Korkak

138 15 5
                                    

Kim, kimi, kimden kurtaracak?

-------

"İyi yolculuklar.."

Her şeyin başladığı yerdeydi. Hastasını Sehun'a emanet ettikten sonra bir süre bekledi. Bekledi ve tekrar onu hissetmeyi denedi, sayısını bilmediği kez.

Ama hayır, bu kezde gelmemişti buraya, her şeyin başladığı o odaya.

Kai, her şeyi silmeyi tercih etmişti. Kendisine yakışır şekilde. Oyunu oynamıştı, zevkin doruklarına ulaşmıştı, amacına ulaştığı için daha fazla devam edememişti oyuna. Sıkılmıştı. Yeni heyecan ve yeni duygular arıyordu kendine.

Bir şeytan gibi.

Arkasına bıraktığı şeyleri bir kez bile düşünmüyordu. Bir kez bile dönüp bakmıyordu.

Bir şeytan gibi.

Kendisi de artık bir melek gibi hareket etmeliydi. O hayatına hiç girmemiş, hiç dokunmamış gibi davranmalıydı. İyilik yapmalı.. daha çok iyilik yapmalı ve şeytanlardan nefret etmeliydi... Eskisi gibi.. Chanyeol gibi içinde hala iyilik olan şeytanların olduğunu bilmeden, Luhan gibi yalnızca aşkı için ölümden ölüme atlayan şeytanların olduğunu bilmeden.. yalnızca nefret etmeliydi..

Derin nefes aldı ve hastanın açık gözlerini kapattı. Ayağa kalkıp odadan çıkınca, kapının önünde bekleyen kişiyi gördü ve içi anlamsız hislerle doldu. Mutluydu, ayrıca şaşkın.

"Tao?"

Kendisi gibi sıradan bir melek olan Tao, cennette çok yakın olmasalarda arkadaş olduğu Tao.

"Çok uzun zaman oldu, değil mi?"

******

Tao'nun verdiği kahveye öylece baktı. Ellerinin içindeki sıcaklığı hissedebiliyordu. Hiç içmemişti daha önce kahve. Fakat insanların elinde sürekli görüyordu. Merak duygusu içinde doğmamıştı hiç bu şeye.

"Denemelisin. İnsanlar çok harika şeyler çıkarıyor ortaya."

Kafasını sallayıp bir yudum aldı. Beklediği acı ve sert tat yoktu. Aksine yumuşak, ılık ve iyi hissettiren bir tadı vardı. Bir yudum daha aldı ve sonra bir kaç yudum daha.

"Hepsini bir anda içmemelisin!" Tao gülerek Kyungsoo'yu durdurdu. "Yavaş yavaş, tadı böyle daha güzel çıkıyor."

"Ama çok güzel." Dedi Kyungsoo. "Beklediğimden çok daha güzel."

Tao yine güldü ve önüne döndü. Hastanenin terasına çıkmışlardı, Tao'nun ısrarı üzerineydi bu kahveler. Sohbet sırasında çok güzel gidiyormuş, gerçekten de öyleydi.

"Eee nasılsın? O zamandan beri?"

Kast ettiği cennetin yok oluşuydu. Kai'nin elleriyle cenneti yok edişi.. Tao'nun sorusu üzerine tekrar hatırlamıştı onu. Unutmuş olmanın verdiği o özgür his çok farklıydı. Onu unutmuştu, aklına düşmemişti bir anlığına.

"İyiyim. Sen?"

"İyiyim.. insanlara alıştım.. dünyaya alıştım.. ve burda, oradakinden daha farklı bir hayatım var."

Kyungsoo şaşkınca arkadaşına döndü. "Daha mi farklı?"

"Evet? Seninde öyle! Bir doktorsun, Sehun ile çalışıyorsun. Farklı insanlar görüyor.. farklı şeyler yaşıyorsun.."

Cümlenin sonu fısıltıyla dönmüştü. Kyungsoo bir anda, onun Kai ile olan şeyleri bildiğini düşündü.

"Peki, neler yapıyorsun, dünyada?" Diye sordu konuyu değiştirmek için.

Şeytanla Dans Et // KaiSooOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz