|13|

131 16 35
                                    

AKŞAM

Marinette Dupain-Cheng

Elimde içki, balkonda aya bakarak içkimi yudumlamak gibisi yok. Kafam rahat, kimseye tahammül etmek zorunda değilim. Hem Marinette hem de Uğur Böceği olarak mutluyum!

Havaya el hareketi çektim ve sevinç çığlığı attım.

Biliyorum, bunlar bir yetişkine yakışmayan şeyler ama bu umurumda değil. Sonuçta artık iyi örnek olmak zorunda olduğum hiç kimse yok ve ben bundan rahatsız değilim.

Bu mutluluğumu bölen şey duyduğum zil sesiydi. Ofladım ve kapıyı açmaya gittim. Luka'ydı.

"Marinette? Affet beni. Pişmanım."

Diyeceğim şey basit: NAH!

"Lütfen Marinette. Pişmanım. Köpek gibi pişmanım."

"Hayır."

"Beni affetmezsen Louis'e zarar vereceğimden adın gibi emin olabilirsin."

"Beni hiçbir şeyle tehdit edemezsin!"

"O hiçbir şey dediğin şey senin oğlun, Marinette. Ona yapacaklarımın haddi hesabı yok."

"Sence ben seninle yeniden birlikte olacak kadar gurursuz birine mi benziyorum?"

"Evet."

"Beni çok yanlış tanımışsın, Luka. Ben gururlu ve kudretli Uğur Böceği'yim. Şimdi siktir git evimden!"

"Peki. Ne yaparsan yap. Ama şunu bil. Bu hikayede yanan Louis ve onun mental sağlığı olacak."

"GİT LUKA! SADECE GİT!"

Luka omuz silkti ve

"Tamam."dedikten sonra arabasına binip yanımdan uzaklaştı.

Beni tehdit ederek nereye varacağını sanıyor?!

Bir de Louis ile tehdit ediyor.

Salak herif!

Blöf yaptığından adım gibi eminim!

Louis Agreste

Gözlerimi yavaşça açtığımda yatağımdaydım ve Angel yatağımın karşısındaki duvara yaslanmış, ciddi bir ifadeyle bana bakıyordu. Doğruldum ve oturur pozisyona geldim.

"Angel-"

"Babanın yaptığı duygu sömürüsünü yediğini mi sandın?"

"Duygu sömürüsü değildi. O söylediklerim benim gerçek düşündüklerimdi."

"Biliyorum ama ona göre bir duygu sömürüsü. Baksana! Seni umursamadı ve başından savmak için sakinleştiriciyle bayılttı seni."

Böyle söyleyince acıtıyor...

"Gerçekler acıdır."

Ağlamamak için başımı yukarıya çevirdim ve dudağımı ısırdım.

"Louis? Bana bak."

Angel'ın bunu söylemesiyle başımı ona doğru çevirdim.

Angel gülümsedi ve yavaş adımlarla bana doğru yaklaşıp yanıma geldi ve gözlerimin içine bakıp saçlarımı okşamaya başladı.

Beni ağlatmak mı istiyorsun Angel?

Zaten ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.

"Ağlamaya ihtiyacın varmış gibi görünüyor."

Evet, var.

Kendimi daha fazla tutamadım ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım.

"Ben sadece *hıçkırır* ona ihtiyacım olduğunda yanımda olmasını istedim ama o *hıçkırır* beni bayıltarak başından savmayı *hıçkırır* seçti. Çocukluğumdan beri hep aynı şey!"

Happiness MaskWhere stories live. Discover now