SB-48- Mektup

10.2K 509 37
                                    

Multimedya; Selim (Kolyeye takılmayın)

~ ~ ~ ~ ~ ~
Sabırsızlıkla kapıyı çaldı. Kapının açılmsını beklerken, omzundaki küçük valizi kapının önüne bırakmıştı. Bu kapının açılacağı da yoktu ama! Eslem'in her zaman koyduğu yerden, posta kutusunun arkasındaki gizli boşluktan- anahtarı alıp kapıyı açtı.

İçerideki koku adamı rahatsız etmişti. Ne kadar havasız kalmıştı bu ev. Sanki... Sanki terk edilmiş gibi. Bir insan nasıl yaşardı bu evde? Nefes bile alınmazdı ki! Buna daha fazla kafa yormadan eve doğru seslendi. " Eslem!"

Mahkemede yanında olan arkadaşlarının üzgün bakışlarından bir anlam çıkaramamış, yaklaşık bir aydır çocuklarından ayrı kaldığı için üzüldüklerini düşünmüştü. Böyle olunca da onları kendisi ile eve gelmemeleri konusunda ikna etmişti. Zaten avukatı Çetin Bey'in sayesinde beklediği tarihten öne alınan mahkemeden bile daha sabah haberi olmuştu. Bunun üzerine Eslem'in gelmemesini normal karşılamıştı. Ancak şimdi evdeki bomboşluğu gördükçe içine bir sıkıntı doluyordu. Önce salona baktı. Her şey yerli yerinde, düzenliydi. Masanın üzerinde ince bir toz tabakası oluşmuştu. Boğucu hava adamın nefes almasını bile zorlaştırıyordu. Temmuz ayının bu sıcaklığında ev bu kadar havasız bırakılır mıydı?

Seslenişine cevap alamayınca daha da endişelendi. Mutfağa da bakma gereği duydu. Kırık bir bardağın parçaları halı ile zeminin üzerine dağılmıştı. Şaşkınlığı daha da artarken, içten içe baktığı hiçbir odada onu bulmayacağını anlamıştı. Koşarak üst kata çıktı. Önce Eymen'in odasına girdi. Eymen'in toplu olan yatağı, yerde dağınık duran oyuncakları her zamanki manzaraydı. Ancak havasız kalan evin kokusu, kahverengi mobilyaların üzerinde kendini belli eden toz, adamın düşüncelerini daha da kuvvetlendirdi.
Selim yumruğunu sıkarak, Eslem ile kendisinin odasına girdi. Dağınık tek yatak buradaydı galiba. Eslem'in kirli çamaşırları ise banyoda duruyordu. Bu odada da farklı tek şey olarak sessizlik vardı. Tüm eve sessizlik hakimdi. Selim düşünceli bir ifade ile diğer odalara baktı. Alt kata tekrar inip de Eslem'in çalışma odasına girdiğinde, kadının bilgisayarının yanında parlayan bir metal gördü. Onun Eslem'in yüzüğü olduğunu fark etmesi çok da fazla zamanını almazken, sakin ama seri adımlarla masaya doğru ilerledi.

Yüzüğü eline alıp, baş ve işaret parmağı arasında sıkıca tutarken, yumruk yaptığı elinin içine hapsetti. Yüzüğü aldığı yerdeki, ikiye katlanmış beyaz kağıdı fark etti. En azından sevdiği kadın, giderken bir açıklama yapmaya tenezzül etmişti(!) Selim teninin altında gezinen öfkeyle kırgınlığını harmanlayınca ortaya çıkan adamdan hoşnut olmasa da mektup olduğunu anladığı kağıdı eline aldı.

Mektubu okumadan önce, bu mektubun neden bu odada olduğunu anlamıştı. Burası bu evde, Eslem ile ikisinin en az anısı olan odaydı. Mektup bittiğinde, Eslem'i bile kırabilecek bir öfkeyi taşıyacağına emindi. Çünkü sürekli onu dinlemeyi reddeden karısı, bir neden bile söylemeden gitmişti. Ha, belki nedeni bu kağıtta yazıyordu bilmiyordu. Ama Selim, Bazen Eslem'in gerçekten bencil olduğunu görmezden gelemiyordu. Yahu, en azından Selim çıkana kadar bekleseydi! Neydi bu evdeki bu Eslem'sizlik böyle!

Selim birden masadan destek alma ihtiyacı hissetti. Evden çok kendi onsuzdu. Mektubu açtı sonunda. Mürekkep, gözyaşından olsa gerek, yer yer akmıştı. Ama Eslem'in doktor yazısı algısına ters düşecek güzellikteki tane tane harfleri okunabiliyordu.

" Selim,
Bazen insan öyle duygular hisseder ki; ne bir yazar anlatabilir ne de tüm ihtişamıyla dünyanın en güzle dili olan Türkçe anlatmaya yetebilir.

Öyle bir ikilem arasındayım ki; ne karar verebiliyorum ne de bu kararımın olumlu olumsuz taraflarını görebiliyorum.

SON BAKIŞ ~ Son Durak Serisi 1 *DÜZENLENECEKTİRWhere stories live. Discover now