ile kısa bir Dünya turu yaptık." dedim.

Ceren şaşkınlıkla "Dünya turu mu?" diye sorunca "Evet." dedim.

İrem, "Üvey ailen de ölünce kafa dağıtmak için böyle bir etkinlik yapman normal." dedi.

Beni üzeceğini sanıyorlarsa yanılıyorlardı.

Yanımıza sırf beni gıcık etmek için gelmişlerdi fakat kendileri gıcık olup gideceklerdi.

"Önce öz babam ve annemin yanına Mersin'e gittik. Sonrasında Küba'ya yakın bir adaya gitmiştik." dedim.

Metehan, "Gemi yolculuğunda kaptan çok değişik bir insandı." diye bana katılınca güldüm.

"Evet öyle. Sonrasında İngiltere ve Çin'e gittik." dediğimde Aksel beni durdurdu.

"Oldukça çok turistlik yerler de gezmiştik. Onları da saysana." dedi.

"Ah ben onlar kadar görgüsüz değilim." dedim.

Melisa konuyu değiştirmek için "Ne olursa olsun öz ailen buraya gelmedi. Galiba aranız pek iyi değil." dedi.

"Babam ve annemin işi böyle bir etkinliğe katılmak için fazla yoğun." dediğimde Ceren, "Sana zaman ayıramadıklarını farklı bir şekilde söylüyorsun yani." dedi.

Buna diyecek bir şey bulamazken kapının orada "Alya!" diye bağıran kişiye döndüm.

Tanrı Hades ve Persephone'yi görmem ile şaşkınlıkla ayağa kalktım.

Tanrı Hades, simsiyah bir takım giyerek karizmanın ne olduğunu herkese gösteriyordu.

Tanrı Hades'in elini tutan Persephone ise uzun siyah bir elbise ile oldukça şık olmuştu.

Metehan şaşkınlıkla "Doğru mu görüyorum?" diye sorarken Tanrı Hades'in yanına koştum.

"Geldiğinize inanamıyorum. Nereden haberiniz oldu?" diye sordu.

"Bizim kim olduğumuzu unutuyorsun, Alya." diyen Tanrı Hades'e "Yine de buraya gelmek için çok üst tabakada olduğunuzu düşünüyordum." dedim.

"Buraya tanrı olarak gelmedik. Annen ve baban olarak geldik." diyen Persephone ile "Teşekkürler." dedim.

"Ee nereye oturuyoruz?" diye soran Tanrı Hades'e oturduğumuz masayı işaret ettim.

Melisalar oturdukları yerden kalkarken Tanrı Hades ve Persephone boş yerlere oturmuşlardı.

Cerenlere ufak bir bakış attıktan sonra Tanrı Hades'e "Ben de tam eski sınıf arkadaşlarıma sizden söz ediyordum." dedim.

Tanrı Hades, "Ne güzel." derken İrem, "Biz artık gidelim." dedi ve diğerlerini çekiştirerek yanımızdan uzaklaştı.

Aksel'e heyecanla "Nasıl kıskanıp kudurdular. Oh olsun." dedim.

Tanrı Hades, "İşte benim kızım." dediğinde Persephone, "Özelliklerini benden çekmesi gerekirdi." dedi.

Tam konuşacakken Mehmet Hoca yanımıza gelince sustum.

Mehmet Hoca, "Ailen mi?" diye sorunca "Evet hocam, bana sürpriz yapıp gelmişler." dedim.

Mehmet Hoca elini Tanrı Hades'e uzattı ve "Ben okulumuzun müdür yardımcısı, Mehmet Yılmaz." dedi.

Tanrı Hades, Mehmet Hoca'nın elini sıktıktan sonra "Ben de Alya'nın babasıyım, adım Hades." dedi.

Mehmet Hoca, "Marjinal¹ bir isminiz varmış." derken Persephone, "Ben de annesiyim. Adım Perihan." dediğinde Metehan'ın içtiği meyve suyu boğazında kaldı.

"Sizleri tanımak benim için bir onurdur. Ne işle meşgulsünüz?" diye soran Mehmet Hoca ile masadakiler ile bakışmaya başladım.

Mehmet Hoca'ya karşısındakinin bir tanrı olduğunu söylemeyi çok isterdim.

"İşim insanlar ile. Tabii öldüklerinden sonra." diyen tanrı Hades ile Persephone, "Kendisi adli tıp uzmanı." dedi.

Mehmet Hoca, "Anladım. Şimdi geri dönmem gerekiyor. Yine yanınıza uğrarım." diyerek yanımızdan gittiğinde Persephone derin bir iç çekti.

"Neymiş ölülerin efendisi tanrı Hades ismini değiştirmezmiş. İlla kendi adını söyledin. Bir daha adamı görmeyeceksin zaten." diyen Persephone ile tanrı Hades, "Bana yakışmazdı." dedi.

Persephone onaylamazcasına kafasını sağa sola sallarken güldüm.

¹Toplumda, türdeş bir kümenin içine girmeyen, onun en ucunda yer alan, aykırı.

Çember Kırılana Dek 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin