|30|

102 12 38
                                    

SABAH

Louis Agreste

Başımı sıraya dayamış, dersin başlamasını bekliyordum. Dersi ne kadar dinleyeceğim meçhuldü çünkü kafamdaki çığlıklar susmak bilmiyordu.

İşin iyi yanı bugün seans günüydü ve doktora sorunumu anlatabilecektim. Kafamdaki çığlıkların sıklığı artmıştı ve her geçen zaman daha dayanılmaz hale geliyordu.

Başım ağrıyor...

Bayan Melanie'yi arasam mı? Kafamdaki çığlıklar sinirimi bozuyor. Çığlıklardan bazen kahkaha sesi de geliyordu. Bu kahkaha, bugün ilk kez yaşanıyordu.

Durumumu sınıftakilere çaktırmamaya çalışıyordum çünkü onlar fazlasıyla anlayışsızlardı ve benimle dalga geçeceklerdi. Bundan emindim. Ve de onlara hadlerini bildirebilecek durumda değildim.

Öğretmene de söyleyebilirdim ama ne kadar işe yarardı ki?

"Ne oldu Agreste? Yoksa uykunu alamadın mı?"

Yapmayın şunu...

Cevap vermedim ve aynı şekilde durdum.

"Yoksa geleceğe yatırım mı yaptın?"

Sadece şu anki halime dua et.

"Hadi ama! Belki de ceset gömerken yorulmuştur! Onu rahatsız etmeyelim de uyusun!"

"Harbi lan! Acaba kimin canına kast etti?"

Kafamdaki çığlıklar ve kahkahalara rağmen zorla ayağa kalkmıştım. Bana bunu diyen kişinin üstüne gelip onu duvara yapıştırdıktan sonra boğazını sertçe sıktım.

"Louis? Yapma!"

Duyduğum sesle sesin geldiği yöne doğru döndüm. Angel'dı.

"Şu an hiçbir şey umurumda değil!"

"Kiminle konuşuyorsun sen?!"

Sınıftakilerden birinin bana seslenmesiyle gerçek dünyaya dönmüştüm. Başımı yana çevirdim ve sırıttım.

"Ne oldu? Çok mu umurunda?"

Çığlık ve kahkahaların sesi yavaşça azalıyordu.

"Yoksa sen... Deli misin?"

Çığlık ve kahkahaların sesi tamamen kesilmişti. İşte benim sıram!

Aniden kahkaha attım.

"Ne? Deli olduğumu falan mı düşünüyorsunuz? Hah! Komik!"

Gülümsedim ve karşımdaki kişiye iyice yaklaşmaya devam edip sakin bir ses tonuyla konuştum.

"Deli olsam ne değişecek? İstersem size her şeyi yapabilirim. Hatta bu cinayete kadar bile gidebilir..."

Sonuçta bunun için büyütüldüm ben! Sizin yaşınızdan fazla adam öldürme ve işkence yöntemi biliyorum.

"...ama siz o kadar aptalsınız ki benimle dalga geçmeye devam edeceksiniz!"

Karşımdaki çocuğun boğazını bıraktım.

"Sen kime aptal dediğini sanıyorsun?! Bize hiçbir şey yapamazsın! Senden hiç kimse korkmuyor Agreste!"

Sadece sırıttım ve ellerimi cebime koyup ona yaklaştıktan sonra bacak arasına tekme attım ve çocuk dizlerinin üstüne çöktü.

Çocuk dizlerinin üstüne çöktükten sonra sırıtışımı daha da genişletip onun hizasına eğildim. Bakışlarımdan korkmuş gibiydi. Adeta korkunun en saf hali gibiydi ve bu bakışlar bana fazlasıyla tanıdık geliyordu.

Happiness MaskDove le storie prendono vita. Scoprilo ora