SB-22- "Gökyüzünde"

13.1K 584 85
                                    

-Cuma demiştim cumartesiye kaydı üzgünüm.
-Multi Cenk olacak, yarın sizlerle

--Şarkı;
Zakkum -gökyüzünde
Alternatif: Grup Seksendort -Eller.günahkar
***************

Adımlarını hızlandırarak uzun koridorda yürüyen adama yetişti. Koridorun en sonunda kiler olarak kullanılkan odaya beraber girdiler. Adam kapıyı kapatıp kilitledi. Anahtarlığı cebine koymadan duvardaki gizli kapıyı açtı. Bodruma inen merdivene açılan kapı duvarla aynı renkti, dikkatli bakılmadığı sürece fark edilmiyordu. Merdivenin korkuluğu olmadığından kenarlara fazla yaklaşmadan aşağı indi. Bodrum'a boğucu bir nem kokusu hakimdi. Duvarlar gece kadar koyu laciverte boyanmıştı. Sağ duvarda birbirine benzeyen altı portre vardı. Resimler bu ailenin erkeklerine ait olmalıydı. Adamın elindeki fenerden yayılan ışığın aydınlattığı tablonun çerçevesine gözleri kamaşarak baktı. İçindeki dürtüye engel olamadan çerçeveye dokundu. Elini ince işçiliğin üzerinde gezdirdi. Şahaneydi. Eskiydi ama inanılmaz değerliydi. Çerçevenin altın olduğunu fark edince elini çekti. Asıl şoku ise elini dokunduğu portreye baktığında yaşadı.

"Babam, yirmi sekiz yaşındaydı. Bu resim yapıldıktan üç ay sonra öldü."

Kadın üzülerek adama baktı. "Ah! Başın sağolsun! Kaç yaşındaydın?" dedi. Sonra sorduğuna pişman oldu. "Üzgünüm, cevaplamayabilirsin. "

Adam başını salladı. Elindeki feneri portredeki adamın yüzüne tuttu. "Yedi yaşındaydım, çok hatırlamam. Öldüğünde annem Ceyda'ya hamileydi."

Kadın adamdan gözlerini çekti. Fenerin bir spot gibi yüzüne çarptığı adamın portresine baktı. Kendi de küçük yaşta babasını kaybetmişti.

Adam yürümeye devam etti. Bodrumun bu kısmındaki ışık patlamıştı. O yüzden fenerini sürekli açık tutuyordu. Bodrum kat gittikçe genişleyen iki koridordan oluşuyordu. İlk koridor beş ayrı odaya açılıyordu. O beş odadan en büyüğü ise bir diğer koridora açılıyordu. Orası da yine gizlenmişti. Odaların tahta kapıları vardı. Adam en büyüğünün kapısını açtı. Kapının arkasından süngüsünü kapatması kadını işkillendirse de, kadın ses etmedi. Adamın adımlarını takip etmeye devam etti.

Sonunda adam demir kapıyı buldu. Bu kapı da çok gizliydi. Bodrum'un eskileri koydukları bu kısmındaki dolaplardan birinin içindeydi. Adam kapıyı açıp kadına yol verdi.

Burası bodrumun girişindeki lacivert koridor gibi restore edilmemişti. Duvarlar ne kadar eski ve sağlam olduğunu belli ediyordu. Duvarı oluşturan taşlarda yer yer çatlaklar ve koyulaşmalar da olsa muhteşem görünüyordu. Bu ev tarihi eser niteliği taşımalıydı kadına göre.

"Bu ev kaç yılında yapıldı?" dedi kadın sesindeki hayranlığı gizlemeden.

"1890-1900 yıllarında... Dedemin dedesi yaptırmış. İlk resimdeki adam. Çok sağlam bina. Hele bodrumun bu kısmı savaş zamanında sığınak olarak kullanılırmış."

"Vay canına! Ama bir sorum var, biz niye buraya geldik? Bana sığınağı göstermek için, beni buraya getirmemişsindir diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum?"

Adam kaşlarını kaldırarak kadına baktı. Cevap vermeden elindeki fenerle duvarları tarayarak ışığın düğmesini buldu. Işığı açmasıyla aydınlanan koridorun sonundaki odaya doğru yürüdü.

Kadın da ileri baktığında daha önce fark etmediği iki adamı gördü. Koridorun sonundaki kapının önünde nöbet tutuyorlardı. Kolunu tuttuğu adamın şaşkın bakışları altında, diğer adamların kendini duymayacağından emin olunca sordu. "Orada ne var?"

SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİROù les histoires vivent. Découvrez maintenant