Kilitli Kelebek

158 20 0
                                    

Sen ağlarken cennette,
Gökyüzünden yüzüme düşüp,
Yakar kavurur beni o gözyaşların.

-----

Üç gün olmuştu cehenneme geleli. Üç gündür Kai ortalıkta yoktu. Luhan ya da hastanede gördüğü şeytan, Chanyeol uğramıştı yanına sürekli.

Luhan masum görünmesine rağmen Kaiden farkı olmayan bir şeytandı. Chanyeol ise sert ve seri katil duruşuna rağmen sıcak biriydi. Kendisine o hastanedeki çocuğu anlatıp durmuştu.

Dedesine bakmak için türlü işlerde çalışırken görmüş onu. Bardaki tonlarca kötüye rağmen kendisi melek gibi masummuş. Orada olmasına katlanamamış ve içindeki insani duygu ile onu takip etmeye başlamış.

Ona musallat olan şeytanları, insanları öldürmüş. Başta Baekhyun ondan korksada, dedesine yardım edişinden, şeytan olmasına rağmen yaptığı iyiliklerden dolayı kendisine güvenmeye başlamış.

İlk defa şeytan olduğu için nefret etmiş kendisinden Chanyeol ama aynı zamanda ilk defa şeytan olduğu için mutluymuş. Yoksa onu nasıl kurtarabilir, koruyabilirmiş ki?

Chanyeol, Luhan'ın bile Sehun'a olan aşkından dolayı böyle biri olduğunu söylemişti. Başını ne kadar belaya sokarsa, birilerini öldürürse, ancak o zaman Sehun'u görebiliyormuş.

Bu aşkın nasıl olduğunu sorduğunda ise, Luhan'ın içindeki insan, Sehun'u seviyormuş. Fakat Luhan'ın ölümü, Sehun yüzünden olmuş. Sehun'un bedenini bir azrail kullandığı için, bunların hiçbirini hatırlamıyor, bilmiyordu fakat Luhan.. şeytan olan Luhan, kullandığı bedenin hatırlarını görmüş, sevgisini hissetmiş ve bir daha bu bataklıktan kurtulamamıştı. Kullandığı bedenin katiline aşık olmuştu.

Kyungsoo'nun ağzı açık kalmıştı anlatılan bu şeylere.

Gerçek hayatta Luhan'ın ölümü Sehun'dan olmasına rağmen, şeytan şuan öldürmeye devam ediyor, aynı zamanda da ölümün kendisinden sevdiği adamı koruyordu.

Tuhaf.

Kyungsoo bir melek olarak ilk defa bir şeytanı sevmişti. Anlattıklarının yalan olduğunu düşünmüyordu bile. O kadar içtendi şeytan.

Peki Kai? Diye sormuştu Chanyeol'e, bir anda. O neden böyle?

Chanyeol, nasıl? diye bile sormamıştı.

"Çirkin ördek yavrusu." dedi Chanyeol masum bir tebessüm ile. "Aslında doğduğundan beri muhteşem bir kuğu idi. Ama büyüyene kadar çok acı çekti. Şimdi ise özgürce dans eden bir kuğu, en başından beri hak ettiği saygı ve sevgiyi istiyor fakat bunu alma tarzı güzellikle değil bir korkuyla."

Doğruydu.

Kai, sevgiden çok saygıyı korku ile alıyordu.

İnsanlar, şeytanlar hatta bazı melekler bile ondan korkusuna susuyor, karşısına çıkmıyordu.

Fakat Kai içten içe korku, nefret değil, sevgi istiyordu.

Kyungsoo Chanyeol gittiğinde yalnız kalmıştı bu yüzden odada tur atmaya başladı. Burada geçen üç gün, dünyada 3 dakikaya denk geliyordu.

Kai bugünde gelmeyecekti.

Kırık aynanın önünde durdu. Burası Kai'nin iç dünyası idi. Her şey koyu renkte, kırık, parçalanmış ve yalnızca mum ışığıyla aydınlatılmış.

Dışarıdan istediği tek şey olan yapıştırıcı ile, içi boş olan çerçeveyi düzeltti. İçinde resim yoktu, boş bir camdı. Merak etti, içinde kimin resmini gördüğünü, ya da olmasını istediğini. Veyahut, nasıl bir resim hayal ettiğini..

Şeytanla Dans Et // KaiSooTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon