Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Nedir insansın nefesini kesen, ölüm mü? Yoksa ölmeden kaybetmek mi onu?"
-Son Nefesler-
Ben olduğum yerde öylece kalakalmıştım, görmüş olabilir miydi? Görmüş olmasa bile benim yaptığım, yada yapmadığım onu aldatmak sayılır mıydı?
Kafamın içinde sorular dönüp duruyorken Draco birkaç büyük adım ile yanıma geldi.
"İyi misin?"
Sesi son derece telaşlı geliyordu, gözü bende bir şey arıyormuş gibi olağanca hızı ile üzerimde geziniyor sonra tekrar gözüme değiyordu. Bu hareketini birkaç kez tekrar edip konuşmayacağıma emin olmuş olacak ki sorusunu tekrarladı.
"Bir tanem, iyi misin?"
"Ne?" Afallamıştım.
"Kolyem titredi resmen, canın mı yanıyor? Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor?" Derken elini kalbimin üzerine yerleştirmişti.
Draco çok temiz seviyordu, çok şeffaf ve açık bir şekilde... Kusursuz sevilmek çok güzeldi, keşke bu güzelliği ona yaşatabilseydim...
"Ben, bilmem..." Elinin üzerine elimi yerleştirip ona güven verircesine baktım, endişeliydi. "Bir şeyim yok, merak etme."
İnanmıyıyormuş gibi yüzüme bakarken elini elimin altından çekip alnımda, yanağımda, ardından boynumda gezdirdi, kendince beni kontrol ettikten sonra iyi olduğuma kanaat getirmiş olacak ki beni belimden usulca kavrayıp alnıma minik bir öpücük bağışladı.
"Şuraya nasıl geldim bilemezsin, aklım çıktı kızım."
"Üzgünüm, tamamen çıkmış aklımdan."
"Sen niye burda tek başınasın? Diğerleriyle neden gitmedin?"
"Ben şey, seni beklemek istedim." Ona yalan söylemekten gerçekten nefret ediyordum.
Bana parıldayan gözler ile baktığında kendime bir kez daha lanet ettim, her şeyi biran önce halledicek ve Draco'ya hiç bir olayı yansıtmadan fazlalıkların her birinden kurtulacaktım. O üzülmeyi hak etmiyordu...
"Geçelim o halde."
Draco'nun sözleri ile koridor boyunca ilerledik. İkimizde konuşmuyorduk ama Draco'nun belimdeki eli aramızdaki sıcaklığı koruyordu.
Draco en güzel şekilde sevilmeyi hak eden birisiydi, benim aksime...
Sınıfa girdiğimiz zaman ders her zamanki akışında ilerlerliyordu, professor sınınıfa tahminimce yeni gelmişti bu yüzden geç kalmış olmamızı sorun etmemişti.
