|31|

84 11 20
                                    

Louis Agreste

Bay Carl'ın evi terk etmesi üzerinden bir hafta geçmişti ve bu bir haftada çok şey yaşanmıştı.

Bayan Melanie ile Bay Carl boşanmışlardı, ben de tedaviye ilaçla devam edecektim ve de yarın yeni bir okula gidecektim.

Evde tektim ve koltuğa oturmuş, çikolata yiyerek televizyondan çizgi film izliyordum. Çünkü çizgi film dünyası, gerçek dünyanın aksine masumdu ve mükemmeldi. Kan yoktu, cinayet yoktu, karakterlerin psikolojik rahatsızlıkları yoktu, acı çekmiyorlardı, saf, masum ve temizlerdi. Kısa süre de olsa bana bu gezegendeki insanların boktanlıklarını unutturuyorlardı.

Keşke gerçek olmasaydım...

Ama maalesef gerçeğim.

Gerçek olmamın tek iyi yanı Bayan Melanie'ydi. Bana kendi öz çocuğuymuşum gibi davranıyordu.

Kapı çalmıştı. Televizyonu kapatıp çikolata kavanozunu mutfağa götürdükten sonra kapıyı açtım. Bayan Melanie'ydi.

"Hoşgeldiniz, Bayan Melanie."

"Hoşbuldum ama ağzın çikolata olmuş."

"Ne?"

Holdeki aynadan kendime baktım. Cidden de ağzımın etrafında bayağı çikolata vardı.

"Aaa..."

Bayan Melanie kıkırdadı.

"Sorun yok, böyle de tatlı, küçük bir çocuk gibi görünüyorsun ama ağzını yıkaman gerekiyor."

"Zaten öyle yapacaktım, efendim."

Ona bu şekilde seslenmemden rahatsız olmuş gibiydi ama bozuntuya vermedi.

"Peki, sana önemli bir şey anlatmam gerekiyor bu yüzden işini hallettikten sonra salona gel."

"Tamam."

Ağzımı yıkamak için lavaboya gidip ağzımı yıkadıktan sonra Bayan Melanie'nin yanına gittim.

"Evet Bayan Melanie?"

Ona böyle seslenmem onu rahatsız ediyor ama bunu belli etmemeye çalışıyor gibiydi. Ona anne dememi mi istiyordu?

"Yani... Anne?"

Yüzünde küçük bir tebessüm yayılmıştı.

Evet, ona anne dememi istiyor.

"Her neyse, sana bu sabah mide bulantımın ve baş dönmemin olduğunu, bunun da gripten dolayı olduğunu söylemiştim ya..."

"Evet?"

"Aslında gripten dolayı değilmiş, ben dört haftalık hamileymişim, Louis. Doktor öyle söyledi."

Ne tepki vereceğimi bilememiştim. İçimde hem üvey de olsa bir kardeşimin olacağına dair bir sevinç hem de çocuğun babasız büyüyeceğine dair bir üzüntü vardı.

"Tebrik ederim."

"Teşekkür ederim. Eminim ki harika bir abi olacaksın, Louis. Babası olmayacak olsa bile harika bir abisi olacak."

Gülümsedim.

"Söz veriyorum, anne. İyi bir abi olacağım ve ümitlerini boşa çıkarmayacağım."

ERTESİ GÜN

Louis Agreste

"İşte yeni arkadaşınız. Kendini tanıt lütfen."

Başımla gülümseyerek selam verdim.

"Ben Louis Agreste."

"Bu kadar mı?"

"Evet."

"Tamam. Yerine geçebilirsin."

Öğretmenin bana gösterdiği yere geçtim.

"Laura, Louis'i sen gezdireceksin."

"Peki efendim."

Yanımda oturan kız bunu dedikten sonra öğretmen ders anlatmaya başladı.

Yanımdaki kızın adı Laura'ymış. Sesi tanıdık geliyor...

Flashback

"Sorun ne?"

"Susmuyor..."

"Ne susmuyor?"

"Çığlıklar..."

...

Flashback End

Kendime gelmek için başımı iki yana doğru salladım ve derse odaklandım.

...

Zil çalmıştı ve Laura denen kız da bana okulu gezdiriyordu.

"...ve burası da soyunma odalarının olduğu yer."

Gülümsedim ve teşekkür ettim.

"Laura?"

"Efendim?"

"Sen birkaç gün önce hiç ********** Meydanından geçtin mi?"

"Evet, geçtim. Sen de bana tanıdık geliyorsun. Hatta adın da yüzün de tanıdık ama çıkaramadım."

"Sanırım anneme bayıldığımı haber eden sen olmalısın."

"Haa... Annen... Dur. Şimdi olayı anımsadım. Sen kafasında çığlık duyan ve onun susmadığını söyleyen çocuk musun?"

"Evet."

"Şimdi hatırladım işte! Ders boyunca nereden tanıdık geldiğin kafamı kemirip duruyordu. Yeniden tanışalım *elini uzatır* ben Laura. Memnun oldum. Sen?"

Onun uzattığı elini sıktım ve yüzüme içten bir gülümseme ekledim. Bu kızda iyi şeyler hissediyordum. Umarım hislerim beni yanıltmaz.

"Ben de Louis. Seninle tanıştığım için ben de memnun oldum, Laura."

Happiness MaskNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ