Siyah

158 23 11
                                    

Duvarlarını aslanların koruduğu krallığın anahtarı bendeydi.

-----

"Zaten cehennemin dibindesin." dedi Kai, şeytanca gülüp daha korkunç bir hal alarak. "Artık ne kaybedebilirsin ki?"

Öfkeli ruh onu tekrar reddetti. "Günahlarımın bedelini ödedikten sonra buradan kurtulacağım! Sende benim bir imtihanımsın, beni kandıramazsın!"

Hayatını inançla geçirmeye çalışsada günah işleyen insanlar, cezası bittikten sonra cennete girmeye hak kazanırdı. Lakin alınlarında ki iz, onun cehennemden geldiğini gösterirdi.

Ruhun inancına saygı duyarak geri çekildi.

"Pekala." dedi gülüşü solarken. "Cezası bitene kadar onu rahat bırakın."

Etrafındaki şeytanların ona şaşkınca baktığını hissedebiliyordu. Kral, ne yapar eder cezası bittikten sonra cennete girmeyi hak kazanan ruhları yoldan çıkarırdı. Sonsuza kadar cehennemde kalmasını sağlar en sonunda acımasız bir şeytana dönüştürüp yeryüzüne salardı.

Şimdi neden hiçbir şey yapmıyordu? Üstelik diğer şeytanlara işkence çektirmesi için izin dahi vermemişti.

Neler oluyordu?

Herkesin bunları konuştuğunu biliyordu ama zerre umursamadı. Siyah, yaralı, korkunç ve tehtidkar görünen kanatlarını açarak odasına doğru ilerlemeye başladı.

'Acaba ne yapıyordur?'

Diye sormuştu içindeki Kim Jongin'in ruhu. Gerçekten, acaba şimdi ne yapıyordur? En yakın kardeşleri öldüğü için gözyaşı dökmüş müdür? Feryat etmiş midir?

'Masumların ölmesi gerekiyor muydu? Sadece o melek bozuntusuyla uğraşsak olmuyor muydu?'

İçindeki ruh, neden pişman olmuş gibiydi? Neden iki büklüm oturmuş, kendi kendine konuşur gibiydi? 

Onunla yüz yüze geldi. Yüzü asıktı.

'Bu halin ne?' diye sordu Kai ona. 'Ona işkence edeceğiz diye anlaşmıştık?'

'Ama ölenler.. melek.'

Kai, Jongin'in önünde diz çöktü. Sertçe yüzünü yüzüne eşitledi. 'Bedenini kontrol etmenin cezası olarak düşün. O gece beni köşeye atıp kendi bedenini kontrol etmeyecektin.'

Jongin'in gözleri korkuyla açıldı. 'Benim yüzümden mi öldü onlar?!'

Kai acımasızca güldü. 'Senin yüzünden..' dedi. '..fark etmediğimi mi sanıyorsun yoksa?'

Jongin sertçe yutkundu. Kendi bedeninin içinde karşısındaki şeytandan kaçmaya çalıştı. Gerçekten.. fark etmiş miydi?

'Ona karşı hislerini öfkeyle gizlemeye çalıştığını fark etmediğimi mi sanıyorsun, Jongin Kim?'

'Öyle bir şey yok!'

Kai kahkaha attı. 'Zavallı aciz şey.. Zavallı insani duyguların.. her şeyin farkındayım..'

Jongin'in yüzünü daha çok sıkıp sertçe bıraktı ve onun yanından ayrıldı. Jongin'i içeride uyutup kendiyle baş başa kaldı.

Do Kyungsoo..

Mükemmel kanatlara sahip olan lanet melek..

Onu görmeliydi. Onu görüp nefretini körükleyip planlar yapmalı ve onu siyaha boyamalıydı.

Önce hastaneye uğradı ama hiçbir yerde bulamamıştı onu. Bu güzeldi. Onu bulamadığı için öfkesi büyüyordu.

Evine yakın bir yere geldi. Kendisini hissetmeyeceği, ama onu görebileceği bir yere.

Şeytanla Dans Et // KaiSooWhere stories live. Discover now