9. BÖLÜM

32 12 42
                                    

                                                                                    Yaralı kuş ve eşsiz varlık

İlk toplumun zihniyetini değiştirmek gerekiyor sonra bu zihniyetlere göre düzenlenmiş kanunları.

Ellimdeki market poşetleriyle zar zor kapıyı açabilmiştim. O kadar sinirliydim ki hâlâ daha ellim ayağayım titriyordu. O adamı pataklamış oluşum bazı şeyleri geri getirmiyordu ama sanki Feyza'nın yapmak istediğini yapmış olmak bana iç huzur kazandırmıştı.

İçeri girer girmez bacaklarıma Şanslı dolandı. Azıcık çenesini sevip içeriye baktım. Dün gece getirdiğim adam yoktu, o yaralara ayağa kalması doğru değildi ama neyse ki artık beni ilgilendirmezdi. Gitmek onun tercihiydi neticede kimseyi evden kovmamıştı kalsa bakmaya devam ederdim.

Mutfağa gidip aldıklarımı masaya koydum. Sadece Şanslı için mama almıştım dolapta belki bir hafta daha idare edecek erzak vardı. Feyza hastaneden çıkacağız zaman daha iyi beslenmesi gerekiyordu ve para suyunu çekmek üzeydi. Para kazanmam gerekiyordu.

Telefonu ellime alıp bir aralar sık aradığım numarayı tuşladım, istemeyerek. Kendime vermiş olduğum yeni temiz bir sayfa açma sözünü telefonun diğer ucundaki sesle lekeledim.

"Buyur kimsin?" dediğine kısa bir tereddütte kaldım. Hemen şimdi kapata bilirdim lakin gözümün önüne Feyza'nın solmuş yüzü geldiği zaman bunu yapamadım.

"Benim Tomris." dedim tekdüze bir sesle. Karşı taraftan gelen hışırtı, belki suratıma kapatır ve abimden para istememe neden olur umudu yarattı boş yere.

"Çıktın mı hapisten?" Hafif bir şaşkınlıkla sormuştu soruyu.

"Evet," dedim keyifsiz bir sesle, daha fazla uzatmadan konuya girdim. "Maç var mı, bana göre?" Bana göre de onunla benim anlayabileceğimiz çok anlam vardı. Sert, iyi para ve fark edilmeyeceğim.

"Bir hafta ful doluyuz," dedi yanağımın kenarı kıvrıldı palavra kendini ağırdan satıyor aklı sıra konu ben olunca her daim boş yer vardır.

Hatta işler durağın olduğu zaman o kadar dövüşmeye hazır adama karşın tabiri caizse bir maça çıkmama için bana köpek gibi yalvarırdı. Tek bir maçla işlerini ikiye katlardım.

"Ama sana bir şeyler ayarlarım yarın için." Tam tahmin ettiğim gibi ve benim tahminlerim hiç şaşmaz.

"Tamam bana uyar." dedim kısaca daha fazla dinliyesin yoktu onu. Telefonu kapatmaya hazırlanıyordum ki tekrar konuştu.

"Tomris buradakiler seni unuttu," öyle bir şey mümkün değildi de yol yapıyordu aklı sıra işte. "Sağlam dönmek için..." Sözünü kestim saçmalamağı abartmıştı.

"Kimsenin dövüşmek istemediği biri var ve sen onu bana itelemek istiyorsun değil mi?" Yaptığım tespitler hep nokta atışı olmuştur bundan şüphem yoktu. Ciğerlerindeki havayı telefona yani kulağımın tam içine bıraktı. herif.

"Tamam öyle de denebilir." dediğinde yakalanmış olduğunu bilir bir tonda yanağım kıvrıldı kesinlikle tespitlerim şaşmaz.

"Uyar, parası iyi olsun da." dedim umursamazca. İşime gelmişti çünkü bu işlerin meblağsı daha yüksek oluyordu tek maçla dolabı doldurabilirdim ellime parada kalırdı hatta.

"İyi, iyi bahisler yüksek bu aralar." Tam olarak duymak istediğim şey buydu. "Tam vaktinde döndün." Son dediğiyle içimi keder bulutları sardı. Gerçekten dönmüş müydüm peki ya kendime verdiğim söz? Onu öylece yok mu saymıştım? Temiz kalacaktım oysa.

ADALET SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin