Deliyim

2.2K 248 90
                                    

Üvey annemin zorla aldırdığı siyah elbiseyi üzerime geçirdikten sonra aynada kendime baktım.

Pek elbise giyen biri değilim fakat bu elbise her yönüyle çok hoşuma gitmişti.

(Medyada giydiği elbise var.)

Saçımı açık bırakmayı tercih etmiştim. Zaten pek saç yapma konusunda yetenekli değildim.

Ayağıma üvey annemin verdiği poşetten çıkan siyah, topuklu ayakkabıları giydikten sonra derin bir nefes verdim.

Galiba hazırdım.

Aksel'in odasından çıktım ve beni salonda bekleyen Metehan ve Aksel'in yanına gittim.

"Ben hazırım!"

İkisinin de bakışları bana döndüğünde "Olmuş muyum?" diye sordum.

Hiçbir şey demeden bana bakmaya devam ettiklerinde "Peki, yoruma gerek yok. Bakmayı kesseniz de olur." dedim.

İki mal bana bakmaya devam edince gülümsedim. Acaba akıllarını okuyabildiğimi unutmuşlar mıydı?

Aksel'in aklına girdiğimde yanaklarım utanmaktan kızarmıştı.

"Çok göz alıcı olmuş. Galiba tekrardan aşık oluyorum. Böyle bakmak zorunda mı? Çok güzel. Bu kıyafetle onca insanın olduğu bir ortama girecek. Umarım biri haddini aşıp bakmaya çalışmaz. Ya çalışırsa? Sopamı yanıma almama gerek var mı? Yok, Alya canımı okur."

Aksel ne yaptığımı fark etmiş olmalı ki bir anda başka şeyler düşünmeye başladı.

Aksel'e bakarak "Çok geç." dedim.

"Sanırım düşüncelerimi öğrendin." dedi.

"Evet ve canını okumamı istemiyorsan uslu uslu dur." dedim.

Aksel bu dediğime gülerek yanıma gelirken Metehan'a baktım.

Hala bana bakarak bir şeyler düşünüyordu.

Merakla aklına girdim.

ilekli lolipop, limonlu lolipop, karpuzlu lolipop yersin aşkım ama sen en çok çilekli lolipop yersin aşkım. Giyersin deri mont kulüplerde kop kop, çilekli lolipop yersin aşkım. Üst komşunun kızı olmuş saksafon sen hala emersin çilekli lolipop. Lolipop demişken canım iskender çekti. Keşke olsa. Böyle coss diye yağını da üzerine döktük mü, mükemmel! Acaba gideceğimiz yerde ne yemek verecekler? Çok acıktım."

"Metehan orada ne yemek vereceklerini öğrenmek istiyorsan gitmemiz gerek." dedim.

Metehan hızla ayağa kalktı ve "Hadi gidelim!" diye bağırdı.

"Öyleyse gözlerinizi kapatın." dedim.

İkisi de gözlerini kapattığında gözlerimi kapattım ve gideceğimiz yeri hayal ettim.

Birkaç saniye boşlukta hissettikten sonra ayaklarım yere basınca gözlerimi açtım.

Mezuniyet balosunun olacağı yerin kapısında olduğumuzu fark ettiğimde Aksel'in elini tuttum.

"Çok heyecanlıyım!" dedim.

"Ben de çok heyecanlıyım! Yemek kokusu alıyorum." diyen Metehan'a gülerek "O zaman bahçeye geçelim." dedim.

Aksel kulağıma "En güzel kızın sen olduğunu şimdiden söylemem gerektiğini hissettim. Kimse senin yanına yaklaşamamıştır." diye fısıldadı.

Yürürken "Sevgilin olduğum için bunu düşünüyorsun." dedim.

Aksel, "Hiç de öyle değil." dediğinde güldüm.

"Sen de diğerlerine göre oldukça yakışıklı olmuşsun." dedim.

Aksel bu dediğime gülerken bahçeye girmiştik.

Birkaç kişi bana baktığında omuzlarımı dikleştirdim.

En son bana deli diyorlardı. Aslında haksız da sayılmazlardı.

Evet, deliyim.

Mehmet Hoca beni gördüğünde yanıma geldi ve "Hoş geldin, Alya. Seni oldukça iyi görüyorum." dedi.

"Teşekkürler hocam. Toparladım diyelim." dedim.

Mehmet Hoca; Aksel ve Metehan'a baktı ve "Tanıştırmayacak mısın?" diye sordu.

"Aksel, size telefonda bahsettiğim kişi. Metehan ise en yakın arkadaşım. Annem ve babam gelemeyince ben de en yakın arkadaşımı getirdim." dedim.

Metehan sırıtarak "O ben oluyorum!" deyince Mehmet Hoca gülümsedi.

"Annen ve babanın gelememesine üzüldüm. Neyse, hadi boş bir yere geçin." dedi Mehmet Hoca.

"Tamam hocam." dedim ve boştaki bir masaya oturdum.

Bana deli gözüyle bakan sınıf arkadaşlarımla göz göze gelince gözlerimi kaçırmadım.

Onlar da bunu fark edince üç kız olarak bize doğru yürümeye başladılar.

Çember Kırılana Dek 2Where stories live. Discover now