First kiss ~Soukoku Omegaverse~

Elli Sekizinci Bölüm; Ateşli Karşılaşma

Keyifli Okumalar...🖤
Yazar'dan...

Aino kendisinden uzaklaşan babasına karşı yavaşça elini kaldırdı ve mümkünmüş gibi tutmaya çalıştı. Ama hepsi birer hayaldi ve babasının gözlerindeki gizli hüzün Aino'nun gözlerinde belirdi. Ardından göz yaşları yavaşça yanaklarından süzüldü.

Daisuke omzundaki bacaklara yavaşça vururken, Aino fısıldadı.

-Lütfen gidelim.

-Ne? Ama yapmamız gerekeni daha yapmadık!

Daisuke Aino'nun altında söylenmeye başladığında, Aino VİP odasına giren babasına son kez bakındı ve gözlerini kırpıştırarak etrafını taradı. Chuuya içtiği 7 bardak şarapla iyice kendisini kaybetmiş, Sai'nin boynuna asılmış haldeydi.

Aino iki babasının bu kadar yakın, ama bir o kadarda uzak oluşuna üzülürken, Daisuke adımlarını arka oda olan dinlenme odasına yöneltti ve boş odada Aino'yu koltuğa fırlattı. Daisuke üzerindeki siyah kazağı çekiştirip derin iç çekişler yaparken, kaşlarını çattı ve başını kapıdan uzatarak etrafına bakınmaya başladı. Ama ortamda bulunan yetişkinler yüzünden babasını göremedi.

-Tch! Neden tüm yetişkinler babamın boyunda değil ki?

Daisuke tıslayıp başını arkaya çevirdi ve Aino'ya baktı. Aino koltuğa atılmasıyla üzerindeki paltoya sıkıca sarılmış bir şekilde titreyerek ağlıyordu.

Belki de...

Onlar unutulmuşlardı?

Çünkü Aino'nun gördüğü ufak silüet ona o hissiyatı vermişti ve bu korkunçtu. Aino, babasının ve kendilerinin yerine geçebilecek bir varlığın olmasını istemiyordu.

-Söyle bana. O nereye gitti?

Daisuke kalabalığa bakarak söylendiğinde, Aino yanağını ısırdı ve burnunu çekerek doğruldu. Üzerindeki siyah blüzü düzeltip saçlarını arkaya atarken, göz yaşlarını sildi ve fısıldadı.

-Üzerinde büyük harflerin yazılı olduğu odaya girdi.

Daisuke etrafına hızlıca bakarken, büyük, turuncu ışıklarla çevrili olan yazıya baktı ve öne adımlamaya çalıştı. Fakat bileği minik bir el tarafından tutulunca durdu ve durumu analiz etmeye başladı.

Eğer şimdi oraya giderse korumalar tarafından tutulacaktı. Bu kadar gösterişli olan bir odanın önü kesinlikle korumalı olurdu ki, yakalanırsa bu her iki tarafı da rahatsız ederdi.

Daisuke bağırmalı mıydı? Ama hayır, daha ismini bile bilmiyordu ve Aino'nun gördüğü veya gördükleri hakkında da bir bilgi sahibi değildi.

Aino baba düşkünü bir kızdı ve babasıyla bakıştıysa bu onu havalara uçurmalıydı.

Ağlatmamalıydı...

Bu yüzden Daisuke iç çekti ve her zaman aksiyon oyunlarında veya babasının seslendirdiği o meşhur aksiyon filmlerindeki gibi davrandı.

Daisuke Aino'nun bileğini tutarak otelden çıkardı ve tekrardan otoparka ilerleyip her bir arabanın kaportasına dokunmaya başladı. Aino buna bir anlam veremezken, tüm arabalardan uzakta olan ve oldukça lüks olan siyah araca yakınlaştı. Elini kaputta gezdirirken sıcak olduğunu farketti ve son olarak bagaj kısmına ilerleyip eğildi. Daisuke egzoz borusuna elini hafifçe değdirip çektikten sonra, gelen sıcaklıkla hızla dudaklarına ilerletti ve doğrulup sırıttı.

-Son olaraksa-

Daisuke kendinden emin bir şekilde arabanın ön koltuğuna ilerledi ve kapıyı açıp kardeşine gülümsedi.