2. BÖLÜM

327 114 189
                                    


Yazın sona ermesine rağmen en tepede olan güneş sanki benden kurtuluş yok der gibi en tepeden sırıtıyordu. Tenime kavura güneş yüzünden arabanın şoför koltuğuna sinmiş gözlerini koruması için güneş gözlüğü takmıştım.

Kavurucu sıcakla beni burada bekletmesi Feyza'nın can sağlığı için hiç iyi değildir. O da yetmezmiş gibi son 5 dakika demesinin ardından geçen yarım saat sinirimi iliklerime kadar hissettiriyordu.

Kollarımı göğsümün altında birleştirdim kol kaslarımı hissetmemle gülümsemem bir oldu. Sinirliydim lakin şişen kol kaslarımı ellerken ki mutlu hiçbir şey veremez bana o yüzden sinirim ile uçup gidebilirdi.

Kafamı geri yasladım ve bu aralar en favori eylemini gerçekleştirdim, düşünmek. Islah evinden çıkalı daha bir kaç gün olmuştu ve lisenin son dönemini Feyza'nın üniversitesinin yanındaki lisede bitirecektim yanındaki üniversitede derslerimi verecektim.

Fazla yoğun bir yıl olacaktı tam istediğim gibi böylece olanları düşünmeme zaman kalmayacaktı. Kendime zaman tanımayacaktım nefes almak için bile.

Arabanın yolcu kapısı açıldı Feyza kafasını uzatıp içeri baktı.

" Boksörüm demesini biliyorsun gel de al şu valizi. Belim koptu yeminle."

Boks ile valiz taşıma arasındaki mantıksızlığı sorgulamadım bile Feyza bu yani. Valizi bagaja koydum ve trapın girmesi için kapıyı açtım. Trap benim köpeğimdi ve ellimde olmayan nedenlerden ötürü Feyza ile kalması gerekti. Ağır bir  şekilde koltuğa yerleşti artık yaşlanmıştı 9 yaşımdan beri benimleydi.

Son iki yıldır ona bu isimle sesliyordum pasaklı ve sarı tüyleri yüzünden ona bu ismi vermiştim. Zaten ismini fazlaca değiştirdiğim için alışkındı. Pek umursadığı da söylenemezdi.

"Şu iğrenç isimle seslenmeyi bıraksana onun zaten bir ismi var. Şanslı ne güzel isim ya." diyen Feyza'ya sadece baktım. Onunla polemiğe girecek havam da enerjimde yok. 

Kapıyı kapattım ve şoför koltuğuna oturdum. O da verine oturmuştu. Arabayı çalıştırdım gözlüklerimi tekrar taktım sabah araba kullanmasını bu yüzden hiç sevmiyorum ya.   

"Eee heyecan var mı?  Ne zamandan beri istediğin şey oluyor birlikte yaşayacağız." dedim buna tav olacağını gayet iyi biliyordum.

Hemen kafasını bana cevirdi ve heyecanla konuşmaya başladı.

"Olmaz mıyım be. Artık hep beraber olacağız sen ben Gazel alt katta Toprak'ta  var. Gece giriş çıkışlar riskli ama çok güzel günler bizi bekliyor. Toprak abi kafeyi de açmak üzere mükemmel olacak her şey. Sen alttan kalan dersleri lisede verirsin geri kalan zamanlarda üniversitede geçeriz çok güzel bir ortam var görmen gerek. Odan hazır zaten apartmanın bir terası var insanın ömrünü uzatır ya. Zaten apartman tam öğrenci yurdu garajda var. Bahçe ay mükemmel ya. Karşı daire boş..." diye devam ettiği sırda kahkaha attım. Garip garip bana akıp ardından o da güldü.

" Kızım az susta motorun soğusun." dedim.

" Kaptırdım ya. Çok heyecanlıyım aslına bakarsan Pamir abimde heyecanlı malum sen geliyorsun." dediğinde göz devirdim gene aynı konu.

" Birbirimizin kalbini kırmayalım. Tamam mı?"

"Pamir abiyi neden istemiyorsun?" dediğinde. Pamir benim kanayan yaramdı yüzüne bakamıyordum.

Askeri lisede iken doğu görevi çıkmıştı son iki yılım dağlarda geçmişti bundan dolayı beni beklesin istemedim. Zaten ordan sonra ne kafayı toparladım nede doğru düzgün birşey yapabildim.

ADALET SAVAŞIWhere stories live. Discover now